GüncelInstagramKıbrısManşetSiyasetYaşam

Gökçebel: Sorumluluğu olanlar artık susun, susun ve sadece yapın!




Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), 20 Kasım çocuk hakları günü kapsamında yayımladığı bildiride adanın kuzeyinde eğitimle ilgilenen “yetkililere” sert eleştiriler getirdi. KTOEÖS açıklamada “20 Kasım çocuk hakları günü ile ilgili çarpıcı açıklamalarla görevini yaptığını sananlar olduğu sürece, dünya çocukları büyük risk ve tehdit altında olmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı

Gökçebel: Eşit ve adil bir dünyayı hak eden çocuklarımıza bunu sağlamak sorumluluğunda olanlar artık susun, susun ve sadece yapın

Sendika adına açıklama yapan Genel Sekreter Tahir Gökçebel, çocukların doğuştan gelen binlerce hakkı olduğuna işaret ederek, eğitimin bu haklar arasında en önemli olanlardan biri olduğunu kaydetti. Eğitimde öğrenim hakkı çerçevesinde kamusal eğitimin hayati önemine değinen Gökçebel, her çocuğa fırsat eşitliği tanıyan eğitim anlayışının kamusal ve laik bir anlayışla gerçekleşebileceğini belirtti.

KTOEÖS adına açıklama yapan Gökçebel’in açıklamasının tam metni şöyle: 

“Çocukların sahile vurduğu, hastanelerde, öldürüldüğü, tarikatlara, zenginlerin güzelliklerine kurban edildiği aşağılık bir çağdan geçiyoruz. Yetkililerin sorumsuzluğunu dibine kadar yaşıyoruz. 20 Kasım çocuk hakları günü ile ilgili çarpıcı açıklamalarla görevini yaptığını sananlar olduğu sürece, dünya çocukları büyük risk ve tehdit altında olmaya devam edecektir.

Her çocuğun doğuştan gelen binlerce hakkı vardır. Eğitim hakkı sadece bunlardan biridir ve çok önemlidir. Eğitimde nitelik ancak; uygun bir ortamla, çağdaş değerlerle, aklı özgürleştirici, demokratik, her çocuğa fırsat eşitliği tanıyan bir şekilde kamusal ve laik anlayışla yakalanabilir. Kamusal Eğitim bu anlamda çok önemlidir.

Demokratik bir toplumda çocuğa yetki veren, aklını özgürleştiren, bilgi ve beceriler kazandırarak, yeteneklerini ortaya çıkaran bir eğitimle ancak çocuklar özgürleştirilebilir. Ancak bu şekilde eşit ve özgür bir dünya yaratılabilir.
1- Kalabalık okullar, kalabalık sınıflar, aç, Türkçe bilmeyen vs. çocukları dahi göz ardı eden
eğitim modeli
2- Yaşam alanı, sıcak yuva ortamı olması gereken okulların; Deprem risk raporları dahi gizlenen, dere yataklarına inşa edilen, hiçbir güvenlik önlemi alınmayan, estetiği olmayan, oyun alanı kalmamış “konteyner sahra okulları” modeli
3- Bilimi, sanatı, kadını, dünya değerlerini yok sayan gerici, muhafazakar, sadece belli bir ideolojiye, mezhebe dayalı empoze edici programları dayatan okul modeli
4- Ekonomik gücü, sosyal statüsü önde olan aileleri avantajlı yapan “seçmeci-elemeciyarışmacı’’ sınavlara göre çocukları ayıran eğitim modeli
5- Özel, mülteci, bakanlar kurulu kararıyla geçirilen, süper zekâ çocukları dahi aynı sınıf ortamında hiç desteklemeden TAM Gün sınıfa hapsederek, eleştirel düşünceden uzaklaştıran, haklarını gasp eden eğitim modeli
6- Bütçesi, öğretmeni, sınıfı, laboratuvarı, atölyesi, atölye şefi, bölüm şefi, malzemesi, araç gereci, kitabı vs. olmayan toplumun, çocuğun ihtiyaçları yerine tarikatların, ideolojik, çevre ve vakıfların ihtiyaçlarına göre dizayn edilen; Gerçek sosyal etkinliklerin bitirildiği çocukların kişiliklerini, alışkanlıklarını, zihinsel ve bedensel gelişimlerini geliştiren spor, oyun, serbest zaman, düşünce, empati, vicdan gibi haklarını yok sayan eğitim modeli
7- Sürekli iş yükleri artırılan, sorunlar karşısında yalınız bırakılan, yasa dışı baskılar dayatan, sosyal güvenlik, göç yasası gibi yasalarla hakları gasp edilen ve çaresizliğe, tükenmişliğe itilen okul idareleri ve öğretmenleri suçlayan, itibarsızlaştıran, baskılayan despot bir eğit bakanlığı
8- Üretimden, toplum, çocuk ihtiyaçlarından uzaklaşmış, okulların amaçlarını bitirmiş çevreyi, geleceği dahi kaale almayan bir eğitim anlayışı ile çocuklarımız, geleceğimiz nereye sürükleniyor?

Savaşsız, sömürüsüz, güvende, bilgi, beceri, yeteneklerini geliştirerek istismardan, ayrımcılıktan, ötekileştirilmekten kurtarılarak; haklarıyla birlikte eşit, adil, insanca yaşayabilecekleri bir dünyayı hak eden çocuklarımıza bunu sağlamak sorumluluğunda olanlar artık susun, susun ve sadece yapın”









Başa dön tuşu