InstagramKöşe Yazarlarımız

Ana-Yavru İlişkisi



İki ayrı devlet olduğunuzu iddia ederseniz ilişkilerinizi de doğru bir zemine oturtmak zorundasınız.

Ana-yavru ilişkisi içinde sürdürmeye devam ederseniz, kimse sizi devlet olarak ciddiye almaz ve sizin de şikayet etmeye hakkınız olmaz.

Şikayet edenler de yavruluktan hiç ama hiç kurtulamaz. Kırk yaşını geçmiş olsa bile ana olarak kabul ettiğinin sözünden asla çıkamaz.

Hele siz kendinizi yavru olarak görmeğe devam eder ve yavruluktan kurtulmamaya eğilimli iseniz kendi başınıza hiç kararlar alamaz, tek başınıza komşuya bile gidemezsiniz. Gitseniz bile mutlaka ama mutlaka ananızdan izin alarak gidersiniz.

Eğer siz de ananız gibi ekonominizi ithalata dayamışsanız, hakkınız olan bazı gelirleri de anaya bırakırsanız, hep avcu açık, size verilecek geçim parasını beklemeye devam edersiniz.

Bakıyorum şimdi şikayetler başladı; ”Bizim haberimiz olmadan kararlar alınıp uygulanıyor” diye.

Peki ama siz iki ülke arasında olması gereken ilişkiyi doğru zemine oturtmak için gayret gösteriyor musunuz?

Yoksa uslu uslu oturup sıranızın size gelmesini mi bekliyorsunuz?

Bu düşünce içinde olanlar şunu iyice bilmelidirler ki; sıra kendilerine gelse bile hep o ana olarak kabul ettikleri yapının isteklerini yerine getirmek zorundadırlar.

Kendi düşünceleri farklı olsa bile onları uygulayamayacaklardır. Bugün başımıza atananlara gelince onlar zaten rüzgarın esintisine göre ha bire dönerler. Bugün böyledirler, yarın başka türlü olurlar. Bugün sağcı iseler yarın solcu olurlar. Onlar için hiç fark etmez.

Yeter ki koltuk altlarında olsun ve de döner koltuk olsun.

KTÖS yetkili organlarında görevli olduğum yıllarda, Rahmetli Denktaş, ekip olarak bizi makamına çağırmış ve çeşitli konularda görüşlerimizi dinlemiş ve o da bize hiç de benimsememiz mümkün olmayan düşüncelerini söylemişti.

Onun düşünceleri, zamanın TC Hükümetinin düşünceleri ile benzerlik taşıyordu. Ayrılacağımız zaman ona şu soruyu sormuştum; “Sayın başkan yarın Türkiye’de solcu bir iktidar oluşursa sizin haliniz ne olacak?

Rahmetli bana kahkaha ile karışık bir cevap vermişti; “Sizleri sağcı diye içeri atacağım

Bu yanıtı hiç unutmadım.

Bu bakımdan ana-yavru ilişkisinden zararlı hep kendini yavru olarak kabul edenler olmuştur ve olmaya devam edecektir. Bu ülkede siyasetimize müdahaleler her zaman yapılmıştır.

Bunları en azından bizim yaş kuşağı çok iyi hatırlamaktadır. Ancak son Cumhurbaşkanlığı (2020) seçimlerinde yapıldığı gibi tehditler içeren bir müdahale olmamıştır.

Ve ne yazık ki buna Sayın Akıncı’nın yanında adaylardan Sayın Serdar Denktaş’tan başka tepki koyan olmamıştır.

Eğer Sayın Akıncı’nın ve arkadaşlarının verdiği mücadeleye yeterli destek verilseydi bugün bu durumda olmayacaktık.

Rum tarafına ve dünyaya karşı eşit egemenlikten bahsedeceksiniz, Türkiye’ye gelince Ana-Yavru. Ve dünya bunun farkında olmayacak da sizi devlet olarak kabul edecek, resmen tanıyacaktır. Yemezler!

En iyisi siz YAVRU kalmaya devam edin. Nasıl olsa Kıbrıs’ta Kıbrıslı kalmayınca sizin de koltuklarda oturmanız mümkün olmayacaktır. Hade hayırlısı.











Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu