Gazeteci Ali Kişmir‘in, yazdığı bir yazıdan dolayı Savcılık aracılığıyla Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (GKK) tarafından 10 yıl hapislik öngören bir yasa maddesi tahtında açılan davasının üçüncü duruşmasında, Savcılığın üçüncü tanığı olan dosyanın tahkikat polisi konuştu, skandal gerçekler ortaya döküldü!
Özgür Gazete davayı anbean takip etti
Davanın üçüncü duruşması dün Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde, Yargıç Zehra Yalkut Bilgeç huzurunda görüldü. Bu duruşmayı da izlemek için çok sayıda siyasetçi, sivil toplum örgütü temsilcisi, gazeteci ve yurttaş Mahkeme bahçesini ve duruşma salonunu bir kez daha doldurdu.
Savcılık adına davayı yürüten Savcı Hasan Boşnak, üçüncü tanığı olarak dosyanın ilk tahkikat polisi Durmuş Aydın’ı dinletti.
Skandal gerçek Aydın’ın ifadesiyle ortaya çıktı
Aydın Savcının sorgulamasında, 24.8.2020 tarihinde dosyaya soruşturma subayı olarak atandığını, 25.8.2020 tarihinde de Lefke Avrupa üniversitesi (LAÜ), Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ), Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ), Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) ve Eğitim Bakanlığı’na gerekli yazışmalarını yaptığını belirtti.
Tahkikat polisi Aydın, 23.9.2020 tarihinde LAÜ ve YDÜ’den cevap yazıları geldiğini ve 25.9.2020 tarihinde de davada ilk tanık olarak dinletilen Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (GKK) mensubu Binbaşı Cengiz Doğan’dan GKK adına Kişmir’den şikayetçi olduğuna yönelik ifade aldığını belirtti.
Dava 22.02.2022 tarihinde Kişmir’e celp edildi
Aydın, 28.9.2020 tarihinde de UKÜ ve DAÜ’den cevap yazıları geldiğini, 29.9.2020’de de Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı cevap yazısını emin ettiğini belirterek, akabinde de tüm yaptığı icraatları içeren dosyayı görüş için Başsavcılığa teslim ettiğini kaydetti.
Dosyaya görüş gelmeden de Güzelyurt Polis Müdürlüğü’ne nakil edildiğini söyleyen Aydın, burada görev yaparken, Başsavcılığın Kişmir aleyhine GKK’nın manevi şahsını tahkir ve tezyif ettiği suçlamasıyla dava getirilmesi yönünde görüş verdiğini öğrendiğini aktardı.
Aydın, bu görüş geldiğinde Güzelyurt’ta olduğunu kaydederek, dosyanın yeni tahkikat polisinin Ali Çakan olduğunu, Çakan’ın 22.02.2022 tarihinde Kişmir’e davayı celp ettiğini, Kişmir’in de suçlamalarını kabul etmediğine dair beyan verdiğini öğrendiğini belirtti.
Önce soruşturma başlamış sonra şikâyet alınmış!
Savcının sorgulamasının ardından davada istintaka geçildi ve savunma avukatı Hasan Esendağlı, dosyanın tahkikat polisi olan Savcılık tanığı Durmuş Aydın’ı istintak etti.
Esendağlı, dosyaya 24.8.2020 tarihinde tahkikat polisi olarak atandığı halde nasıl olur da GKK adına şikayetçi olan Binbaşı Cengiz Doğan’dan 25.9.2020’de alınabildiğini sordu.
Aydın, “Adli Polis Müdürü Aziz Nizamoğlu tarafından sözlü olarak bu dosyaya tahkikat polisi atandığını, kendisine Kişmir’in ilgili yazısının verildiğini ve “GKK bu yazıdan şikayetçi” denildiğini söyleyerek, soruşturmaya başladıktan ve ilgili kurumlardan yazı ile ilgili görüş aldıktan sonra GKK’nın Polis İrtibat Subayı ile irtibata geçtiğini ve kimin şikayetçi olacağına dair bilgiyi ondan aldığını, bunun üzerine de Binbaşı Cengiz Doğan’a ulaştığını açıkladı.
Yani aslında tarihte görülmemiş şekilde şikâyet olmadan soruşturma başladığını ve görüş talepleri yapıldığını söyleyen Aydın, bu hukuksuzluğu da ortaya çıkarmış oldu.
Soyalan GKK adına imza koydu!
Esendağlı bu davadaki müştekinin (davacının) GKK olup olmadığını sordu, tanık polis Durmuş Aydın “Evet” cevabını verdi.
Bunun üzerine Esendağlı, Mahkemede “emare 4” olarak kayıtlı olan, tahkikat polisinin LAÜ’ye gönderdiği talep yazısını istedi ve bura yazının dönemin Polis Genel Müdürü Ahmet Soyalan tarafından GKK adına imzalanmış olduğunu söyledi.
Esendağlı, “Bu sizin talebiniz mi?” diye sordu. Aydın, “Ben tahkikat memuru olarak böyle bir yazının elzem olduğunu söyleyerek talep ettim ve yazıldı” dedi.
Karakartal doğruyu söylememiş!
Esendağlı bunun üzerine davaya tanık olarak gelen ve “Yazı bana geldi ve benden ‘GKK’ya yönelik hakeret var mı?’ diye spesifik olarak inceleme istendi’ diyen Prof. Dr. Oğuz Karakartal’ın sözlerini hatırlattı ve “Bu yazıyı LAÜ’ye gönderirken, GKK aleyhine hakaret içerip içermediğine bakılmasına dair spesifik bir talepte bulundunuz mu?” diye sordu.
Tahkikat polisi böyle bir talepte bulunmadığını sadece yazının incelenmesini istediğini kaydetti.
Şikayetçi de soruşturan da aynı!
İlgili talep yazısının dönemin PGM Müdürü Ahmet Soyalan tarafından GKK adına imzalandığını hatırlatan Esendağlı, “Bu davada müşteki (davacı) GKK’dı ama soruşturmayı yapan da yine GKK’dır” dedi.
Tanık Durmuş Aydın, soruşturmayı yapanın polis örgütü olduğunu söylese de bu aşamada da KKTC denilen yapının ne kadar çarpık olduğu bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu.
Çünkü Polis Örgütü yasal olarak Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı ve GKK Komutanı da Ankara tarafından atanıyor.
Yani Anayasa’daki Geçici 10. Madde nedeniyle oluşan bu çarpık durum sayesinde GKK hem şikayetçi hem de şikâyeti soruşturan konumunda bulunuyor.
Esendağlı: İlgili maddeyi Anayasa’ya taşıyacağız
Esendağlı bu aşamada istintakını bitirirken, Savcı da başka tanık dinletmeyeceğini belirtti.
Esendağlı ise birtakım hazırlıklar yapacaklarını ayrıca Kişmir’in yargılanmasına neden olan ilgili yasa maddesiyle ilgili de Anayasa Mahkemesi’nde dava açacaklarını belirtti.
Dava görüşülmek üzere 16 Ocak 2025 tarihine ertelendi.
Haber Pınar Barut
(Haberin tüm hakları saklıdır, izinsiz kullanılamaz)