Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, katıldığı İsrail devlet televizyonu canlı yayınında, İsrail hükümetinin Kıbrıs sorununda her iki tarafa da eşit davranmasını istediklerini vurguladı
50 yıllık müzakerelerin başarısız olmasının nedenini açıkladı
Ertuğruloğlu, 50 yıllık müzakerelerin başarısız olmasının nedeninin, müzakerelerde Kıbrıs Türk halkının eşit şekilde muamele görmemesinden kaynaklandığını kaydetti.
Dışişleri Bakanlığı‘ndan verilen bilgiye göre, İsrail Devlet Televizyon kanalı KAN 11’de “The World Today” programına katılan Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Kıbrıs sorunu, Anavatan Türkiye’nin desteğinin önemi ve İsrail hükümeti ile ilişkiler hakkında sorulan soruları cevapladı.
Kıbrıs sorununun, Türk ulusu için ulusal bir sorun olduğunu dile getirerek, Kıbrıs davasına Anavatan Türkiye’nin desteği ile devam ettiklerini söyleyen Ertuğruloğlu, İsrail hükümetinin Kıbrıs sorununda her iki tarafa da eşit davranmasını istediklerini vurguladı.
Ertuğruloğlu: Olmamız gereken statüden farklı bir statüde muamele görüyoruz
“KKTC hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs konusunda yeni bir çözüm politikası önermesi ve iki devletli çözümün önerilmesinin birleşik bir Kıbrıs hedefinin sonlandığı anlamına mı geldiğinin” sorulması üzerine Ertuğruloğlu, 50 yıllık müzakerelerin başarısız olmasının tek bir nedeni olduğunu dile getirerek, “Müzakereler eşit olmayan iki taraf arasında yapılmaktaydı. Rumlar ‘sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’ gibi muamele görürken Kıbrıs Türkleri olarak olmamız gereken statüden farklı bir statüde muamele görüyoruz.” dedi.
Kıbrıs Türk tarafı ve Kıbrıs Rum tarafının, 1960 Cumhuriyeti’nin iki eşit siyasi ortağı olduğunun hatırlanması gerektiğine dikkat çeken Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk tarafı ile Kıbrıs Rum tarafı arasındaki ilişkinin, siyasi eşitlik temelinde oluşturulduğunu, bu ilişkinin azınlık-çoğunluk ilişkisi olmadığını anımsattı.
“Biz 1960 Cumhuriyetinin siyasi eşit iki kurucu ortağıydık.” ifadelerini kullanan Ertuğruloğlu, 1960 Cumhuriyeti’nin meşruiyetinin iki siyasi eşit ortak arasındaki ilişkinin devam etmesine dayalı olduğunu vurguladı.
Ertuğruloğlu, “Ne Kıbrıs Rum tarafı, ne de Kıbrıs Türk tarafı olarak biz, diğer ortağı dışlamak suretiyle 1960 Cumhuriyeti’nin tek yasal temsilcisi olduğunu iddia edebilir. Ancak gerçekleşen tam da bu oldu.” dedi.
“Kıbrıs sorunu ulusal bir davadır”
Mülakat sırasında “Ertuğruloğlu’nun makamında Türkiye ve KKTC bayraklarının görüldüğü ve Ankara’nın desteğinin kendileri için neden önemli olduğunun” sorulması üzerine Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs sorununun, sadece Kıbrıs Türklerinin değil Türk ulusunun milli davası olmasından dolayı Anavatan Türkiye ile birlikte değerlendirildiğini dile getirdi.
Ertuğruloğlu, “Kıbrıs sorununu Anavatan Türkiye ile değerlendiriyoruz ve onların desteği ile bu davaya devam ediyoruz, Kıbrıs ulusu diye bir ulus yoktur.” şeklinde konuştu.
“İsrail hükümeti ile iyi ilişkiler istiyoruz”
“KKTC hükümeti ile İsrail hükümeti arasında gelecekte nasıl bir ilişki öngördüğünün” sorulması üzerine Ertuğruloğlu, İsrail hükümeti ile iyi ilişkiler içerisinde olmak istediklerini vurguladı.
KKTC hükümeti ile İsrail hükümeti arasında daha iyi bir ilişki olmasını dilediklerini söyleyen Ertuğruloğlu, İsrail’e birkaç kez ziyarette bulunduğunu, İsrail’in sadece Kıbrıs Türkü için değil, tüm Orta Doğu ve uluslararası toplum için önemli ve özel bir ülke olduğunu belirtti.
“Kıbrıs sorununda İsrail’in eşit davranmasını bekliyoruz”
Kıbrıs sorununda İsrail’in her iki tarafa eşit davranmasını beklediklerini vurgulayan Ertuğruloğlu sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Kıbrıs sorununun geleceğini sordunuz. Gerçek şu ki bu uluslararası toplumun geçmiş yanlışını düzeltmesi ve Ada’daki iki eşit ortağa eşit muamele göstermesine bağlıdır. Ayrıca, Kıbrıs Rumlarının sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti”, Kıbrıs Türklerinin ise sözde “ayrılıkçı etnik grubu” temsilen müzakerelere katılmalarına yönelik ısrara son verilmediği sürece Kıbrıs’ta çözümsüzlük devam edecektir, çözüme engel olan bu eşitsizliktir.
Bu bağlamda, İsrail Devleti’nden beklentimiz Kıbrıs’taki eski ortaklardan birine devlet diğerine toplum olarak değil, eşit muamele etmesidir. ”
