Belçika Federal Meclisinin Dış İlişkiler Komitesi, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygur Türklerinin “ciddi soykırım riski” altında olduğunu ve Uygurlara yönelik muamelelerin “insanlığa karşı suç” olabileceğini belirten karar tasarısını kabul etti
Tasarı, oy birliği ile kabul edildi
Karar tasarısı, Çin’in 22 Mart’ta bazı Avrupalı kişi ve kuruluşlara yönelik başlattığı yaptırımlara dahil olan tek Belçikalı milletvekili Samuel Cogolati tarafından hazırlandı. Tasarı, komitenin oturumuna katılan milletvekillerinin oy birliğiyle kabul edildi.
Cogolati, karar tasarısının kabulünün ardından sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, “Hislerimi tahmin bile edemezsiniz. Bizim küçük ülkemiz aslında çok büyük çünkü biraz da olsa insanlığı kurtarma cesaretini gösterdik.” ifadesini kullandı.
Tasarıda Uygurlara yönelik soykırım riski ve insanlığa karşı suç ifadelerinin yanı sıra Belçika hükümetinden Çin’e yönelik bazı talepleri yer aldı.
Uygurlara baskının bitmemesi halinde Çin’e karşı ciddi yaptırımlar yapılacak
Bunlar arasında Uygurlara yönelik muamelelerin, “zorla çalıştırma, zorla doğum kontrolü ve kısırlaştırma” gibi uygulamaların kınanması, Uygurlara baskının bitmemesi halinde Çin’e yönelik yaptırımların genişletilmesi için Avrupalı yetkili makamlara başvurulması gibi maddeler bulunuyor.
Tasarıda, müzakereleri tamamlanan ancak onay süreci askıya alınan AB-Çin yatırım anlaşmasının, Çin’in insan hakları gibi yükümlülüklerine uymaması halinde Belçika tarafından onaylanmaması talebi de yer alıyor.
Dış İlişkiler Komitesinden geçen tasarının gelecek haftalarda Belçika meclisine gelmesi bekleniyor. Tasarının meclisten de geçmesi halinde Belçika meclisi, ABD yönetiminin yanı sıra Hollanda, Kanada, Litvanya, Çekya ve İngiltere parlamentolarıyla benzer bir tasarı kabul etmiş olacak.
Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki uygulamaları
Çin’de son yıllarda Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor. Pekin’in “mesleki eğitim merkezleri” olarak adlandırdığı, uluslararası kamuoyunun ise “yeniden eğitim kampları” diye tanımladığı yerlerde, çok sayıda Uygur Türkü kendi rızası dışında tutuluyor.
Pekin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin olduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor.
BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken Çin, şu ana kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi.
Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini geri çeviriyor.