Verdiğimiz Rahatsızlıktan Dolayı Memnuniyet Duyarız
Özgür Gazete özellikle son dönemde insan ticareti ve insan kaçakçılığıyla ilgili yaptığı haberlerle gündemi belirlemeye ve ülkede saklı kalmış bu skandalı ifşa etmeye devam ediyor.
Ve elbette bu durum birilerinde ciddi rahatsızlık yaratıyor.
Özgür Gazete de ben de önceki dönemlerde de tehditlere uğramıştık. Hem canımızla ilgili yapılan tehditler hem gazetemize yapılan saldırılarla korkutulmaya çalışılmış, yaptığımız haberleri geri çekmememiz ve devamını da getirmememiz karşılığında bunların bize bağışlanacağına dair mesajlar almıştık.
O dönemle bu dönem arasında haber içeriği noktasında ciddi farklar olsa da şantajcı kesimlerle ilgili ciddi benzerlikler de var.
***
Bunların en önemlisi de gerek insan ticareti gerek insan kaçakçılığı gerek yasa dışı bahis olsun; hepsindeki çeteleşmenin üyelerinin benzer kişiler olması ve benzer ilişkiler ve ağlar içinde olmasıydı.
Bu konularla ilgili her türlü çeteleşmenin; “siyaset-bürokrasi-medya” ayakları vardı ve bu ayaklar olmadan çetenin işlerini yapabilmesi de mümkün değildi.
O dönemlerde de yasa dışı bahis baronları tarafından tehdit edilmemize, bazı medya organları ve buradaki paralı askerler de eşlik ediyor, adımızı sanımızı vere vere tehdit edenlerin sopalarını sallıyorlardı.
Ve yine siyaset bunlar karşısında suskunları oynayıp, polisin de önüne set çekerek güvenliğimizin sağlanmasına da gerçeklerin ortaya çıkıp suçluların yargılanmasına da engel oluyordu.
***
Bu dönemdeki insan ticareti-insan kaçakçılığı zanlıları da aynı yolu izliyor.
Elbette, kurdukları çetelerin üyeleri direkt siyasetin üst makamlarına erişenlerle, daha küçük boyutta kalanların kaderi aynı olmuyordu.
Örneğin; insan ticaretinin tam göbeğinde oldukları ciddi delillerle ortaya çıkanlardan bazıları, içinde bulundukları çeteleşme eğer vekillere, Bakanlara hatta daha da üst koltuklara uzanıyorsa asla tutuklanmıyor, işlem yapılmıyor ve hatta bunun karşılığında da kullanılıyordu.
Bu kişiler hapse girmemek ve yargılanmamak karşılığında, kendilerine verilen isimlere medyada savaş açıyor, karalıyor, kötülüyor, hedef tahtası haline getiriyordu.
Çeteleşmesi daha kısıtlı olanlar ise tutuklanabiliyor, yargı önüne çıkarılabiliyordu.
***
Son dönemlerde insan ticareti-insan kaçakçılığı ile ilgili ortaya koyduğumuz haberler, çeteleşmesinin boyutlarını gözler önüne sererken, medyaya sızmaya çalışan ve kendilerine sözde “gazeteci” unvanı takan çete üyelerince itibarsızlaştırılmaya çalışıladursun, bir başka insan kaçakçılığı çete üyelerinin de aynı yoldan gittiğini görmek çok şaşırtıcı olmadı aslında.
Özgür Gazete’ye ve Pınar Barut’a saldıran, suç isnat etmek için uğraşan, hakaret eden, haberleri itibarsızlaştırmaya çalışan kişilerin dikkat çekici ortak özellikleri de buradan geliyor.
***
Bu özellikleri listeleyecek olursak;
-Hepsi insan ticareti/insan kaçakçılığı zanlısı
-Hepsi bir şekilde medyaya sızmaya ve “gazetecilik” kisvesi edinmeye çalışıyor
-Hepsi belli bir yaşın üzerinde ve erkek
-Hepsinin hakkında “beni tehdit etti, şantaj yaptı, para vermezsen haberi yayınlarım, para verirsen bu haberi silerim dedi” şeklinde şikâyet ve davalar var
-Hepsinin ifade problemi var, yazım kuralları ve cümle kurulumu konusunda epeyce cahiller
-Hepsi, polisin ve siyasetin içindeki bazı kişilerce, “hapse atılmamak” karşılığında kullanılıyor
-Hepsinin insan ticareti-insan kaçakçılığı yapan güç odaklarıyla ilişkisi var
-Hepsi parayı bu yollarla keşfetmiş, daha öncesinde sönük, kendi halinde takılan tipler
-Hepsi görünürde “kavgalı” olduğu siyasetçilerle arka planda ortaklık yürütüyor
-Hepsi Özgür Gazete ve Pınar Barut adına suç isnad edemeyince, aile araştırmasına giriyor
***
Bu ortak özellikler çoğaltılabilir ama ilk göze çarpanlar bunlar.
Bu zavallı çete üyelerinin kelamlarına inananlar da var, gerçeği görüp dalgasını geçenler ve tepki gösterenler de.
Elbette tarih, bu kişileri de yazacak, bu çete üyelerinin sonunu yazacağı gibi.
***
Biz mi?
Biz elbette kararlılıkla yolumuzda ilerleyecek, ulaştığımız tüm bilgi ve belgeleri hiç çekinmeden yayınlamaya ve kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz.
Hem bir gazeteci hem de bir hukukçu olarak, bu kişilerle mücadelemiz bitmedi, bitmeyecek.