InstagramKöşe Yazarlarımız

Zivaniya Edebiyatı


Geleneksel içkimiz zivaniya hem hoş geldin hem de güle güle içkisidir bizim kültürümüzde.

Yani hem aperetifdir hem de digestif’dir.

Eski köyümüz Stavrokonno’da (Aydoğan) bağlarımız vardı. Şarap değil ama zivaniya yapardı atalarım.

Âdem Dedem ürettiği zivaniyanın fazlasını devlete satardı. Hüseyin Dedem zivaniya içince horoz gibi öterdi.

Babam üç beş tane içince başını duvarlara vururdu.

O zamanlar içmeyenler bile ilaç olarak kullanmak veya misafirlerine ikram etmek için evlerinde zivaniya bulundururlardı mutlaka.

Çok küçükken tanıştım zivaniyayla, nezle olduğumuzda annem ilaç yerine zivaniyayla ovardı göğsümüzü, sırtımızı, boğazımızı yatmadan önce (hala daha çocukluğumun karakış gecelerini hatırlatır bana kokusu). Zivaniya ve bunun yanında yenilen köfter ve üzüm sucuğu kültürüyle büyüdük biz.

Stavrogonno’dan sonra yerleştiğimiz Lisi’de (Akdoğan) bağcılık yaptık uzun yıllar. Zivaniya değil ama paluze, köfter, sucuk ürettik ta ki dört yıl öncesine kadar. Omurilik iltihaplanması nedeniyle yatağa ve tekerlekli sandalyeye çakılınca annem o iş de bitti. Kurudu şimdi bağ.

Şarap da zivaniya da üzümden üretiliyor, yani ikisinin de anası aynı, ama mizaç olarak o kadar farklılar ki. Yerel, ateşli, sert bir içkidir zivaniya. Şarap ise en evrensel, en mitolojik ve en romantik içkidir.

Zivaniya yapma tekniğini Venediklilerden öğrenmiş Kıbrıslılar (tersini iddia edenler de var), ama temelde aynı teknikle üretilse de, yerel ruhu da içine katarak yaptıkları için Fransızların marc’ından, İtalyanların grappa’sından ve Giritlilerin raki’sından farklıdır zivaniya.

Eski seyyahların yazdığı kitaplarda pek bulamazsınız zivaniyayı, çünkü daha çok köylülerin içtiği bir içki. Kaba bir içki sayılıyordu. Köylerde üretilen zivaniyanın alkol derecesi, fabrikada üretilenden daha yüksek olduğu için ‘topuzi’ deniyor halk arasında.

Asla su katılmaz zivaniyaya, buz bile atılmaz (su katılan spirit’lere şüpheyle yaklaşmak lazım). Viski’ye su katılmasını hakaret sayar İskoçlar da.

Mevsimine göre farklı meyvelerle, yemişlerle zivaniya içenler gördüm (karpuzla, kirazla, çalayla bile). Öyle bir içki ki her çeşit meyve ve yemişle içilebilir. Aslında her şey olabilir zivaniya mezesi.

Eskiden ekseri zivaniya (veya Güney’den kaçak getirilen 31 adlı konyak) içilirdi meyhanelerde, içki evlerinde. Şimdi daha çok Türkiye’den gelen rakı içiliyor. Rakı ele geçirdi piyasayı. Bu da gösteriyor ki asimilasyon işe yarıyor.

En çok içimi ısıtan içkidir zivaniya sonbahar ve kış aylarında. Başım veya midem ağrıyınca bir bodiri zivaniya içerim ve tamam, kaybolur ağrı.

Viski ve rakı edebiyatı değil, şarap ve zivaniya edebiyatı yapıyorum ben, çünkü bunlar üretiliyor bu topraklarda ve bunlar şekil veriyor kültürümüze.

(Bu son cümleyi söylemek için yazdım belki de bütün bu yazıyı)











Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu