“Tahkir” ve “Tezyif”
Hayatıma düşüncelerimi ifade ettiğim için giren iki kelime;
“Tahkir” ve “Tezyif”
***
2020 Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi tarafından Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’na ait olan Beyaz Ev’de dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı devirmek ve yerine Ersin Tatar’ı getirmek için bir yemek düzenleniyor…
Bu yemeğe, Tatar’a muhalif olduğu düşünülen Ulusal Birlik Partili 8 Milletvekili davet ediliyor…
Ve orada yabancı bir ülkenin elçisi tarafından, bu toplumun seçtiği vekillere talimat veriliyor!..
Şimdi soru şu;
Bunu bilip de susan mı bu ülkeye ihanet etmiştir, yoksa bilip de irademize yapılan bu darbeye ses çıkartan mı?
Ben bu ülkenin bir evladı ve bu toplumun yetiştirdiği bir gazeteci olarak sessiz kalmadım!..
Ve AKP’nin eliyle adanın kuzeyindeki siyasetin genel eve dönüştürüldüğünü kaleme aldım!..
Sonuç?
Kendi liderine ve iradesine, yabancı bir ülkenin elçisi tarafından müdahale yapılmasına sessiz kalanlar muteber, ben ise hain ilan edildim!..
Hakkımda 10 yıla kadar askerin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif ettiğim gerekçesi ile dava açıldı!..
Yani ben bir gazeteci olarak, yukarıda asker ile alakası olmamasına rağmen yazdığım bir yazı nedeniyle Başsavcılık tarafından askerin saygınlığını, itaat edilme gereksimini ve varlık nedenini tartıştırma konusu yapmakla suçlanıyorum!..
***
Diyelim ki böyle bir hissiyat var, peki bunu gerçekten tahkir ve tezyif edenler için ne yapılıyor?
Sadece merak ettiğim için hem Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’na, hem de Başsavcılığa sormak istiyorum;
-Emekli olmuş üst düzey bir komutan, Ercan’da sigara kaçakçılığı yaparken yakalandığında bu askerin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif etmedi mi?
-Peki, yine üst düzey bir komutanın sahte diploma skandalına karışması, hatta daha fazla rütbeli ismin bu skandala karıştığının iddia edilmesi ve güvenlik güçlerinin son dönemde bu skandallarla anılması, askerin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif etmiyor mu?
Hayır, merak ediyorum!!!
Toplumun bireyleri olarak yaşanan bu skandallar nedeniyle hepimizin manevi şahsiyeti üst düzey komutanlar, üst düzey yöneticiler ve üst düzey kamu görevlileri tarafından çoktan tahkir ve tezyif edilmişken, aşırı hassasiyeti olan askerin kendine bağlı isimlerin usulsüz işleri nedeniyle sürekli gündemde kalması manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif etmiyor mu?
Çok değerli ve bu konuda duyarlı olan Başsavcılığımız, suçlu bulunmaları halinde bu şahıslara da 10 yıla kadar hapis istemiyle askerin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif etmekten dava açacak mı?
Benimkisi sadece bir merak!..