DünyaInstagramManşetSiyaset

AB’den Türkiye’ye baskı: Tarafınızı seçin!

Filistin ve İsrail arasında patlak veren savaşta arabuluculuk sinyali veren Türkiye‘nin tavrı Avrupa Birliği‘nde (AB) eleştirilere konu oldu, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Margaritis Schinas, Türkiye’nin dış politikada tarafını seçmesi gerektiğini savundu. Öte yandan TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise ABD’ye seslendi, “Senin orada ne işin var?” diye sordu

Schinas: Türkiye tarafını seçmeli

Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Schinas, Filistin-İsrail gerilimiyle ilgili konuşmasında Türkiye’nin dış politikasını eleştirdi.

Delphi Ekonomi Forumu’nun düzenlediği 2’nci Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Avrupa Konferansı’nda konuşan Yunan siyasetçi, Türkiye’nin uluslararası jeopolitika alanında tarafını seçmesi gerektiğini söyledi.

Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Schinas

“Cumartesi günü hepimiz Hamas’ın İsrail devletine ve masum insanlara karşı başlattığı çok cepheli terör saldırısı haberine uyandık. İlk andan beri 27 AB ülkesi hep beraber İsrail’in kendini koruma hakkını savunuyor ve terör saldırısını kınıyor. Yüksek sesle terörün bahanesi olamayacağını söylüyoruz” diyen Schinas, Türkiye’nin bölgesel politikalarını eleştirerek şunları söyledi:

“Türkiye tarafını seçmeli. AB, NATO ve onların değerlerinin yanında mı olacak? Yoksa Rusya, İran, Hamas ve Hizbullah’ı mı destekleyecekler? Tarihin hangi tarafında yer almak istediklerine karar versinler. Bu konuda net bir yanıtları olmalı”

NATO’da Türkiye’nin Hamas itirazı

ABD ve Avrupa ülkeleri son gerilimde İsrail’e büyük destek verirken, Türkiye’nin denge politikası izlemesi gündem olmuştu. İngiliz haber ajansı Reuters’ın dünkü haberinde, NATO Savunma Bakanları toplantısında Türkiye’nin, Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırısının “terör eylemi” olarak kınanmasına karşı çıkarak muhalif bir duruş sergilediği öne sürülmüştü.

İsrail ile Hamas arasında arabuluculuk yapmanın sinyalini veren TC Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, İsrail’e yönelik baskının yanı sıra Gazze’deki sivil ölümlere de tepki göstererek “İsrail, devlet gibi değil örgüt gibi davranırsa, sonunda örgüt gibi muamele görmeye başlayacağını unutmamalıdır” ifadelerini kullanmıştı.

Edoğan: Gazze’de su yok, ekmek yok, gıda yok. Nerede batı?

Erdoğan dün Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) 2023 Teşkilat Buluşması’na katıldı. Burada da konuyla ilgili konuşan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı;

TC Cumhurbaşkanı Erdoğan

“3 gündür gerek bölge gerek dünya liderleriyle görüşüyorum, konuşmalar yapıyorum. Şu an itibari ile Gazze’de su yok, ekmek yok, gıda yok. Bütün bunlar insan hakları evrensel beyannamesine ters. Nerede batı?

“Bay Amerika; Amerika nere, Akdeniz, İsrail-Filistin nere? Ne işin var senin orada?”

Herhangi bir bu noktada aldıkları tedbir var mı? O da yok. Şimdi ne diyorlar; Amerika uçak gemisi gönderiyor 2’nci uçak gemisi de gelecek. Bay Amerika; Amerika nere, Akdeniz, İsrail-Filistin nere? Ne işin var senin orada?

*Şimdi Amerika gibi bir ülkeye barışı tesis mi yakışır yoksa oraya benzinle körükle gitmek mi yakışır? Amerikadan beklenen nedir; bu. Ama düşünün Türkiye’ye ait Suriye’de bir SİHA’yı terörle mücadele ederken düşürecek kadar ferasetini kaybeden bir anlayış var. Biz senle NATO’da beraber değil miyiz?

*NATO’da beraber olduğun Türkiye’nin SİHA’sını terörle mücadele eden, bu ülkenin SİHAsını nasıl düşürürsün ya? Görmedim, bilmedim, farkında değilim bunu nasıl söylersin? Biz kriz ilk patlak verdiğinde tüm tarafları itidalle hareket etmeye çağırdık.

*Telefon diplomasisi ile çatışmalara diyalog yoluyla çözüm bulmaya gayret ettik. Bugüne kadar devlet ve hükümet başkanı seviyesinde 13 liderle telefon görüşmem oldu.

“Gazzeli kardeşlerime yönelik katliama varan saldırıların hiçbir izahı olamaz”

Dışişleri Bakanımız bir taraftan muhataplarıyla irtibata geçerek görüşmelere devam ediyor. Neler yapabiliriz? Bunun üzerinde duruyoruz.

Düşünün Mısır’ın refah kapısını bombaladılar. Buradan insani yardım gönderme noktasında; adım atalım, bunun çalışmasını yapalım dedik. Ama orayı da bombaladılar. Sayın Sisi ile de bu konuyu görüştük. Atacağınız adımlar var. Bu insanlar susuz, bu insanlar gıdasız. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde bunlara yönelik atılması gereken adımları gerektiren görevler var.

Ama asla; bunların böyle bir derdi yok. Onların yok ama bizim var. Sivillere yönelik hiçbir eylemi tasvip etmediğimizi açık ve net bir şekilde ifade ettik. Hamaset peşine düşmeden tüm bölgemize sıçrama riski olan bu ateşi bir an önce söndürmenin derdinde olduk.

Bugün de aynı yerde duruyoruz. Orantısız şiddetin daha fazla şiddete, daha fazla acıya, daha fazla yıkıma, daha fazla istikrarsızlığa sebep olacağını söylüyoruz. Gazze’de yaşananlar tam olarak budur. Gazzeli kardeşlerime yönelik katliam derecesine varan saldırıların hiçbir izahı olamaz.

“İçinde binlerce askerin, uçağın, silahın olduğu uçak gemisini göndererek ne yapmak istiyorsun?”

Erdoğan, İsrail ile Filistin arasında yaşanılanlara ilişkin konuşmasının devamında şunları söyledi:

Toplam 360 kilometre karelik dar bir alanda yaşayan 2 milyon Gazzelinin elektriğini, suyunu akaryakıtını, gıdasını kesmek ne insanidir, ne vicdanidir ne de bunun savaş hukukunda yeri vardır.

Sene 1947 ve sene 2023. Sürekli olarak İsrail buraları işgal ederek ne yaptı; şu anda ufacık bir yere Filistin’i mahkum etti. Olması gereken ne? 1967 sınırları içerisine Filistin’i kavuşturmaktır.

Sonucu ne kadar can yakıcı olursa olsun hiçbir eylem böyle bir zulmü haklı kılmaz. Devletler ile örgütleri ayıran en temel özellik uluslararası hukuka ve insani değerlere olan bağlılıktır. Örgütlerden farklı olarak devletler savaş hukukuyla insan haklarına riayet etmekle mükelleftir. Bu çizginin giderek kaybolduğunu görüyoruz.

İçinde binlerce askerin, uçağın, silahın olduğu uçak gemisini göndererek ne yapmak istiyorsun? Filistin halkına yönelik insani yardımları durdurarak ne yapmak istiyorsun? Gazze’de yaşanan insani trajediye kör ve sağır kesilerek barışı hizmet edilmeyeceği açıktır.

Barışa hizmet etmeyen her adım savaşa destek vermek demektir. Biz bu çatışmaların, bu saldırıların, daha fazla büyümesini ve Allah korusun bölgemize yayılmasını istemiyoruz. Bölgede söz ve etki sahibi tüm aktörleri körü körüne birilerini desteklemek yerine gerilimi düşürmek için çaba harcamaya çağırıyoruz”

Edit: Sözcü











Başa dön tuşu