InstagramKıbrısManşetYaşam

Hoşçakal Ghetto…






Lefkoşa Dereboyu‘nun simge mekanlarından Ghetto, kapılarını tamamen kapattı…

Hoşçakal Ghetto…

Arda Arıkan, sosyal medya hesabından yayımladığı şiirsel bir yazıyla, Ghetto’nun hikayesini anlattı;

Hoşçakal Ghetto…

Benim için Ghetto… Bir mekândan fazlasıydı. Bir ruh, bir nefes, bir dokunuştu…

Benim için Ghetto… Bir tabaktaki lezzet değil, bir masadaki anıydı…

Benim için Ghetto… Hilmi abinin gülüşü, Nevzat abinin emeği, Nilda’nın neşesiydi…

2012’de Lefkoşa’nın kalbine yeni bir renk düştü. Dereboyu’nun en canlı yerinde, bir köşede, kapıları herkese açık bir dünya kuruldu.

O dünyaya “Ghetto” dediler.

Sadece bir restorant değildi Ghetto. Oraya gelen herkes, Ghetto’da kendini buldu. Kimisi bir köşede kahvesini yudumlarken huzur buldu, kimisi dostlarıyla saatlerce kahkahalar attı. Herkesin bir hikâyesi oldu o duvarların arasında.

O hikâyenin en büyük kahramanlarından biri Hilmi Hami’ydi. Hayalleri vardı, Ghetto’nun kapılarını herkese açarken o hayalleri de büyütüyordu. Sonra… O beklenmedik an geldi. 2017’de, her şeyin tam ortasında, Ghetto’nun baş ışığı ansızın söndü.

Ghetto bir anda eksildi. Ama biz eksilmedik… Nevzat abi direndi, Ceyhun halam direndi, Hami enişte direndi… Biz, hepimiz direndik. Çünkü Ghetto, bizimdi.

Benim için Ghetto… Badem ezmesi kokusuydu, pizza hamurunun sıcaklığıydı…

Benim için Ghetto… Arkadaşlarla geçirilen kahkaha dolu akşamlardı…

Benim için Ghetto… Babaannenenemin duası, yeğenimin hatırasıydı…

Ama hayat, bazen en sevdiğini de alır senden. 2022’de, Ghetto’nun sebzelerini bahçesinde yetiştiren Hami enişte de beklenmedik çok kötü bir süpriz yaptı. Çok geçmeden, onları yalınız bırakmak istemeyen gocanenemiz da yanlarına gitti. Ghetto’nun duvarları ayakta kaldı ama biz biraz daha eksildik.

Biz yine de yılmadık. Çünkü Ghetto, bir yer değil, bir ruhtu. Ve o ruh, ne zaman kapıdan girsek bizi sarıyordu. Hilmi abinin gölgesi o masaların arasından geçiyor gibiydi, Hami eniştenin elleri sanki hâlâ mutfağın bir köşesinde duruyordu.

Ama hayat her zaman adil değil… Ghetto’ya da adil davranmadı.

Nevzat abi, kısa bir süreliğine kapalıyız dedi. Ama içimde bir ses, bunun bir veda olduğunu hissettirdi. Ve sonra…

O gün geldi. Halamla son kez Ghetto’nun kapısından içeri girdim. O kapının ağırlığını hiç böyle hissetmemiştim. Biliyordum ki, son kez o kokuyu içime çekiyordum. Son kez o masalara baktım, son kez Hilmi abinin varlığını hissettim.

Son kez… Ghetto’ya veda ettim.

Benim için Ghetto… Çocukluğumdu, anılarımdı…

Benim için Ghetto… Kaybettiklerimin gölgesinde hâlâ parlayan bir ışıktır…

Benim için Ghetto… Hiç gitmemiş gibi kalbimde yaşayan bir hatıraydı…

Ghetto artık yok… Ama orada yaşananlar, orada kurulan dostluklar, içilen içecekler, yenilen yemekler, edilen sohbetler yok olmadı. Bizim içimizde yaşıyor. Ve sonsuza kadar da yaşayacak.

Hoşçakal Ghetto…













Başa dön tuşu