InstagramKıbrısManşetSiyaset

Özkunt: Sermaye ve kumar baronlarının etkisi altındaki hükümet ülkeyi kara para cenneti haline getirdi






Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Özkunt, gününü programlayamayan bir hükümetin “5 yıllık kalkınma planını” neye göre hazırlayacağını sorguladı, nüfusun bile bilinmediği bir ülkede şuurdan ve bilinçten yoksun bir Başbakanın böyle bir plan açıklamasının komediden öteye gidemeyeceğini belirtti

Özkunt: Politika faizinin yükselmesi; tek başına enflasyona çare olmadı

Bağımsız Web TV’de Ali Baturay’ın sorularını yanıtlayan Özkunt, ülkedeki en büyük sorunların başında ekonominin geldiğini söyleyerek, döviz kurlarının yüksek seyrine işaret etti. Dövize olan talebin yüksek ve ödemeler dengesi açığının var olduğu bir ekonomide kurun yükselmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtti.

Özkunt, “Türkiye’de seçimlerden sonra değişen ekonomi yönetimi, faiz politikasını değiştirerek politika faizini yüzde 8,5’ten en son yüzde 35’e kadar kademeli olarak artırdı. Akılcı ekonomi politikasının gereğiydi bu; aslında faizlerin enflasyondan düşük olmaması lazım. Bu faiz politikası değişimi ise henüz enflasyonda bir iyileşme sağlamadı” dedi.

“Hükümet hiçbir tedbir almayarak adeta halkla dalga geçiyor”

Enflasyon yüksek seyrettiği sürece faiz ve kur artışının kaçınılmaz olduğundan bahseden Özkunt, Türkiye yönetiminin reform programı açıklaması gerektiğini, dövize olan talebi düşürecek, sıkı bütçe uygulaması ile içte ve dışta güven endeksini yukarıya çekecek tedbirlerin alınması ile bu faiz politikasının desteklenmesi gerekir. Tek başına faiz artışının, ekonominin düzelmesi ve enflasyonun düşmesi için yeterli olmayacağını kaydetti.

Özkunt, “TL kullanmak zorunda bırakılan Kıbrıs Türk halkı da denetimsiz bir pahalılık ve sürekli bir fakirleşme içinde debeleniyor. Bu durumda döviz kurunun düşeceği konusunda bir beklentimiz olmaması gerekiyor. Öte yandan dar gelirlilerin yaşam kalitesini yakından etkileyen zorunlu gıda ve temizlik ürünlerinde fiyat kontrolü yapılması ve bu ürünlerde gümrük ve fonların kaldırılması ile hayat pahalılığının sınırlı da olsa dizginlenmesi sağlanabilecek iken, hükümet hiçbir tedbir almayarak adeta halkla dalga geçiyor.

“Sermaye ve kumar baronlarının etkisi altındaki hükümet ülkeyi kara para cenneti haline getirdi”

Hükümetin sermaye kesimi ve kumar baronlarının etkisi ve kontrolü altında olduğunu, adeta karşılıklı bir al-ver mekanizmasının devrede olduğunu, ülkenin bir kayıt dışı ve kara para cenneti haline getirildiğini vurgulayan Özkunt, Meclis’in de her şeye rağmen önemli olduğunu, buraya sermaye kesimiyle arasında mesafe olan ve göbek bağı olmayan gerçek yurtseverlerin girmesi gerektiğini, siyasi mücadele kadar sokak ve sivil mücadelenin de TDP için önemli olduğunu dile getirdi.

Özkunt, “Her alanda mücadele var. Yarın öğretmenlerle eylemde olacağız, bugün KTAMS Kalkınma Bankası’ndaki partizanlığı açıkladı, sağlık sektöründeki içler acısı durum zaten belli. Yani her alanda kokuşmuşluk var ama mücadele de var. Bu mücadele toplumsal ve sonuç alıcı hale getirilebilir mi, buna mutlaka bakılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“Bankalar faizlerin artışa geçtiği bu dönemde; çok iyi firmalar ve kişiler haricinde kredi vermeye istekli değiller”

35 yıllık bankacılık deneyimi olduğunu ve izlenen faiz politikasının “sıkılaştırma ve tasarruf” anlamı taşıdığını enflasyonun belli bir seviyeye inene kadar şirketlere “harcamalarınızı kısın, yatırımlarınızı erteleyin” mesajı içerdiğini anlatan Özkunt, birçok şirketin borcu borçla ödemek için kredi talebinde bulunduğunu ve sürekli borçlanarak vadesi gelen diğer borcu kapatmaya yönelik hareket ettiğini kaydetti.

Bunun; o şirketin mali yapısının zayıfladığının en önemli işareti olduğunu belirten Özkunt, “Bazı şirketler ise yeni yatırımlar yapmak, yeni cihazlar getirmek için kredi isteyebilir. O yatırımın geri dönüşüne göre de bir borçlanma programı hazırlar, bu sağlıklı bir şeydir. Bankaların bu firmalara destek vermesi önemlidir. Ancak bankalar faizlerin yükseldiği bu dönemde; çok iyi firmalar ve kişiler haricinde kredi vermeye istekli değiller” dedi ve şirketlere ve kişilere böyle bir dönemde zorunlu olmadıkça borçlanmaya gitmemeleri çağrısında bulundu.

“Nüfusun bile bilinmediği bir ülkede şuurdan yoksun bir Başbakanın ‘kalkınma planı yaptık’ demesi komediden öteye gidemez”

Hükümetin 5 yıllık sözde bir “Kalkınma Planı” hazırlayacağını açıkladığını hatırlatan Özkunt, gününü programlayamayan bir hükümetin “5 yıllık kalkınma planını” neye göre hazırlayacağını sorguladı, nüfusun bile bilinmediği bir ülkede şuurdan ve bilinçten yoksun bir Başbakanın böyle bir plan açıklamasının komediden öteye gidemeyeceğini belirtti.

Özkunt, “Böyle bir plan; ekonominin tüm paydaşlarının bir araya gelmesi, nüfus sayımı başta olmak üzere tüm verilerin ortaya konulduğu ve sektör analizlerinin yapıldığı bir masa oluşturulması gerekir. Bir anda ortaya çıkıp ‘plan hazırladık’ demek; boş laftan öteye değildir, inandırıcı da değildir. Bu kalkınma planı hazırlama gerekliliği ortadadır. Ancak yöntemi bu olmamalıdır.” dedi.

“Yargının yıpratılmaya çalışılması sürecinde; hükümetin bilinçli bir şekilde sürekli hukuktan uzak kararlar alması ve sorumsuzca hareket etmesi yanında, muhalefetin çaresizliği de etkendir”

Arka kapıdan yapılan yandaş istihdamlar konusunda da değerlendirmelerde bulunan TDP Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Özkunt, partizanca ve liyakatsiz istihdamlara karşı yasa hazırlanması gerektiğini kaydetti, bu istihdamların ve hukuka aykırı yasal değişikliklerin mecbur kalınarak sürekli yargıya taşınmasının da “son kale” olarak görülen Yargıyı fazlaca zorlamak demek olduğunu kaydetti.

Özkunt, “Yargının; neredeyse muhalefetin elinde kalan tek enstrüman olması, atama hükümetin de bunu bilerek hareket etmesi Yargıyı zorluyor. Yönetimin bilinçli bir tercihi ve sorumsuzluğu yanında, muhalefetin çaresizliği de buna neden olmaktadır. Muhalefetin muhalefet etme enstrümanlarının çoğaltılması, toplumsal muhalefetin harekete geçirilerek toplum ve ülke zararına yapılan icraatları durdurması için çok daha etkili ve güven verici yöntemler bulması ve iş birlikleri geliştirmesi gerekiyor” dedi.

“Kişiler; haklarında bir soruşturma dahi başlamadan suçlu ilan edildi”

Sahte reçete yolsuzluğu soruşturmasında sapla samanın birbirine karıştırıldığını, günün sonunda kurunun yanında yaşın da yanacağının ortada olduğunu, hükümetin adeta bir “temiz eller operasyonu” başlattığı havasını yaymaya çalıştığını söyleyerek bunu başka büyük yolsuzlukları gündemden uzak tutmak için kullandığını anlatan Özkunt, kişilerin haklarında bir soruşturma dahi başlamadan suçlu ilan edildiğini anlattı.

Özkunt, “Polisin soruşturma sürecinde sıkıntı olduğu açık. Polisin tamamen sivil otoriteye bağlı olması gerekiyor. Yanlı ve taraflı soruşturmalar yapılıyor. Bu yolsuzluklar nasıl ortaya çıkarılacak? Etkin bir Mali Polis idaresi oluşturulması şarttır. Yolsuzluklara karışan meclis içindeki olası vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması için Savcılığın şeffaf şekilde hareket edeceği ve bunu talep edeceği ortamın yaratılması elzemdir” dedi.

“Bugün rüşvetle, haksız kazançla aldığınız villalar, 150 bin euroluk Mercedesler yanınıza kalmayacak”

Ulusal Birlik Partisi’nin içinde bulunan bazı kişilerin; kendilerini arayarak ve isim vererek milyon dolarlık rüşvetlerle ilgili şeyler anlattığını söyleyen Özkunt, “Bize belge getirin, gereğini yapalım” dediklerini ve o günlerin de mutlaka geleceğini ve ülke kaynaklarını peşkeş çeken politikacı devrinin sona ereceğini belirti.

Özkunt, “Yapanın yanına kâr kalmayacak. Tüm yapanlara sesleniyorum; bugün rüşvetle, kaynağı belirsiz parayla aldığınız villalar, 150 bin euroluk Mercedesler yanınıza kalmayacak, mutlaka bu devran dönecek. Böylesi bir çark hiçbir ülkede hiçbir yerde uzun sürmez” dedi.













Başa dön tuşu