InstagramKöşe Yazarlarımız

Köpekler Köyü




Bir şeylerin sahibi olmak için yırtınıyor insanlar.

İşte köpek de en kolay sahip olunabilecek ve sadakatiyle sahip olma duygusunu en kolay tatmin edebilecek canlı.
Her köyün birtakım sorunları vardır.

Şu sıralar yaşadığım köyün en büyük sorunu köpekler bence.

Horozlardan, tavşanlardan fazla köpek var bu köyde. İnsan sayısı kadar hatta, belki de daha fazla. Belediye ve köy ahalisi sorun olarak görmüyor tabii bunu.

Bizim dışımızda herkesin bir veya birkaç köpeği var mahallede. En çok da avcı ve çobanların, hem de sürü halinde.

Havladılar mı koro halinde havlıyorlar.

Benim sürekli havlayan bir köpeğim olsa, komşularımı rahatsız ettiğim için utancımdan yerin dibine girerdim.

Onların utanması yok. Her şeyden önce insanın insana saygısı pek yok buralarda.

Köydeki köpekler ikiye ayrılıyor. Serbest köpekler ve tutsak köpekler.

Serbest köpeklerin çoğu, burada görev yapan subayların iki üç yıllık görev süresi bittikten sonra adadan ayrılırken sokağa saldığı köpekler.

Serbest olan köpekler nadiren havlıyor ama kafeste tutulanlar veya bağlı olanlar susmuyor.

Tutsak köpekler, her türlü kafeste veya bağlı olarak tutulan köpekler.

En çok gürültüyü de bunlar çıkartıyor. Serbest dolaşan köpeklere çok kızıyorlar.

Tutsak köpekler semirmiş, sahipsiz ve serbest olan sokak köpekleri ise zayıf, kemikleri sayılıyor.

Neden köpek besler ki insanlar?

Sevdikleri için, hırsızlardan ve davetsiz misafirlerden korktukları için veya faydası için. Köpek karşıtı değilim, bununla sorunum yok.

Sorun şurada, köpeğin sorumluluğunu almıyorlar, iyi bakmıyorlar köpeklerine.

Açmıyor, çözmüyor, dolaştırmıyor, gezmeye götürmüyorlar onları. İyi bakılmayan, hareketsiz köpekler de mutsuz oluyor. Mutsuz olunca da basıyorlar yaygarayı. (Bir tek yağmur yağarken susuyorlar topu birden)

İsteyen istediğine sahip olsun, ne beslemek isterse beslesin, ama kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok. Altı tane köpeği kafeste tutmak, bütün gün bağırtmak, bu nasıl bir köpek sevgisi!

Burada doğmadım ama burada büyüdüm; Eşek, keçi, koyun ve inek dışkı kokuları arasındaki farkı öğrendim bu süreçte, ama köpek dışkısı hiç mi hiç ilgilendirmiyor beni.

Hayatta bir tek köpeğim oldu çocukken, onu da tavuklarımızı yemeğe gelen köpek çetesiyle iş birliği yaptı diye vurup öldürdüler.

Terazim çok hassas, olumlu veya olumsuz her şey etkiliyor beni gündelik hayatta. Kesintisiz köpek havlamaları da sessizlikten çalıyor, sinirimi bozuyor, uykumu kaçırıyor.

Genel olarak köpekleri (ama en çok da tutsak olanları) çıldırtan şey ise ezan sesi. Günde beş defa cehennemi bir şamata!

Köpekler ve imamlar anlaşamıyorlar, karşılıklı atışıyorlar.

Bu köyün adı değişsin bence, Köpekler Köyü olsun, böylesi çok daha anlamlı olacak.









Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu