DünyaEkonomiGüncelInstagramManşetSağlıkSiyasetYaşam

Rapor, deprem bölgesinde yaşayan vatandaşların gerçek yaşam koşullarını ortaya koydu






Türk Tabipler Birliği (TTB) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) tarafından hazırlanan rapora göre, 6 Şubat‘ın 2. yılında depremzedeler hala zorlu koşullarda yaşam mücadelesi veriyor. Rapora göre, ailelerin yüzde 44,3’ünün düzenli gıdaya erişimi yok

Rapor, deprem bölgesinde yaşayan vatandaşların gerçek yaşam koşullarını ortaya koydu

6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, açıklanan yeni bir rapora göre, deprem bölgesinde yaşayan vatandaşların yaşam koşullarında hala yeterli iyileştirme gerçekleştirilmedi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) tarafından hazırlanan Şubat 2023 Depremleri İkinci Yıl Raporuna göre, söz verilen konutların önemli bir bölümü hala hak sahiplerine teslim edilmedi.

Raporda, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın deprem bölgesinde 2025 sonuna kadar 358 bin 859 konut, 31 bin 307 işyeri, 62 bin 817 köy evi olmak üzere 452 bin 983 bağımsız bölümün inşa edileceğini duyurduğu” hatırlatılarak, “Bugüne kadar yalnızca 169 bin 171 konut, 149 işyeri ve 32 bin 260 köy evi olmak üzere 201 bin 580 bağımsız bölüm hak sahiplerine teslim edilebilmiştir” denildi.

Raporda, barınma hakkının yanı sıra beslenme hakkı, sağlık hizmetleri, eğitim hakkı, çalışma hakkı, ulaşım hakkı ve temiz hava hakkı gibi başlıklara da yer verildi. Raporda, “Ailelerin yüzde 44,3’ünün düzenli gıdaya erişiminin olmadığı, üçte birinin uygun saklama koşulları, hatta yüzde 5,6’sının kendine ait bir mutfağı bulunmadığı” belirtildi.

Özellikle bebek ve çocukların gelişiminin yetersiz beslenme koşullarından olumsuz etkilendiğine dikkat çekilen raporda, “Türkiye Beslenme Rehberi kriterlerine göre; 12-59 ay çocuklarda yeterli süt tüketme oranı yüzde 13,7, yeterli sebze tüketme oranı yüzde 8, yeterli tahıl tüketme oranı yüzde 6,7’dir” ifadeleri yer aldı.

Adıyaman’da “beş yaş altı çocukların yüzde 14,4’ünde bodurluk, yüzde 6’sında zayıflık, yüzde 6,5’inde aşırı kiloluluk belirlendiği” belirtilerek, 0-5 ay çocuklarda sadece anne sütü ile beslenenlerin oranı yüzde 32 olarak açıklandı.

Madde bağımlılığı ve intihar girişimleri

Raporda, deprem bölgesindeki yetersiz sağlık hizmetlerine de dikkat çekildi.

Hatay’da 105 bin 135, Adıyaman’da ise 43 bin 926 kişinin aile hekimi olmadığı ifade edilen raporda, “Adıyaman’da travma sonrası stres bozukluğu deprem sonrası ikinci ayda yüzde 44,8, altıncı ayda yüzde 30,4, birinci yılda yüzde 19,6’dır. Kasım 2023-2024 tarihleri arasında 187 intihar girişimi vardır. Hatay’da çocuklarda madde bağımlılığı oranı yaklaşık iki kat artmıştır” denildi.

Azalan öğrenci sayısına da dikkat çekilen raporda, “Adıyaman’da 2023-2024 yılı öğrenci sayısı 2021-2022 eğitim-öğretim yılına göre 18 bin 452 azalmıştır. Hatay’da 2022 yılına göre okul öncesinde 7 bin 449, ilkokulda 10 bin 855, ortaokulda 18 bin 356, lisede 28 bin 588 öğrenci azalmıştır” denildi.

İşçi ölümlerinde artış

Raporda yer verilen bir diğer kritik nokta da işçi cinayetlerindeki artış oldu. Buna göre Kahramanmaraş’ta 2020’de 16 olan inşaat işkolundaki iş cinayeti sayısının 2023’te 61 olarak kayıtlara geçtiği belirtildi.

Hatay’da 2020’de 22 olan inşaat işkolundaki işçi cinayeti sayısının da 2023’te 57’ye çıktığına dikkat çekilerek, “Bu iki ilde deprem sonrası işçi cinayeti artış oranı iki katından fazladır. Malatya’da 2020’de 9 olan inşaat işkolundaki işçi cinayeti sayısı, 2023’te 14’tür. Sayıların 2024’te daha da artacağını öngörmek mümkündür” denildi.

Hava kalitesinde kritik değerler

TTB ve SES’in raporunda, Temiz Hava Hakkı Platformu ve TTB’nin 7-25 Ocak 2025 tarihlerinde yaptığı hava kalitesi izleme çalışmasının sonuçlarına da değinildi.

Buna göre, Antakya’da 19 günlük PM2,5 ölçüm ortalamasının 41,5 mikrogram/metreküp” olduğu belirtilerek şu ifadeler kullanıldı: “Antakya’da ölçülen 24 saatlik ortalama, Dünya Sağlık Örgütü kılavuz değerinin 2,8 katıdır. 19 günün tamamında 24 saatlik DSÖ kılavuz değeri aşılmıştır. DSÖ’nün tavsiyesi, insan sağlığının korunması için bu değerin yıl boyu 3-4 kereden fazla aşılmaması gerektiğidir.”











Başa dön tuşu