EDEKLÜ RELŞİ ADNIRIKIT KOÇ RÜKÜŞ
Birşey anlamadııın?
Hade yahu sen da!
Zefleme beni, edeklü relşi adnırıkıt, koç ten meh ad.
Aman, vallahi benim da tersim döndü, yazıyı da tersten yazmaya başladım.
Hayır memleketteki gubidik durum, her şeyin ters gitmesi o kadar normal gelir ki artık, yazının tersten yazılmasının da normal.
Memlekette işler tıkırında çok şükür
Bazen soğuk soğuk terler dökerek kabuslar görüyor ve uyanıyorum, kabusumda kendimi normal bir ülkede yaşarken görüyorum sürekli.
Bir Kıbrıs sorunu, haftada dört kere zamlanan ürünler, mandıra düzeninde bir trafik, geçim kapısı siyaset olan devlet büyükleri, inşaat talanı, bir Kıbrıslıya 10 yabancının düştüğü nüfus yapısı yok. Dayanılmaz bir ızdırap, bunların hiçbiri yok, düşünebiliyor musun?
Giderek sıklaşıyor kabuslarım, artık profesyönel yardım almak şart oldu. Grup terapisi düzenleyen yerler vardır akibet, tek mağdur ben değilim herhalde.
“Ben bir bağımlıyım, ben bir KKTC mandıra düzeni bağımlısıyım”
Terapi bu cümlelerle başlar kesin.
Geçen gün mesela JuJÜnal, Norlu Tören, Kapkaçoy, Çarıklı ve en önemlisi Roketatar’ın olmadığı bir memlekette buldum kendimi.
Sıkıcı, boğucu, yaşanmaz bir ülkeydi, kabusların en ağırıydı, saatlerce kendime gelemedim.
***
Sadece Ağustos ayına bir göz atalım mesela, grup terapimizde kullanılabilecek bir sürü olay;
• Alçak orman arazilerine çökmek istediklerini gayet net söyleyen bir Turizm Bakanı;
• Değirmenlik köyünde muluhiya ayıklayan bir Cumhurbaşkanı;
• İllaki ve mutlaka içine edilen Girne Yat Limanı;
• Prematüre doğum gibi açılan Erhan Havaalanı’ndaki sorunlar. Bkz.; üzerine kapı düşen kadın;
• Çakmak Hasan’ın gidip Kibrit Hüseyin’in geldiği, kimilerinin Kıbrıs’ın yedi gabinesi de dediği kabine değişikliği;
• Pile&Şiro muharebesi (ayın 2. favori olayı);
• Günde 8 saatlik elektrik kesintileri ve akabinde dondurmalı ekmek gadeyifi kıvamındaki Kıb-tek münhali ve yandaş istihdamı;
• Fenerbahçelilere Doktora için yüzde 50 burs verdiğini açıklayan bir dükkan pardon üniversite;
• Yazarlarının bilgisi olmadan içerisine dini enjeksiyon yapılan ilkokul kitapları, durumu pişkince izah eden Bakan, eylemde kısık sesle konuşun, aman Bakanı gücendirmeyelim, ŞŞŞŞŞTTT diyen protestocu aileler.
• Ercan’a yerleştirilen, 40 çevirmen ve 78 pirefössörün intihar etmesine sebep olan tabeladaki İngilicca çeviri. (Ayın favori olayı)
Listeyi kısa tutmaya çalıştım, arada daha pek çok Aziz Nesin’e ilham kaynağı olabilecek olay da var tabii.
İsviçre’desin ve yukarıdaki olaylar yok.
Varsa yoksa kültür, sanat, ıvır zıvır.
Ama en güzeli şu ki, normal bir ülkede her biri skandal değerinde olan, zincirleme istifalara yol açabilecek olan bu olaylar bizde ortalama 3-5 saatten sonra gündemden düşüyor.
***
Bilimsel bir yönü var mıdır araştırmadım ama, günlük sohbetlerde çok kullanılır; ‘yeniden yükselmek için dibe vurmak lazım’ veya bu anlama gelebilecek sözler.
Birden fazla olumlu bakış açısı vardır bu düşüncenin;
Birincisi, dibe vurmak halen düşüyor olmaktan daha iyidir.
Bir diğeri dibe vurmanın ivmesiyle yükselmenin kolay olmasına inanılmasıdır.
Kötü günler sona erdi, dibe vurduk, artık yükselmeye başlayacağız. Oh ne ala!
Nannak derdi mahallemdeki çocukluk arkadaşlarımdan biri böyle durumlarda, biz de nannak yükseliriz.
Biz evrende bir kara deliğiz. Çekim gücü, her bakımdan o kadar yüksek ki buradan kaçış yok, yukarıya sıçramak da mümkün değil.
***
Nişi asık itezö uş;
Lek aşab rişmiş karat,
Leyöb etekelmem elyöb eradi
Bir şey anlamadın mı? Kimse anlamıyor zaten, rahat ol ve tekrar et:
“Ben bir bağımlıyım, ben bir KKTC mandıra düzeni bağımlısıyım”
