KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, KTÖS Eğitim Sekreteri Burak Maviş ve İnsan Hakları ve Eşitlik Sekreteri Erdoğan Emiroğulları, Metron Analytics iş birliği ile hazırlanan “Uzaktan ve Çevrimiçi Eğitim Analizi” hakkında bugün basın toplantısı düzenledi
Maviş: Siber zorbalık sorunu hafife alınacak bir düzeyde değil
Eğitim Sekreteri Burak Maviş, ilköğretimde yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerinin analizinin yapıldığı çalışmada, uzaktan eğitim sürecinin sağlıklı biçimde ilerleyebilmesi için öğrencilerin teknik olanaklara ve yeterli kullanma bilgisine sahip olması gerekliliğini ve siber zorbalık sorununun hafife alınacak bir düzeyde olmadığını vurguladı.
Elcil: Hükümet, veri özürlü
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil de konuşmasında, eğitimin bilimsel bir süreç olduğunu ve uzun süre yatırım gerektiğini dile getirerek, eğitimin değerlendirilmesi için de veri olması gerektiğini kaydetti.
Hükümetin “veri özürlü” olduğunu açıklayan Elcil, eğitim ile ilgili ortaya konan yanlış politikaların sonuçlarını şu anda acı bir şekilde yaşadıklarını belirtti.
Okul sayısının yetersiz olduğunu dile getiren Elcil, Kovid-19 nedeniyle eğitime başlanamamasının en önemli sorununun ise okul nüfuslarının çok kalabalık olmasından kaynaklandığını söyledi.
Yüz yüze eğitimin yerini başka sürecin doldurabilmesinin mümkün olmadığını dile getiren Elcil, bu sürecin değerlendirilmesi için yapılan araştırmanın önemine dikkat çekti.
Online sistemin başarılı olmadığını, internetin yetersiz kaldığını ve Bakanlığın bilgi aktarıma yönelik bir sisteminin bulunmadığını söyleyen Elcil, eğitimin bilimsellik isteyen bir süreç olduğunu, eğitimi yönetecek kadroların da bilimden yetişen kişiler olması gerektiğini kaydetti.
KTÖS olarak eğitim ile toplumsal sorunları bir bütün olarak gördüklerini dile getiren Elcil, laiklik, demokratik ve bilime dayalı eğitimi desteklediklerini vurguladı.
Emiroğulları: İlköğretimdeki pek çok çocuk, ciddi bir cihaz ve internet bağlantısı sorunuyla karşı karşıya
Konuşmaların ardından KTÖS İnsan Hakları ve Eşitlik Sekreteri Erdoğan Emiroğulları basın açıklamasını okudu.
Açıklamada, öğretmenlerin uzaktan eğitim sürecinde büyük ölçüde kendi imkânlarıyla ve meslektaşlarıyla dayanışma içinde yol almaya çalıştıkları kaydedildi.
Öğretmenlerin yaklaşık bir yıldır, salgın nedeniyle sekteye uğrayan eğitim haklarına ulaşmaları için eşi benzeri görülmemiş zorluklarla mücadele ettiği belirtilen açıklamada, “Yüz yüze eğitimin mümkün olmadığı dönemlerde uzaktan eğitim öğretmenlerimizin öğrencilerine ulaşması adına en geçerli yol olmuştur. Uzaktan eğitim koşullarının ilköğretimdeki etkilerini belirleme amacıyla sendikamız Metron Analytics işbirliğinde bir çalışma yürütmüştür. Yapılan çalışma sorunları ortaya koyduğu gibi, beraberinde çözüm önerileri de paylaşmaktadır.” ifadeleri kullanıldı.
“İlköğretim Okullarında Uzaktan Eğitim Çalışması”nın eşitsizlikler, çocuk güvenliği ve teknoloji okuryazarlığı ile ilgili önemli veriler sunduğu belirtilen açıklamada, ilköğretimdeki pek çok çocuğun ciddi bir cihaz ve internet bağlantısı sorunuyla karşı karşıya olduğu, uzaktan eğitim sürecinin sağlıklı biçimde ilerleyebilmesi için öğrencilerin de gerekli teknik olanaklara ve yeterli kullanma bilgisine sahip olması gerekliliği ve siber zorbalık sorununun hafife alınacak bir düzeyde olmadığının açıkça sergilendiği belirtildi.
“Daha çok desteğe ihtiyaç duyuluyor”
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bu çalışma sonuçları bize göstermiştir ki öğretmenler evde çok daha fazla zaman harcayarak uzaktan eğitime hazırlanmakta ve teknoloji, materyal, yöntem ve içerik konusunda daha fazla desteğe ihtiyaç duymaktadırlar.
İnternet bağlantısı hem öğretmenler hem de öğrenciler için bir sorun olmakla birlikte, öğrencilerin de önemli bir bölümü cihaz sıkıntısı yaşamaktadır.
Öğrencilerin derslere katılımı, pekiştirme ve ödev performansları da yüz yüze eğitime göre düşmüştür.
Yaklaşık bir yıllık süreçte öğretmenlerimiz büyük ölçüde kendi imkânlarıyla ve meslektaşlarıyla dayanışma içinde yol almaya çalışmıştır.
Eğitim Bakanlığı adım adım yüz yüze eğitime nasıl geçilebileceğiyle ilgili somut adımlar atmalıdır. Tüm öğretmenler ve okul çalışanları aşılandıktan sonra okulların yüz yüze eğitime geçişi aşama aşama planlanmalıdır.
Bu süreçte, çağdaş eğitim ihtiyaçlarına yanıt vermeyen merkezi anlayıştan uzaklaşıp, okul bazlı kararlar alınabilmesi için okullara yetki ve bütçe verilmelidir. Okullardaki öğrenci sayısı, öğretmen sayısı, sınıf büyüklüğü, alt yapı yeterliği gibi tüm değişken faktörler de göz önünde bulundurulmalıdır. Öğrenciler için en doğru kararı ise okul yöneticileri ve öğretmenler verecektir.
Eğitim Bakanlığı’na bir kez daha tüm paydaşların dahil olacağı bir ‘Eğitim Bilim Danışma Kurulu’ oluşturma çağrısı yapar ve öğretim yılı sonuna dek eğitimin en verimli şekilde planlanması için her zaman olduğu gibi her türlü katkıyı yapmaya hazır olduğumuzu kamuoyu ile paylaşırız.”