InstagramKöşe Yazarlarımız

2030…

Dünyalı unsurların gündemi 2030 yılına hazırlanmak. Türkiye ise tüm bu gelişmelerden çok uzak, Osmanlı İmparatorluğu’nun 1912 yıllarında seyrediyor. Dünyanın yeni miladını da hep olduğu gibi büyük bir çöküş eşliğinde topluca ıskalamasak…

Osmanlı İmparatorluğu’nun 1912 yılındaki sopalı seçimin ertesinde yaşadığı bunaltıcı gelişmelerin tekrarını yaşar gibiyiz.

Toplumsal çürümenin akıl ve izanı yok eden çıldırmasına bir de ekonomik sefilleşme faciası eşlik ediyor.

Öngörü yapmanın iyice zorlaştığı, tam da “bindik bir alamete…” durumu.

Çok fazla ve çok yakından ilgilenirseniz sizin de bu bataklığın parçası haline gelmeniz tehlikesi var…

Sağlıklı kalmanın bir yolu da dünya vatandaşı kimliğinizle, gözünüzü 21. Yüzyıl’ın gidişatından fazla ayırmamak.

xxxxxxx

Dünyalı unsurların gündemini ise gitgide tek bir konu kapsıyor: 2030 yılına hazırlanmak…

2015 yılının Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, yoksulluğu ortadan kaldırmak, gezegenimizi korumak, eşitsizlik ve adaletsizlikle mücadele etmek hedefiyle 2030 yılında tamamlanacak bir yol haritası olarak Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını (SKA) kabul etmişti…

Dünyanın bu hedefe doğru hızlıca yol aldığını söylemek zor, önümüzdeki 7 yıl içinde zaaflarını gidereceğini düşünmek de fazla bir iyimserlik.

Gene de dünya, 2030 yılını “Dijital Devrimin” tamamlanması açısından milat olarak değerlendirmede büyük bir ittifak sağlamış gibi görünüyor.

xxxxxxx

Dijital Devrim denirken, “Robotik ve yapay zekanın tüm iş süreçlerine dahil edilmesinden, veri tabanlı karar almaya kadar hızla ilerleyen teknoloji’’ kastediliyor.

Daha kestirmeden söylersek bir rodeo hayvanı gibi bizi sarsalayıp duran 21.Yüzyıl, yolunu, yöntemini, istikametini belirlemiş olacak.

İstikametini kesinleştiren bir 21.Yüzyılda bu değişime ayak uydurabilenler yola devam edecek, diğerleri epeyce zorlanacak.

******

Fujitsu’nun Trajectory firması ile ortaklaşa gerçekleştirdiği “Zaman Çizelgesi 2030 Raporu”, 2030’a kadar dünyayı dönüştürebilmek için uğraşılması gereken “anahtar” sorunları ve hedefleri saptıyor:

1-Otomasyon – teknolojik gelişmelerin, iş ve ekonomileri yeniden şekillendirmek için birleşmesi

2-Online Dünya – dünyanın %70’inden fazlasının internet erişiminin hedeflenmesi

3-Yaşlanma – 8.5 milyardan fazla olan küresel nüfus içinde yer alan her 8 kişiden 1’inin 65 yaş üstü olması

4-Kentleşme – dünya nüfusunun yaklaşık üçte ikisinin kasaba ve şehirlerde yaşaması

5-Küreselleşme – Gelişmekte olan piyasalar tarafından yönlendirilen küresel ekonomi istemlerinin hakimiyeti

6-Sürekli öğrenim – değişim hızı ve daha uzun yıllar çalışma sebebiyle sürekli eğitim

7-Dijital vatandaşlık– Verimliliği en üst düzeye çıkarmak için sayısallaştırılmış kamu hizmetleri

8-Esneklik – Tüketici teknolojisinin benzeri görülmemiş esnekliğinin günlük yaşamlarımıza katkısı

9-İnternetin düzenlenmesi – Hükümetlerin daha fazla kontrol uygulamaları ve çok katmanlı erişim normu

10-Herkese yiyecek – Sürdürülebilirlik konusunda çok az ilerleme gerçekleşmesi ve gıda sistemlerinin büyük baskı altında olması.

xxxxxxx

ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu’nun 2018 ve 2028 arasında en yüksek büyüme oranlarının gerçekleşeceğini tahmin ettiği “20 meslek” de 2030 istikametini belirginleştiren bir diğer önemli çalışma.

20 mesleğin içinde;

-12’si sağlık hizmetlerini,

-3’ü enerjiyi (güneş fotovoltaik tesisatçıları, rüzgâr türbini servis teknisyenleri ve orman yangını müfettişleri ve önleme uzmanları)

-ve geri kalan beşi de Bilgi Teknolojilerini içeriyor.

xxxxxxx

Hayatın nasıl değişeceğini gösteren bazı ayrıntılar da var bu raporlarda.

Örneğin, 2030 ve sonrasının en ilgi çekici meslekleri arasında “Otoyol kontrolörü” diye bir başlık gördüm.

Şöyle tanımlanıyordu:

“Otonom araç ve dronlar bir gün şehirleri aşabilir. Bir kontrolör, trafiğin güvenli ve sorunsuz bir şekilde hareket etmesini sağlamak için yol ve hava alanını izler, düzenler, planlar ve yönetir.”

xxxxxxx

2030 yılına en çok kafa yoranlar arasında ABD’nin itibarlı üniversitesi Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MİT) de var.

MIT’in Geleceğin İşgücünü Yönetme Müdürü Elisabeth Reynolds, sürecin zorluklarına da dikkat çekerek uyarılar yapıyor:

“Yaşlanan bir işgücü, doğurganlık oranlarının düşmesi, daha iyi eğitimli yeteneklerin azalmasına neden olacak… Ayrıca kısıtlayıcı göçmen yasaları var. Bütün bunlar yetenek ve emek kıtlığı yaratacak, bolluğunu zorlaştıracak.”

2030 ve sonrası için ne tür yeteneklere ihtiyaç olacak ve o ihtiyaç duyulan nitelikli iş gücünü nerede bulacağız? Ciddi sorunlardan biri de bu…

Türkiye ise dünyaya eklemlenmiş çok az sayıdaki unsuru dışında tüm bu gelişmelerden çok uzak, Osmanlı İmparatorluğu’nun 1912 yıllarında seyrediyor.

xxxxxxx

Ekmek, süt, yumurta almakta zorlanan, milyonlarca ailenin kömür yardımına muhtaç edildiği bir ülkede, bir gün sonrasıyla başa çıkmanın her gün daha zorlaştığı bir dönemdeyiz.

Böyle bir durumda 7 yıl sonraya, 21.Yüzyıl’ın kırılma noktasına odaklanmak tabii ki gündem değil.

Ancak Türkiye’nin medyan yaşı 33… Nüfusun yarısı 33 yaşın altında.

Bari içinde debelendiğimiz bu bataklık, gençlerin tümünü yutmasa… Dünyanın yeni miladını da hep olduğu gibi büyük bir çöküş eşiğinde topluca ıskalamasak.











Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu