Arun Un Fabrikası Direktörü Tolga Ahmet Raşit, ekmekteki zammın önüne geçmek için Türkiye’den un getirerek, Kıbrıs‘ın kuzeyindeki stratejik öneme sahip un fabrikalarının kapanmasına yol açmanın problem için çözüm olmadığını anlattı
Raşit: Un fabrikaları ve fırınlar bir ülke için stratejik öneme sahiptir
Gazetemizin EKMEK DOSYASI haberlerinden sonra gündeme oturan fırıncılar arası rekabet ve ‘ekmek daha da pahalı olacak’ suni gündeminin altından, Türkiye’den un getirmenin dolayısıyla Kıbrıs’ın kuzeyindeki un fabrikalarının kapatılmasının önünü açmak niyeti çıkmıştı.
Konuyla ilgili gazetemize konuşan Raşit, un fabrikaları ve fırınların bir ülke için stratejik öneme sahip olduğunu, savaşlar, depremler, felaketler gibi olağanüstü hallerde, ülkedeki un fabrikaları ve fırınların en büyük ihtiyaç duyulan işletmeleri haline geldiğini söyledi.
“Buğday/un stoğumuz var mı? Aman unsuz kalmayalım”
En modern ülkeler dahil tüm dünya ülkelerinin, kendi un fabrikalarını ve fırınlarını koruyucu ve yaşatıcı tedbirler aldığını ve almaya devam ettiğini kaydeden Raşit, pandemi dönemini örnek göstererek, bu dönemde ülkede yaşanılan iki kapanmada da un fabrikalarının öneminin bir kez daha hatırlandığını belirtti.
Raşit, “Evde kalan birçok insan kendi ekmeğini yapmıştır. Ayrıca o dönemde birçok kez devlet yetkilisi tarafından ‘Buğday/un stoğumuz var mı? Aman unsuz kalmayalım’ diye birçok kez arandığımı da hatırlıyorum. İçinde bulunduğumuz sene ise pandemi ve kuraklıktan kaynaklanan sorunlardan dolayı bazı büyük ülkeler özellikle tahıl ürünlerinde stok alımı yaptı. Bu sebepten dolayı tüm dünyada buğday ve tahıl fiyatları aşırı derecede arttı. Ayrıca sadece tahıl fiyatları değil A’dan Z’ye tüm gıda fiyatlarında dünya çapında büyük artışlar yaşandı, yaşanıyor” dedi.
“Türkiye’deki un fabrikalarından daha kaliteli ve sağlıklı un üretmemize rağmen maliyet olarak eşit şartlarda değiliz”
Hammaddeyi (buğday) yurt dışından (Rusya) ithal ettiklerinden dolayı, geçen seneye göre dolar bazında yüzde 70 artan buğday fiyatlarından ve TL‘nin erimesinden kaynaklı, un fiyatlarında da artış yapmanın kaçınılmaz olduğunu belirten Raşit, buğday alımı yaparken de yüksek proteinli (13.5-14.5) buğday tercih ettiklerinden dolayı un üretirken hiçbir katkı kullanmadıklarını vurguladı.
Raşit, “Türkiye’deki tüm un fabrikaları ise düşük proteinli (11) buğday almayı tercih ediyor. Yani istenilen kaliteye ulaşmak için de içine katkı maddesi koyuyor. Yüksek proteinli buğdaylar daha pahalı olduğu ve Türkiye Toprak Mahsulleri Ofisi (TTMO) fabrikalara TL buğday temin ettiği için, Türkiye’den daha kaliteli ve sağlıklı un üretmemize rağmen maliyet olarak eşit şartlarda değiliz” dedi.
“TTMO’nun KKTC’yi yurt dışı ülke olarak saymasından dolayı dolar fiyat verilebilecegi söyledi”
Arun Un Fabrikası Direktörü Tolga Ahmet Raşit, buğday ve un fiyatlarına gelen son artışlardan dolayı maliyetleri gözden geçirmek adına Tarım Bakanlığı ve Toprak Ürünleri Kurumu‘yla (TÜK) yetkilileriyle birçok kez görüştükleri anlatarak, oradaki uzmanlar tarafından yapılan maliyet hesaplamalarında da, yaptıkları fiyat artışlarının yerinde olduğunun tespit edildiğini belirtti.
“TÜK tarafından yerli un fabrikalarımıza, Türkiye’den TL ile buğday getirmenin fiyat sorununu büyük bir oranda çözeceğini öneri olarak sunduk” diyen Raşit, fakat TTMO’nun KKTC’yi yurt dışı ülke olarak saymasından dolayı dolar fiyat verilebileceği söylediğini, Tarım Bakanlığı’nın girişiminin de böylece sonuçsuz kaldığını kaydetti.
“Devlet yetkilileri ellerini taşın altına koysunlar”
Eskiden fırıncıların ve un fabrikalarının sorunları tartışmak ve çözüm bulmak adına tüm paydaşlarla hep birlikte hareket edildiğini, şimdiyse ayrı ayrı çareler bulmaya çalışıldığını söyleyen Raşit, kendisinin tüm fırıncılara, un fabrikalarına ve sektör temsilcilerine çağrısının, sektörün ortak sorunlarına, ortak çözüm bulmak için eski günlerde olduğu gibi bir araya gelmek olduğunu vurguladı.
Raşit son olarak şunları kaydetti;
“Devlet yetkililerine çağrım ise; mademki kendileri için un ve ekmek zammı bu kadar hassas ve önemli bir konudur, lütfen ellerini taşın altına koysunlar. Buğday, un ve ekmekle alakalı tüm vergileri geçici bir dönem için olsa bile kaldırsınlar. Elektrik giderlerini Türkiye’de olduğu gibi bu tip halk için temel ihtiyaç olan ürünleri üretenler için düşürsünler.
Ayrıca buğday, un, ekmek döngüsünde konuyu una getirmeye çalışarak ortadan veya en sondan ele almak yerine buğday sorununa çareler arayarak konuyu en baştan ele almak bizi kesin çözümlere ulaştıracaktır. TÜK’den beklentim de; un fabrikalarına TL ile buğday temin etmesi veya ithal edilen buğdayı belirli oranda süspansiye etmesidir. Buğdayı ele alarak konuyu en baştan çözmek tüm sektörü rahatlatacaktır”
Özel Haber/Pınar Barut