Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili adayı Avukat Ongun Talat, parti olarak halkın elinden alınan umudunu yeşertecek güce sahip olduklarını söyleyerek, CTP’nin örgütlü mücadelesinin bir parçası olmayı vaad ettiğini belirtti
Talat: 20 yıllık bir aktif siyasi hayatım oldu
Özgür Web TV‘de yayınlanan Seçim Özel programında Pınar Barut‘un sorularını yanıtlayan Talat, yaklaşık 20 yıldır aktif siyasette ve örgütlü mücadele içinde görev aldığını kaydederek, CTP’nin her kademesinde çalıştığını belirtti.
Talat, “Gençlik Örgütü’nden başlayan sonra Parti Meclisi üyeliği ve Girne İlçe Yönetim kademelerine kadar devam eden 20 yıllık bir aktif siyasi hayatım oldu” dedi.
“Ülke bu durumdayken bu göreve soyunmak benim için her zamankinden daha önemli”
Aynı zamanda bir hukukçu olan Talat, CTP’nin belli bir geleneğe sahip bir parti olarak değişim dinamiğini temsil ettiğini ifade etti.
Talat, “Biz aldığımız görevlere bayrak değişimi olarak bakıyoruz. Arkadaşlarımla milletvekilliği adaylığı teklifini değerlendirip ve siyasete de demokratik bir mücadele olarak baktığım için bu en zor günlerde bu adımı atmaya ve aday olmaya karar verdim. Çünkü ülke bu durumdayken bu göreve soyunmak benim için her zamankinden daha önemli” ifadelerini kullandı.
“Biz bu umudu yeşertmek gücüne sahibiz”
Yaşanan ekonomik darboğaz sebebiyle de bir kısım seçmenin sandığa gitmeme eğiliminde olduğunu gözlemlediğini de söyleyen Talat, bunun sebebinin de kötü yönetim sonucu Kıbrıslıtürklerin öznelik kavramını kaybetmesi ve seçimlerin bir anlamı olmadığını sonucuna varması olarak yorumladı.
Talat, “Ben sahadaki bakışlardan ‘size inanmak istiyorum ama inanamıyorum’ yani ‘beni inandırın’ ifadesini görüyorum. Biz bu umudu yeşertmek gücüne sahibiz. Bu hedeflere ulaşmak için gerekli birikimimiz ve gücümüz var ve bu umudu canlandıracağız” dedi.
“Şu anki iktidar sırtını başka yerlere dayayan bir anlayıştadır”
Seçim gezilerinde, vatandaşlardan şu an hükümet edenlere büyük bir tepki olduğunu gördüklerini ve tamda burada kendi farklarını ortaya koymaları gerektiğini söyleyen Talat, CTP’nn sırtını halkın iradesine dayayan bir parti olduğunu vurguladı.
Talat, “Peki bizim ne farkımız var? CTP sırtını halkın iradesine dayayan bir partidir ve Kıbrıs’ta Kıbrıs merkezli arayışlar içinde olan bir partidir. Ama şu anki iktidar sırtını başka yerlere dayayan bir anlayıştadır. Kıbrıslıtürklerin varoluş mücadelesinde ortaya koyması gereken en büyük iddia; kendi kendimizi yöneteceğiz iddiası olmalıdır. Bunu ortaya koymazsanız, müdahalelerle, ekonomik sıkıntılarla ve plansız programsız ilerlemeyle karşılaşır ve toplumu daha kötü duruma sokarsınız. Şu an ki iktidarın da bu topluma yaşattığı budur” dedi.
“Kıbrıs Türkiye’nin kozu olmaktan öteye bir anlam taşımadı”
Hem partisinin hem kendisinin, Kıbrıslıtürklerin çözüm ve AB yolundan kopmaması gerektiğine inandığını vurgulayan Talat, bu yolda yürümenin topluma ciddi kazanımlar yaşattığını anımsattı.
Talat, “Türkiye’Nnn dış politikasında ciddi değişiklikler yaşana bir süreç var. Bu süreçte Kıbrıslıtürkler ciddi bir öznellik kaybı yaşadı ve Kıbrıs Türkiye’nin kozu olmaktan öteye bir anlam taşımadı. Bu çok ciddi bir sorundur. TC ile istişare tabii ki edilmeli ama talimat alınmamalı. Görüşülmeli, danışılmalı ama alt yönetim olunmamalı” ifadelerini kullandı.
“İradeniz oksa müdahalelere davet yaparsınız”
Alt yönetimin birer aktörü bile olmaktan çıkan bir UBP olduğunu, kendi kurultaylarında bile müdahale edilen bir parti konumuna geldiklerini hatırlatan Talat, bu durumundan birçok UBP’linin de rahatsız olduğunu söyledi.
Talat, “Burada bakılması gereken kendi kendinizi yönetecek iradeniz var mı yok mu? Yoksa müdahalelere davet yaparsınız. UBP’nin de yaptığı budur” dedi.
“Bu kadronun çalışıp fedakarlık yapan bir üyesi olmayı vadediyorum”
CTP’nin iktidara gelmesi durumunda öncelikli hedefinin alım gücünü korumak ve süreç içerisinde de bu alım gücünü yükseltmek olacağını belirten Talat şunları kaydetti;
“Şu anki anlayış Maliye’nin hiçbir gelirinden feragat etmeden halkın cebine elini attığı bir süreç yaşatıyor. Bu anlayışı değiştirmeli, pahalılıkla ilgili önlemleri almalı, gerekli girişimleri yapmalı ve temel anlayış farklarını ortadan kaldırmalıyız.
Ben her zaman eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren bir insan oldum ve buna devam edeceğim. Kıbrıslıtürklerin özgürlük ve eşitlik mücadelesinin adresi de Kıbrıs’ta federal bir çözüm olmalıdır. Toplumun dezavantajlı kesimleri ile ilgili de mücadelemi devam ettireceğim. Ben tek başıma bunları yapmak için aday olmadım. Kolektif bir çaba ile ve siyasetin kadro işi olduğuna inan bir insan olarak, bu kadronun gerçekten çalışıp fedakarlık yapan bir üyesi olmayı vadediyorum” dedi.