Barolar Birliği: Olay hayati bir hak ihlali görünümünde
Kıbrıs Türk Barolar Birliği, Boğaz Karakolu’nda tutuklu olan Eziz Sapartagaganov’un hücrede hayatını kaybetmesi ve akabinde ölümünün “intihar” olduğunun açıklanması üzerinde ciddiyetle durulması gereken hayati bir hak ihlali görünümünde olduğunu söyleyerek, etkin ve şeffaf soruşturma talep etti
Barolar Birliği: Olay hayati bir hak ihlali görünümünde
Yazılı açıklama yapan Birlik, bu vahim olay karşısında aşağıdaki noktaların altını çizmek istediklerini belirtti;
1. Etkin ve Şeffaf Bir Soruşturma Şarttır
Eziz Sapartagaganov’un ölümünün tüm detaylarıyla aydınlatılması için yürütülecek soruşturma hem Polis Teşkilatı ve Bakanlar Kurulu tarafından uluslararası insan hakları standartlarına uygun şekilde yürütülmeli hem de Fasıl 153 Ölüm Sorgu Yargıçları Yasası’nın 6. Maddesi tahtında Yargı tarafından gerekli soruşturma yürütülmelidir.
2. Gözaltı Koşulları ve Denetimlerin Artırılması
Bu trajik olay, karakollardaki gözaltı koşullarının güvenli ve sağlıklı olmadığı konusundaki tartışmayı yeniden gündeme getirmelidir. Tutukluların haklarının korunması ve olası ihlallerin önlenmesi için karakollarda fiziksel ve psikolojik güvenliği artıracak önlemler acilen alınmalıdır.
3. İnsan Haklarına Saygı ve Kötü Muamelenin Önlenmesi
Gözaltında bulunan kişilerin yaşam hakkı başta olmak üzere tüm temel haklarının korunması, hukuk devletinin en temel gereğidir. Bu kapsamda, öncelikle işkence ve kötü muamele ceza yasasında suç kapsamına alınmalı, bu tür iddiaları tarafsız şekilde soruşturacak denetim mekanizmaları kurulmalı ve tutuklu – mahkumların sağlık kontrollerinin İstanbul Protokolü çerçevesinde yapılması sağlanmalıdır.
4. Yetkililere ve Kamuoyuna Çağrımız
– Polis Genel Müdürlüğü, olayla ilgili tatmin edici ve ayrıntılı açıklamalar yapmalı, herhangi bir ihmal saptanması halinde sorumlular hakkında gerekli işlemler yapılmalıdır.
– Polis Müdürlükleri ve karakollardaki tutukluluk ve hücre koşullarının iyileştirilmesi için gerekli önlemler bir an önce hayata geçirilmelidir.
– Karakol, cezaevi ve diğer alıkonma mekanlarının bağımsız sivil denetime açılması sağlanmalıdır.
Bu tedbirlerin bugüne değin alınmamış olması, aynı olayların belli aralıklarla tekrar yaşanmasına sebebiyet vermektedir. Bu can kaybının sorumluluğu hepimizin üzerindedir. Gereğinin yapılmaması halinde benzer acı tablolarla karşılaşmamız kaçınılmazdır.
