MANDIRADA BU HAFTA…
Güzel KKTC’em de sitcom dizi tadında bir güzel haftayı daha geride bıraktık.
Aslında her biri tek başına bir yazı olacak şahaneden iki tık daha güzel olaylar yaşandı, tabii ki hepsinde de muhterem politikacılarımız baş rollerdeydiler.
İçinde bulunduğumuz haftanın en büyük mücadelesi Lefkoşa Kermiya/Metehan geçiş kapısında yaşanıyor.
Tatilde Dubai’ye gidemeyen orta direk Türkler, hem iki sokum ucuz et ve peynir alma hem de tatile çıkan çocukları Trodos’a götürüp ikram pastelli yeme çabasına girerken zaten ucuz benzin kuyruğunda olan Rumlarla birleşerek destanlar yazdılar kuyruklarda.
“Biyooo, bing belanızı versin, u banayimu, malagas” nidaları eşliğinde halen devam ediyor bu birleşme ve birliktelik.
Arzulanan platformda olmasa da bir bileşme oldu sonuçta Kıbrıs’ta, mutluyuz.
***
Sayın Cumhurbaşkanımız, seçildiği günden beri devam eden önemli temaslarına bu hafta da devam ediyor.
Toplam 39 köy kahvesine uğrayan başkan aşırı doz kahve tüketiminden dolayı biraz asabiyet, çarpıntı ve uykusuzluk sorunu yaşasa da yılmadan yoluna devam ediyor ve ısbastıra oynanmaktan yıpranmış yeşil çuhalı masalarda Kıbrıs sorununu anlatmaya devam ediyor.
Yeşil çuhayı çok beğenen başkan, yabancılık çekmemek için Cumhurbaşkanlığı konutuna da hasır iskemleli gave ortamı kurdurmak istiyor diye haberler de var ama henüz bu konuda bir teyit gelmedi.
Önemli kabuller de oldu bu arada, en sonuncusu ise dün gerçekleşen Kırıkkale’den Cemal amcayı kabulü idi. Bu temasların bizleri ileriye taşıyacağına olan inancım tamdır.
***
Gene indibindirim yaşandı bu hafta, sütten sonra bu kez ekmekte.
Önce zam, sonra müjdeli indirim haberi geldi ekmeğe hükümetimizden. Bunlardan bir talatur olmaz diye düşünen fırıncılar uygulamadı ama indirimi, mutlu mesut kazık ekmek fiyatları devrede. Talatur olmaz noktasında halk fırıncılarla hemfikir, zaten kesik sütten yoğurt da olmaz.
***
Çok hassa bir konu ama Başbakanımızın, çok zor ve acı bir gün olan 6 Şubat şampiyon meleklerimizi anma gününde sarf ettiği “bu güzel günde” ifadesiyle başlayan konuşması ise tüm zamanların Gamaşa Top Ten Gaf listesine giriverdi. Bunu aşması zor olacak diye düşünesim var ama potansiyel sınırsız gibi görünüyor.
Sadece iktidardan mı bu güzel haberler? Asla.
***
Bir ayı aşkın bir süredir, İtalya’da tutuklu bulunan Avukat Akan Kürşat konusunda sepsessizliğini koruyan ana muhalefet partisinden nihayet bir gımılanma oldu ve milletvekili Salahi Şahiner “Bu bir kumpastır, komplodur” cümlesiyle başlayan bir açıklama yaptı ve devamında “KKTC’de olan KKTC’de kalır, Aha Taşınmaz Mal Komisyonu oraşda, ne gerek var uluslararası hukuka, hep musucaridir bu Urumlar yau” mealinde sözlerine devam etti.
Bunun partinin bu olay hakkındaki resmi görüşü olduğunu anlayana kadar 4.5 saat felç oldum, ama geçti Allah’tan.
Yeni sloganlar için vakti geldi muhalefet için sanırım; “KIBRIS’TA PAYLAŞIM ENGELLENEMEZ” veya “SUS, SUSMADIKÇA İKTİDARA BENZEYECEKSİN” ilk anda aklıma gelenler.
***
Bu hafta içinde idrak edilen Miraç kandili için pek çok siyasetçimiz, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan ve Milletvekilleri kutlama mesajları yayınladılar ve içi ve dışı bir müminin yapması gerektiği gibi o gece sabaha kadar huşu içerisinde ibadet etti açıklama yayınlayan liderlerimiz.
Şaka şaka, açıklamalar yayınlayıp hepsi de meyhane masalarına koştular, buzlu viskiler, kebap ve eşek *iki mezesi eşliğinde geceyi kutladılar.
***
Aslında daha yazacak pek çok olay var bu haftaya dair; Zorlu Töre’nin gafları, düpdüşük çıkan hayat pahalılığı, ne hikmetse hepsi de Afrikalı olan ülkede kaçak yaşayanlar ama bitirmek zorundayım yazıyı.
Özgür Gazete Genel Yayın Yönetmeni olan Pınar Barut isimli şahıs yazılarımı kısaltmamı aksi takdirde bana şiddet uygulayabileceğini ve kafamda sopa kırma ihtimali olduğunu söyledi.
Güç insanı böyle yapıyor demek ki; çaresiz itaat etmek zorundayım. Basılı gazeteye geçecek olmanın şerefine sindim kaldım.
Haftaya daha kısa bir yazıyla görüşmek üzere.
