Kıbrıs Türk Tabipler Birliği (KTTB) “sahte reçete” sürecinde doktor ve eczacıları mahkeme koridorlarında ve mahkemelerde elleri kelepçeli bir şekilde görüntülenmesinin bu kişilerin meslek onurlarını zedelediğini hatırlatarak, son günlerde isimleri rüşvet ve sahte diploma skandallarıyla anılan ‘ayrıcalıklı‘ kişilerin aynı muameleyle karşı karşıya kalmadan yargılanmasını eleştirdi
KTTB: Adalet ve eşitlikçi yargı herkese lazım
KTTB tarafında yapılan açıklamada, eşitlikçi yargı sistemi kapsamında her bireyin yasalar önünde eşit olduğu ve hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadan adil bir şekilde yargılanacağını garanti ettiğini vurgulayarak, son günlerde polis tarafından ‘rüşvet‘ ve ‘sahte diploma‘ skandallarıyla ilgili tutuklanan fakat “ayrıcalıklı” muamelelerle halkın ve basının gözünden kaçırılan zanlılara gösterilen ayrıcalığın Anayasa’yı hiçe saydığını söyledi.
KTTB tarafından yayımlanan basın bildirisinin tam metni şu şekilde:
“Adalet ve eşitlikçi yargı, bir toplumun temel taşlarını oluşturan en önemli unsurlardır. Adaletin olmadığı bir toplumda, güven ve huzur ortamı sağlanamaz; bireyler kendilerini güvende hissetmez.
Eşitlikçi yargı sistemi, her bireyin yasalar önünde eşit olduğunu ve hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadan adil bir şekilde yargılanacağını garanti eder.
Bu, toplumun her kesiminin haklarının korunmasını sağlar ve bireyler arasında güven duygusunu pekiştirir. Herkesin bir gün adalet sistemine ihtiyaç duyabileceği gerçeği, adil ve eşitlikçi bir yargının önemini daha da artırır.
“Bir reçete da bin reçete da aynı” diyen ve rüşvet iddiasıyla tutuklanan özel kalem müdürünün yargı sürecini yakından takip edeceğiz”
Eylül 2023’te başlayan ‘reçete soruşturması’ sürecinde doktor ve eczacıları mahkeme koridorlarında, gazetelerde kelepçeli gördük ve bu durum bizlerin meslek onurunu hiçbir zaman unutulmayacak şekilde zedeledi.
Son birkaç gündür, soruşturmaları başlatan, ‘beyaz eller’ operasyonunu yürüten bakanlığın özel kalem müdürünün çeşitli iddialarla kelepçesiz şekilde mahkemeye çıkarılmasını izledik.
Reçete soruşturma sürecinde “bir reçete de bin reçete de aynı” diyen ilgili özel kalem müdürünün yargı sürecini yakından takip edeceğimizi belirtmek isteriz.
“Emniyet mensupları ayrıcalıklı muamele yapmak zorunda mıydı?”
Ayrıca, sahte diploma soruşturmasında yurt dışına çıkan ve dün ülkeye dönen “ayrıcalıklı” birilerinin fotoğraf çekilmesine olanak vermeden sabah erkenden davalarının görüldüğünü öğrendik.
Aynı suçtan sorgulanmak üzere ifadesi alınan diğer kişiler yine basına poz verilecek şekilde mahkeme koridorlarda dolaştırılmıştır. Emniyet mensupları tutuklama, ifade ve mahkeme sürecinde bu ayrıcalıklı muameleyi yapmak zorunda mıydı? Anayasa’yı hiçe sayan bu talimatlarına uymak zorunda mıydı? Hayır.
Anayasamız 8. Maddesi
Eşitlik
(1)Herkes, hiçbir ayırım gözetilmeksizin, Anayasa ve yasa önünde eşittir, Hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınamaz.
(2)Devlet organları ve yönetim makamları, bütün işlemlerinde yasa önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek ve ayrıcalık yapmamak zorundadırlar.
“Herkes için bu onur kırıcı muamelenin kaldırılmasını talep etmiştik”
Hatırlanacağı üzere, İfadesine her başvurulan hekimin ‘medyada’ ve özellikle kaynağı belli olmayan kirli bilgilerin yayıldığı sosyal medyada açık isimlerinin, kelepçeli fotoğraflarının çıktığı; medya etiği, masumiyet karinesi ve kişilerin lekelenmeme hakkının önemsenmediği üzücü ve tıp mesleği ile tıp mesleğini icra eden kişileri küçük düşürücü, onur kırıcı ve meslek haysiyetini zedeleyici bir süreç yaşamıştık.
Yaptığımız açıklamalarda kelepçe takılması konusuna ciddi eleştiriler getirmiştik. Bu kelepçe takılmaması konusundaki açıklamalarımızda sadece hekimlere eczacılara değil herkes için bu onur kırıcı muamelenin kaldırılmasını talep etmiştik.
Günümüzde adalet sistemine ihtiyaç duymayan biri, yarın haksız bir durumla karşılaştığında kendisini savunacak bir yargı mekanizmasına ihtiyaç duyabilir.
Bu nedenle, adalet ve eşitlik ilkelerinin korunması ve geliştirilmesi, sadece bugün için değil, gelecekte karşılaşılabilecek tüm haksızlıklar için de bir güvencedir.
Adalet, sadece mağdurlar için değil, suçlanan kişiler için de gereklidir; zira suçlu olmadığını kanıtlamak için herkesin adil bir yargılama sürecine, onurunu koruma ve deşifre olmama hakkı vardır. Bu sebeple, adaletin ve eşitliğin sağlandığı bir yargı sistemi, toplumsal barış ve huzurun teminatıdır ve her birey için hayati öneme sahip olabilir”