EkonomiInstagramKıbrısManşetSiyasetYaşam

Özgür Gazete aylar önce “Sezon bitti, neden işçi getirmek istiyorsun?” diye sormuştu!


Özgür Gazete‘nin yaklaşık 3 ay önce manşetine taşıdığı ve “Sezon bittiği halde neden işçi getirilmek isteniyor?” diye sorduğu o işleri sezon bittiği halde adaya (176 işçi) getiren, çalıştıramayan ve maaşlarını ödemeyen, çalıştırmadan ödeme yaptıysa devleti aylık ortalama 22 milyon TL zarara uğratan Tarım Bakanlığı’na bağlı Cypfruvex Müdürü Cemal Redif için Sayıştay Başkanlığı harekete geçecek mi?

Aylar önce gündeme getirmiştik!

Özgür Gazete’nin sıkı takipçilerinin hatırlayacağı üzere 11 Haziran 2024 tarihinde, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Güzelyurt İlçe Başkanı Çağlar Gulamkadir’in açıklaması sonrası yaptığımız manşette, Cypfruvex Müdürü Cemal Redif’e bazı sorular yöneltmiştik.

Redif, narenciye sezonunda hali hazırda ülke getirilen ve sayıları 400-450 civarı olan Bangladeşli işçi varken, 176 işçi daha getirileceği iddiaları üzerine yaptığımız habere cevap vermemişti.

Üstelik sezonun bitmek üzere olduğu ve hali hazırda ülkede olan işçilerin çoğunun bile gazetemizin geçtiğimiz gün gündeme getirdiği ‘Köle Kampı’nda çalıştırılmadan tutulduğu bilgisini de edinmişti.

Herkes onay verdi!

Redif buna rağmen, bu kez şaşırtıcı şekilde Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği’ne (KTİMB) değil de Kıbrıs Türk Ticaret Odası’na (KTTO) başvurmuş ve işçileri getirmek için adım atmıştı.

Danışmanlık” adı altında yasa dışı olarak faaliyet göstererek adaya işçi getiren bir firmayla anlaşan Cypfruvex, Çalışma Bakanlığı’ndan da onay aldı.

Yani sezonun bittiğini, Güzelyurt’ta zaten yüzlerce işçi olduğunu bilen Çalışma Bakanlığı, hiçbir şey sormadan bu 176 kişiye de onay verdi!

Tehditlere boyun eğmeyip polise ifade veren işçiler!

Ayrıca Cypfruvex’in bağlı olduğu Tartım Bakanlığı da olaya hiç müdahale etmedi!

Köle Kampı’na yerleştirildiler!

Tarım Bakanlığı’nın karşı çıkmadığı, KTTO ve Çalışma Bakanlığı’nın da onayladığı işçiler peyderpey adaya geldi ve aynı Köle Kampı’na yerleştirildi.

Gündeme getirdiğimiz görüntülerden ve işçilerin ifadelerinden öğrenildiği üzere kimilerinin sadece 1-2 ay çalıştırıldığı, kimilerinin aylardır maaş almadığı, kimilerinin vaat edilen maaşın yarısını aldığı işçiler, adeta açlık ve sefalete mahkûm edilmişti.

Penceresi dahi olmayan, havasız, rutubetli, hijyen sıfır odalarda ve banyosu tuvaleti dahi bulunmayan bir yerde tutulan işçilerin pasaportları da ellerinden alınmıştı!

Mikrofonlarımıza tehdit edildiklerini, pasaportlarının olmadığını, kendilerini getiren acentenin temsilcileri olan Mustafa (Mohammad Mostafa) ve Cihangir (Jahangir Hossan) adlı kişilerden şiddet gördüklerini de anlatan işçilerin tek isteği ise çalışıp para kazanabilecekleri bir işti!

Peki Cypfruvex ne kadar zarara uğratıldı?

İşte tüm bu insan ticareti unsurlarını barındıran insanlık suçunun içinde bir başka boyut daha bulunuyor.

O da devletin bir kurumu olan Cypfruvex’in uğratıldığı zarar.

Basit bir hesaplamayla: Aylık 22 milyon TL!

Basit bir örnekle; narenciye sezonu için toplam sayıları 650’yi bulan Bangladeşli işçilere kişi başı asgari ücret ve sosyal sigorta primi olarak yatırılması gereken para 34 bin 70 TL.

Yani kimisi 5 ay kimisi de 2 aydır burada olan, kimisi 3 aydır kimisi de daha fazla süredir çalıştırılmayan işçilerin hepsinin çalıştırıldığı varsayılırsa; aylık olarak 22 milyon 145 bin TL gibi bir gider kalemi oluşuyor.

Bunun içinde de barınma ve diğer ihtiyaçlar yok!

Bu işçilerin, sadece sezon bittikten sonra getirilen 176’sı dahi bir ay çalıştırılmadan ödense; Cypfruvex’in uğradığı zarar 5 milyon 996 bin TL ediyor!

İşçileri yasaya göre yatay geçiş hakkı kazanana kadar yani 6 ay boyunca çalıştırmak zorunda olan işveren, insanlık suçu işleyip çalıştırsa veya çalıştırmasa bile maaş ödemediğinde ve sadece sosyal sigorta yatırımları ödendiğinde de aylık zarar (yine 176 kişi üzerinden) 1 milyon 300 bin TL civarında bir rakam ediyor!

Sayıştay soruşturma başlatacak mı?

Yani her halükârda, tam rakam bilinmese de çalıştırılmayan işçiler olduğu gerçeği karşımızda duruyor ve bu da ciddi bir devlet zararına işaret ediyor!

İşte bu noktada devreye girmesi gereken kurum ise Sayıştay Başkanlığı. Sayıştay’ın hem Cypfruvex’i hem de Cemal Redif’i soruşturması ve devletin uğradığı zararı tespit ederek, yasa muameleyi hayata geçirmesi gerekiyor!

Cemal Redif

“3 bini alın, imzalayın ve gidin!”

Ayrıca Özgür Gazete’nin elde ettiği bir diğer bilgi de haberin yayımlandığı ilk günden bu yana susan, Köle Kampı’na gitme ihtiyacı bile hissetmeyen Çalışma, Sağlık ve diğer Bakanlıkların gözü önünde işçilerden kurtulmaya çalışılması.

Haberlerden rahatsız olan Redif, “iş olmamasını” mücbir sebep göstererek, 6 ay dolmadan işçileri yatay geçişle tabir-i caizse elinden çıkarmak istiyor.

Gazetemize ulaşan Köle Kampı’ndaki işçiler, kendilerine Cypfruvex tarafından 3’er bin TL teklif edildiğini, karşılığında da “Çalışmadığım için alacağım da yoktur” yazılı kâğıt imzalattırılmak istendiğini anlattı.

Buna razı gelmeyen, haklarını talep eden işçiler parayı kabul etmedi ve kağıtları da imzalamadı.

Redif’in böylece hem tazminat hem geriye dönük maaş ödemesinden kurtularak işçileri de başka yerlere göndermek istediği belirtiliyor.

Ancak işçileri Köle Kampı’nda tutarak ödemesi insanlık suçu olan Redif, işçileri öderse de devleti zarara uğratmış oluyor!











Başa dön tuşu