KıbrısManşet

Gürcafer: Memlekette sistemsizlik sistem oldu






Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, devletin denetim zafiyetine dikkat çekerek Sınırüstü’nde bulunan Halk Vakfı Yaşlı Bakımevi’nde yaşanan insanlık dramından sistemsizliği sorumlu tuttu

Gürcafer: Hiç olmaması gereken ve utanmamız gereken bir olaydır

Halk Vakfı Yaşlı Bakımevi’nde yaşananların çok üzücü olduğuna işaret eden Gürcafer, “Hiç olmaması gereken ve utanmamız gereken ve hepimizin ders çıkarması gereken bir olaydır” dedi.

Gürcafer, yaptığı açıklamada; Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan Ersin Tatar’dan saray ve meclis binası yerine 4 bölgede 4 yaşlılar evi yapılmasını önermesini isteyeceğini açıkladı.

“Bu olay bizim çürümüş, çökmüş sistemsizliğimizin zaman zaman yansımasıdır”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, Halk Vakfı Yaşlı Bakımevi’nde yaşananların toplumun yüzüne defalarca vurulan şamarlardan bir tanesi olduğunu belirterek, “Bu olay bizim çürümüş, çökmüş sistemsizliğimizin zaman zaman yansımasıdır. Hep söylüyoruz. ‘Bu ülkeyi yeni baştan dizayn etmemiz gerekir’ derken kast etiğimiz bunlardır” dedi.

KTİMB’nin Halk Vakfı Yaşlı Bakımevi’ne müdahale ettiğini ve binanın tamir, tadilatının birlik tarafından yapılacağını söyleyen Gürcafer, açıklamasının devamında çok ince ayrıntılara vurgu yaptı.

“Memlekette sistemsizlik sistem olmuştur”

Sistemsizliğin altını çizen Cafer Gürcafer, “Herkes heyecanlandı, herkes bir katkı yapmak istiyor, eyvallah. Gideceğiz ve yapacağız, belediye de buranın yönetimini devralacak. Belki Sağlık Bakanlığı birkaç hemşire atayacak ve mutlu bir tablonun fotoğrafını çekip, insanlara göstereceğiz. Ama bu sorun çözülmedi. Tekrar tekrar başka yerlerden çıkacak. Çünkü, bizim devletimizin kontrol mekanizması, denetleme mekanizması tamamen çökmüştür. Çünkü sistemimiz yoktur. Memlekette sistemsizlik sistem olmuştur” şeklinde konuştu.

Havacılık ve denizcilikteki sistemsel yönetimden örnekler veren Gürcafer, sözünü ettiği şekilde kurulan bir sistemin devletin sırtına ekonomik yük olmayacağının altını da ayrıca çizdi.

Cafer Gürcafer, şöyle dedi:
“Sistem; ‘Çalışma Bakanlığı’na 50 veya 100 kişi daha alın da bu kişiler denetçi olsun’ değildir. Örneğin inşaat sektöründe biz yıllardır. ‘Yapı denetim büroları oluşsun’ diyoruz. Yapı denetim büroları içerisinde istihdam edilecek olanlar bizim çocuklarımızdır. Birçok mezun mimarımız, mühendisimiz var. Sen kuralları koyacaksın. Yapı denetim büroları oluşturacaksın. O büroları da sistem ödeyecek. Yani bir apartman yapan adam 5 bin pound daha fazla verecek ama devlet denetleyenleri denetleyecek”

“Lapta Huzur Evi’ni yapıyoruz”

Cafer Gürcafer, “Neden her ilçede bir yaşlı bakım evi yapamıyoruz?” sorusunu ise “Bunları yapmak çok kolaydır. Yalnız devlet o planlamayı kendisi yapar, ihtiyaçları belirler. Önce planlamanın yapılması lazımdır” şeklince yanıtladı.

Lapta Huzur Evi’nin inşaatına başlanacağının da haberini Genç TV ekranlarından veren Gürcafer, konuya ilişkin şunları söyledi:

“Merhum Sonay Adem’in Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olduğu dönemde biz KTİMB olarak bakanlıkla bir protokol imzaladık. KTİMB olarak ‘Lapta’daki huzur evini yapalım, parasını biz verelim, devletten almayalım. Yapalım bakanlığa devredelim’ dedik. Projeler hazırlandı, izinler alındı, projenin temelini de attık. İktidar değiştiğinde göreve gelen bakan ‘Bunu KTİMB’nin yapmasını ben istemiyorum’ dedi ve iptal etti. Orası yıllarca atıl kaldı. Sayın Faiz Sucuoğlu’nun başbakanlığı döneminde Koral Bey farkına vardı, bizi çağırdı. ‘KTİMB zaten bunu bize Yapmak istiyordu’ dediler. Protokolü yeniledik. Sanırım bir yıl sonra teslim edeceğiz. O bakan, çıkıp, ‘bu proje küçük ben daha büyüğünü yapacağım veya doğru lokasyon burası değil, bundan dolayı durduruyorum’ deseydi. Çözüm bulunabilirdi”

“Önceliklerin belirlenip sırasıyla hayata geçirilmesi gerek”

“Yozlaşmanın tam orta yerindeyiz” diyen KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, ülkenin önceliklerinin yukarıdan aşağıya doğru şekilde sıralanıp, bunların sıra ile yapılması gerektiğini söyledi.

Bugün ekonomide başa dert olan yurtlar konusundan örnekle konuya açıklık getiren Gürcafer, şunları aktardı:

“Yurtlar bir ekonomik veya sosyal planlama neticesinde yapılmadı. DAÜ içerisindeki uzmanlar defa kez uyardı, ‘yapmayın, etmeyin, ülkeye zarar veriyorsunuz!’ dedi. Onun içini yurtlarla doldurduk. Şimdi hepsi battı. Kalkınma Bankasından krediler verildi. Bu krediler geri dönemiyor, dönmeyecek. Teşvik kapsamına almamız gereken, kredilendirmemiz gereken başka şeyler olduğunu söyledik. İşte bu da onlardan bir tanesidir”

“Yeni dönemden umutluyum”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, ‘Bu ülkeyi yeni baştan yazmamız lazım’ gerçeğinin artık tüm siyasiler tarafından kabul gördüğünü ve bu seçimde tüm siyasi partilerce hep bir ağızdan bu gerçeğin dillendirildiğini belirtti.

Ülkenin sosyo ekonomik kalkınma planlarının yapılıp, kendine yeter bir ekonomi yaratmak gerektiğini yineleyen Gürcafer, “Sosyalizasyon için paraya ihtiyaç vardır. Ya Türkiye’den isteyeceksiniz ya da kendi paranızı kazanıp bunu yapacaksınız. Bu ülkeyi yeni baştan yazmamız lazım. Bu artık hep bir ağızdan söylenmeye başlandığı için ben bu dönemden biraz daha umutluyum. Açıkçası doğru noktalara parmak basılmasını bekliyorum” diye konuştu.

Yeni dönemde koordineli çalışılacağından da umutlu olduğunu ifade eden Gürcafer, Başbakan Faiz Sucuoğlu’nun geçtiğimiz haftalarda bunun mesajını verdiğini hatırlattı. Ekonomik Örgütler Platformu’nun ve sivil toplum da böyle bir beklenti içerisinde olduğunu söyleyen Cafer Gürcafer, “Çünkü daha fazla bu ülkenin, bu kokuşmuşluğu kaldıracak gücü yoktur” dedi

Gürcafer, insanların umudunu kesmeden düzelmeye, iyileşmeye doğru adımlar atmaya ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Gürcafer, “Bir an önce başlamamız lazımdır. Hiç sorumlu aramıyorum. Bu saatten sonra yapmamız gerekene odaklanmamız lazımdır. Eğer yine de aynı zihniyetle, aynı mantıkla devam edeceklerse o zaman söyleyecek sözüm yok” diye konuştu.

Bu noktadan sonra yapılması gerekenin bu ülkeyi yeniden dizayn etmek için kolları sıvamak olduğunu kaydeden Cafer Gürcafer, şöyle konuştu: “Gerekirse haftalarca odaya kapanıp bütün yanlışlarımızı, yapmamız gerekenleri, doğrularımızı, eksiklerimizi yazalım. Bunu sırasıyla uygulayalım. Yasamaya, yürütmeye ve sivil toplumun organizasyonuna, birlikte çalışmaya ihtiyacımız var ama doğru metodoloji ile de çalışmaya ihtiyacımız vardır. Sırf halkın karşısına çıkıp, ‘toplandık, bir araya geldik’ mesajları vermek için değil”

“İstikrarsız bir hükümet modeline tahammülümüz yoktur”

Hükümet senaryolarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Cafer Gürcafer, “26-27 ile hükümet kurulacaksa biz bunun karşısında duracağımızı en başından söyledik. Ulusal Birlik Partisi ile Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin bir araya gelmesi ile anayasa değişikliği bile yapılabilir. Anayasadan kaynaklanan sıkıntılar bile aşılabilir. Çok daha köklü, güçlü şeyler yapılabilir ama buna UBP’nin çok sıcak bakacağını düşünmüyorum. Çünkü parti içerisinde bakanlık beklentileri vardır. Dolayısıyla CTP ile bir koalisyon hükümeti kurulması durumunda bakanlıklar neredeyse yarı yarıya diğer partiye gidecek. Bu noktada parti tabanlarının böyle bir şeye müsaade edeceğini düşünmüyorum” açıklamalrında bulundu.

“İleri gidip de haddimizi aşmak istemeyiz ama bizim de kendimize göre kırmızı çizgilerimiz vardır” diyen Gürcafer, istikrarsız bir hükümet modeli ile bir 5 yıl daha geçirmek istemediklerini, buna tahammüllerinin olmadığını kaydetti.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, “İki konuda hassasiyetimiz vardır. Birincisi; 27 ile yani pamuk ipliği ile bağlı bir hükümet istemeyiz. İkincisi; kabinede yer alacak olan insanlar, parti içi dengeleri gözeten değil, olabildiğince verimli olabilecek kişilerden oluşmalıdır. Eğer bu ülkenin yeniden yazılması hususunda hem fikir isek, yozlaşmanın farkındaysak, sistemin çöktüğünün bilincindeysek, bu 5 yılın kalkınma 5 yılı olması gerektiği hususunda fikir birliği içerisindeysek o zaman parti içi dengeleri bir tarafa bırakacaklar” diye konuştu.

Cafer Gürcafer, iş dünyasının ve Ekonomik Örgütler Platformu’nun bunun takipçisi olacağını söyledi.

“Öncelikle devlet yapılanması ele alınmalı”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, yeni hükümetin kurulması ile birlikte masaya oturulduğu zaman yeniden yapılanmayla ilgili öncelikle devlet yapılanmasının ele alınması gerektiğini kaydetti. Devletin kendi içerisinde ciddi bir reforma ihtiyacı olduğunu söyleyen Gürcafer, “Bu kamu reformu değildir. Demode olmuş bir sistemimiz, tabularımız vardır. O tabular 1974’te kondu, hala ellenmiyor. Çağdaş, verimliliğin ön planda olduğu ve devleti asli görevlerine döndürecek bir yapılanmaya gitmesi lazımdır” dedi.

Gürcafer, şöyle konuştu: “Devletin, ülkenin iyiye gitmesi, yaşam kalitesinin artması için kurallar koyar, sistemi kurar ve sistemin çalışıp çalışmadığını denetler. Cezalandırır, ödüllendirir. Bu sistem bütün dünyada vardır. Burada da kastım kamuya daha fazla istihdam yapılması değildir. Devlete külfet olmayacak, sistemin kendi içerisinde ödediği, sistem kuracak. Devlet olmanın ağırlığı ile 1000 kişiden oluşan denetleme ordusu olacak”

“Saray ve Meclis binası yerine 4 bölgede 4 yaşlılar evi”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, devletin denetim zafiyetine dikkat çekerek Sınırüstü’nde bulunan Halk Vakfı Yaşlı Bakımevi’nde yaşanan insanlık dramından sistemsizliği sorumlu tuttu.

Gürcafer, Genç TV’de yaptığı açıklamada; Cumhurbaşkanlığımakamında bulunan Ersin Tatar’dan saray ve meclis binası yerine 4 bölgede 4 yaşlılar evi yapılmasını önermesini isteyeceğini açıkladı. Gürcafer, konuya ilişkin açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Ben Sayın Cumhurbaşkanımdan bugün bir şey rica edeceğim. Sayın Cumhurbaşkanım çıksın ve ‘biz saray veya meclis binası yapmak yerine, 4 bölgede, 4 adet modern yaşlılar evi yapmayı öneriyoruz. Bunu Türkiye ile görüşeceğim’ desin. Bu toplumda alsın Sayın Cumhurbaşkanını baş tacı yapsın. Toplum bizden doğru davranışları sergilememizi bekliyor. Evet anlıyorum. Türkiye çıktı, geldi ve ‘Burada yeni bir meclis binası yapılması lazım, yeni bir cumhurbaşkanlığı sarayı yapılması lazım, bu toplumun sembolü olacaktır’ dedi.

“Sınırüstü’ndeki olaylar yaşanırken Meclis’in tavanları altından olsa ne yazar?”

İtibar; ülkeyi yönetenlerin, 50 milletvekilinin yasa yaptığı binanın tavanlarına bakıp da ‘wav’ dediği bir şey midir? İtibarsızlık nedir? ‘Sınırüstü’nde yaşadığımız olay mıdır? Sınırüstü’ndeki olaylar yaşanırken meclisin tavanları altından olsa ne yazar?

Biz her şeyi çözebiliriz. Ben Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum. Ama sırasında çıkıp, ‘hayır’ diyebilmesi lazımdır.”









Başa dön tuşu