Dengede Misin?
“Nasılsın?” diye sorulunca, ilk aklıma gelen cevaplardan biri de ‘dengedeyim’ cevabıdır, dengedeysem eğer. Nasılsın sorusu yerine, en iyi alternatif soru dengede misin sorusu olurdu herhalde.
Dengede misin Ayşe – Ahmet ? Dengede misin Mariya – Yorgos?
Teraziyim ve Teraziler denge burcu olarak bilinir. Terazim hassastır, bezen bir bakış, bazen iki harfli bir kelime bozabilir dengemi.
Dengemizi bozan o kadar çok etken var ki gündelik hayatta. Kimilerinin anlık veya çok kısa süreliğine bozulur dengesi. Kimisinin ise uzadıkça uzar.
Dengede olduğumda açığım, dengesiz olduğumda ise kapanmak, kendi içimde yaşamak isterim dengesizliğimi.
Hemen hemen herkes için geçerli sanırım bu.
Kalabalık-yalnızlık dengesi ve doluluk-boşluk dengesi en çok dikkat etmem gereken dengelerdir benim hayatımda.
Bazen de belli dışsal etkenler olmadan, içsel nedenler, gereksiz kaygılar ve korkular bozar dengemizi. Ve daha da derindeki travmalar ve suçluluklar. Ki bolca bulunur Türk, Rum, Ermeni, Maronit, Latin, bütün Kıbrıslılarda.
Dengem bozulduğunda, tekrar dengeye gelmek için çaba göstermem gerek. Neyse ki doğa ve sanat var. Dengeyi bulmam için onlara güvenebilirim her zaman.
Doğa ve sanat yanında, okumak yazmak, hareket etmek, erotizm, şarap, vesaire, her an elimizin altında olan veya olması gereken dengeleyiciler.
Dengede kalmak kolay iş değil bu bölünmüş ülkede, bu tarihsel mirasla. Bozuk düzeni ve dar kafalı toplumu da ekleyince buna işimiz gerçekten de zorlaşıyor. Özellikle de kuzey tarafındaki absürtlükler başa çıkılacak gibi değil.
Şu bir gerçek ki, bitkiler ve hayvanlar değil, en çok insanlar bozuyor dengemizi. Bitkilerin ve hayvanların iletişimi, ilişkisi insanlarınkinden daha derin. Ağaçlardan, kuşlardan ve otlardan öğreneceğimiz çok şey var.
Zor zamanlarda sadece insanlardan değil rakamlar ve kelimelerden de uzaklaşmak gerek gerçekten de dengelenip, dinlenmek için.
Bütün bunlara rağmen denge durgun ve sıkıcı, dengesizlik ise yorucu ve yıpratıcı olabilir. Zıtlıklar yasası diyor ki bize, biri olmazsa diğeri de olmaz zaten. Denge de dengesizlik de her ikisi de değişken ve geçici.
Temelde huzursuz (dengesiz) olduğum için kaçıyorum, yer değiştiriyorum, saklanıyorum, huzuru (dengeyi) arıyorum hep. Bulunca da sıkılıyorum bir süre sonra ve yine kaçıyorum, yer değiştiriyorum, saklanıyorum.
Elbette bize iyi gelen, bizi dengeye getiren insanlar da var. Olumsuz gerçeklere dayanma gücü veriyor bize yanımızdakiler, destekleri, sevgileri ve şefkatleriyle.
Hatta uzakta, çok uzakta olsalar bile sesleriyle, sözleriyle ve imgeleriyle uzanıp dokunuyor ve dengeye getiriyorlar bizi bir kez daha.