Türkiye’nin AB İçin Önemi Artıyor

Türkiye’nin AB İçin Önemi Artıyor: Bu durum Kıbrıs Sorununa Nasıl yansıyacak?
“Bir zamanlar ‘tuhaf’ bir ortak olan Türkiye, zayıflayan Avrupa Birliği için vazgeçilmez hale geldi,” diye başlıklar atıyor Avrupa’dan çeşitli gazeteler.
Emmanuel Macron’un AB ve NATO üyesi devletler ile Ukrayna’yı desteklemek için yaptığı toplantıda, Türkiye’nin, NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip ve Rusya-Ukrayna’daki çatışmaya Karadeniz’den aktif olarak mücadele edebilecek ülke olarak o masaya çağrılmaması, çeşitli siyasi analistler tarafından ‘stratejik bir hata’ olarak yorumlanıyor.
Geçen hafta yazımda bahsettiğim Beyaz Saray’daki Zelenskyy-Trump görüşmesinin facia ile sonuçlanmasının ardından, Trump’ın Ukrayna’ya yardım etmeyeceği daha da net anlaşılıyor ve AB, Amerika’dan umudunu kesmiş bir şekilde Türkiye’nin askeri gücüne sırtını yaslamaya çalışıyor…
Sadece çeyrek asır önce Türkiye, AB üyeliği için hevesli bir adaydı. Ancak Brüksel‘den yıllarca uzaklaşması, Paris ve Berlin ile giderek artan diplomatik gerginlikler yaşaması ve Kopenhag kriterlerinden sapması, ülkeyi AB’den tamamen kopma noktasına getirmişti.
Yakın bir geçmişe kadar AB ülkeleri tarafından en iyi ihtimalle ‘tuhaf’, en kötü ihtimalle ise ‘yıkıcı’ ve ‘güvenilmez’ olarak görülen Türkiye, artık savunma anlamında her zamankinden daha da zayıflamış bir AB için, NATO’nun önemli ve hatta vazgeçilmez bir üyesi konumunda.
Her ne kadar biz Kıbrıslılar, Kıbrıs sorununun çözümü bizim etrafımızda ve bizim isteklerimize göre şekillenecek diye düşünüyor olsak da Kıbrıs sorunu, özellikle Avrupa ve Orta Doğu‘daki daha geniş jeopolitik gelişmelerle derinden bağlantılı olmaya hep devam edecek.
BM öncülüğündeki müzakereleri yeniden başlayacak olması, bölgedeki devam eden güç değişimlerinden ayrı tutulmayacak tabi ki.
Cenevre’de yapılacak olan beşli konferans, özellikle Türkiye’nin küresel ilişkilerdeki gelişen rolünden etkilenecek…
Köprüyü geçene kadar ayıya dayı demeliyiz misali hareket ediyormuş gibi görünüyor Avrupa. Peki ya, Türkiye de bunun farkında değil mi?
AB’nin Türkiye’den istekleri olacak; ama bu istekler karşılıksız mı olacak sizce?
Önümüzdeki hafta, Türkiye, Cenevre’de Kıbrıs sorunu için masaya oturacak da bu kadar zamandır ısrarla dile getirdiği isteklerini, Rusya-Ukrayna savaşının en büyük arabulucularından ve sorunun çözümü için kilit ülkelerden biri olduğunu bilerek şimdi daha da güçlü bir şekilde ısrarla diretmeyecek mi?
AB’nin Türkiye’yi kazanma isteği ve Ankara’nın artan stratejik önemi, çözüm sürecinde Türk tarafının taleplerine daha fazla ağırlık verilmesine neden olabilir mi?
Ankara’nın yükselen stratejik önemi, AB’yi, Kıbrıs meselesinde daha esnek olmaya zorlar mı? Kıbrıs’taki müzakerelerde, Türkiye’nin taleplerine daha fazla ağırlık verilmesi, AB’nin mevcut pozisyonundan geri adım atmasına neden olur mu?
Önümüzdeki haftalar ya da aylar, bu sorulara net yanıtlar getirecek. Ancak şu bir gerçek ki, Türkiye’nin Avrupa için yeniden vazgeçilmez hale gelmesi, Kıbrıs sorununda dengeleri ciddi anlamda değiştirecek.