Bu Kişileri Kim veya Kimler Koruyor?

Memleket olarak suç ve suç makineleri ithal eder olduk…

Hem de öyle sıradan, ekonomik nedenlerle suç işlemek zorunda kalan tipler değil, tam anlamıyla profesyonel olarak suç işlemeyi meslek haline getirmiş kişiler soluğu ülkemizde alıyor…

Kendi ülkelerinde uyuşturucu ticareti, kaçakçılık, dolandırıcılık, kara para aklama ve benzeri global suçları işleyen ve yakayı ele vermek üzere olan çoğu suç makinesinin yeni adresi Kıbrıs’ın kuzeyi oluyor…

Bu suç makineleri açısından yapılan bu tercihin nedenleri gayet anlaşılır durumda…

KKTC illegal bir devlet…

Uluslararası hukuk içerisinde yer almamakla birlikte, hiçbir ülke tarafından da kabul edilmiyor…

Ayrıca kara para aklamanın da cenneti!..

Hal böyleyken, kendi ülkesinde ve/veya İnterpol tarafından dünya çapında aranan suçluların KKTC’ye gelmesi onlar açısından gayet normal…

Peki, bizler açısından bu normal mi?

Hatırlayınız, “Şehriban Toptal” isimli suç makinesi bir kadın İnterpol tarafından aranmasına rağmen uzun süre ülkemizde kalmış, burada bazı faaliyetlerde bulunmasına göz yumulmuş, sonrasında bir kesim gazete ve gazetecilerin ısrarlı haberinden sonra Bakanlar Kurulu bu şahsın sınır dışı edilmesine yönelik karar almıştı…

İşin ilginç yanı, bu karar sonrası yine uzun bir süre Toptal, bir türlü güvenlik güçleri tarafından bulunamamış ve yine gazetecilerin baskısı ile bir gece ansızın gerçekleşen operasyonla tutuklanıp sınır dışı edilmişti…

Aslında burada ortaya çıkan bazı sonuçları ele almalıyız;

1-Gazetelerin ve gazetecilerin, yayınladığı veya yaptığı haberlerin önemi…

2-Bu suçluların birileri tarafından korunduğu gerçeği…

3-İstenildiği zaman bu gibi kişilerin anında deport edilebileceği…

Peki, yaşanılan bu olay sonrasında devletin yönetim ve güvenlik tarafındaki kesimler bir ders çıkarttı mı?

Bana pek de öyle görünmüyor!!!

Şu anda ülkemizde İran uyruklu Ashraf Farhid adlı bir kişi bulunuyor…

Araştırdım, kadın resmen geldiği yerde suç işleme rekorları kırmış…

Bu suçlardan bazıları şöyle;

-Yasadışı iş yapmak…
-Yasadışı yollardan kısa sürede açıklanamayan bir servet elde etmek…
-Tehdit…
-Şantaj…
-Sahtecilik…
-Hakaret ve dahası…

Bakınız bunlar Ashraf Farhid isimli şahsın hakkında ortaya atılan iddialar falan değil…

Bu şahsın İran’ın Şiraz Eyaleti’nde işlediği ve mahkeme tutanaklarında yer alan suçlar!..

Kaldı ki, İranlı Ashraf Farhidbu suçların bazılarından hüküm daha almış ve cezaevinde yatmış!..

Şimdi bu kişi ülkemizde ve biri veya birileri tarafından korunuyor…

İşlediği tüm suçlarından yargılanmamak için ülkesinden kaçtığı KKTC’de, yasadışı yollardan elde ettiği paralarla hem sefa sürüyor hem de burada o parayla kendine koruma kalkanı oluşturuyor…

İşin ilginç yanı ise bu gibi şahısların hep Dursun Oğuz’un bakanlık dönemine denk gelmesi…
Hani insan ister istemez kendi kendine bazı sorular yöneltiyor!..

Mesela “Acaba Dursun Oğuz bakanlık için yetersiz bir insan mı” veya “Bu gibi kişilere göz mü yumuyor”…

Daha fazlasına ihtimal vermiyorum ama görebildiğim başka bir şey daha var, o da bakanın cesaret ve irade konusunda sorun yaşadığı yönünde…

Hükümet de bu tür konularda çok pasif kalıyor…

Oysa bu ülkede ne sınır dışı edilme olaylarına şahit olduk bizler öyle değil mi?

Mesela iki öğrenci grubu kavga ediyor ve bu iki gruptan kökeni Kürt olanlar olayın sabahında sınır dışı ediliyor.

Diğer Türk kökenli grup ise ülkede kalmaya ve öğrenim görmeye devam ediyor!..

Sırf bir iş insanının sömürüsüne katlanmayan ve işten ayrılıp başka bir yerde işe başlayan emekçilerin de, bahse konu iş insanının baskılarıyla bu ülkeden gönderildiklerini biliyoruz…

Bakınız çok daha absürt nedenlerle bu ülkeden binlerce insan deport edildi ve de ediliyor ancak ağır suçları defalarca işleyip kendi ülkelerinde “Escobar” olarak anılan şahıslara bu ülkede ya dokunulmuyor, ya da kamuoyu baskısı önlenemez hale gelince kısmen dokunulmak zorunda kalınıyor…

Şimdi çok merak ediyorum, Bakan Dursun Oğuz bu yukarıda bahsettiğim Ashraf Farhid isimli şahıs hakkında ne yapacak?

Hükümet bu konuda adım atacak mı?

Bu kişinin ve buna benzer kişilerin, ülkemizde saltanat içerisinde kaçak hayat yaşamlarına göz yumulacak mı?

Bu kişilerin arkasında kim veya kimler var?

İnatla sormaya ve cevap aramaya devam ediyoruz…