
Kıbrıs Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Georgios‘un her yıl Paskalya mesajında klasik olarak kullandığı “Türk işgalciyi kovmak/işgalciden kurtulmak” ve “Tehlikede olan Helenizmi korumak” ifadeleri, haber siteleri tarafından “Türkleri adadan kovmak” olarak çevirilince, siyasilerde peş peşe açıklamalar yaptı
Yalan haber hızla yayılıyor
Başpiskopos Georgios, Paskalya mesajında, Türkiye’nin Kıbrıs sorunu konusunda uluslararası toplumu manipüle ettiğini, tavizler teklif edip karşılık beklediğini, Rum tarafını önemsiz konuları tartışmaya sürüklediğini ve böylece Kıbrıs’ın tamamını Türkleştirme teklifini desteklemek için zaman kazandığını söyledi.
Başpiskopos, Rum tarafını çözüme ulaşmak için son şansları olduğuna ikna etmek için yoğun bir çaba sarf edildiği uyarısında bulunarak, herkesi uyanmaya ve “ulusal intiharı” önlemeye çağırdı.
Başpiskopos mesajınca, “Türk işgalcisinden kurtulmak” ifadeleri, Kıbrıs Türk haber sitelerince, “Türkleri adadan kovmak” şeklinde çevrilince, siyasiler de peş peşe açıklamalar yapmaya başladı. Haber siteleri hatalı çeviriyi hala düzeltmedi.
Başpiskopos ne dedi?
“Diriliş, ışığın karanlığı, iyiliğin kötülüğü, nefretin sevgiyi yenemeyeceğini ve adaletsizliğin ilahi adalete yol açacağını bildiren bir mesajdır. Bu, zamanın ve tarihin sınırlarını aşan, insanları engellerle ve zorluklarla karşılaşsalar bile iyilik için çabalamaya teşvik eden uluslararası bir mesajdır” dedi.
“Maalesef biz Kıbrıslı Rumlar bu yıl da dirilişin sevincine kendimizi tam anlamıyla teslim edemiyoruz.
Bütün bunlar bizi ne kadar rahatsız etse de, bizi hayal kırıklığına uğratmıyor, cesaretimizi kırmıyor. Vatanımızın kurtuluş günü gelecek.
Adaletsizlik her zaman adaleti yenemeyebilir, ancak biz de mücadelemizi ve taleplerimizi ayık ve doğru bir şekilde planlamalıyız.
Türkiye, sorunumuzun çözümünü kendi açısından ve perspektifinden görmemiz için bizi kandırmayı başardı. Belki de BM’nin Kıbrıs sorununa adil ve uygulanabilir bir çözüm için Türkiye’ye baskı yapma konusundaki isteksizliğinden ve yetersizliğinden ve kurban ile saldırgan arasında eşit mesafeler koruma taktiğinden yararlanarak, Türkiye sürekli olarak yeni taleplerde bulunuyor.
Nitekim yakın zamanda görüşmelere katılmayı kabul ettiğini bir taviz olarak sundu ve dolayısıyla çözüme yönelik iyi niyetin kanıtı olarak bizden daha fazla taviz talep etti”
Başpiskopos, Türkiye’nin, Avrupa savunma ve güvenliğinde rol kazanmak amacıyla ‘sakin sular’ arayarak ve ‘barış elçisi’ gibi davranarak, Rum tarafının mezarlıkları çevreleyen duvarlar, tampon bölgedeki çevre ve fotovoltaikler gibi konuları güven artırıcı önlemler olarak tartışmasını sağladığını sözlerine ekledi.
Bu şekilde Türkiye, Kıbrıs’ın tamamını ele geçirmek ve Türkleştirmek amacıyla zaman kazanıyordu. Başpiskopos,
“Türkler ve uluslararası aktörler bizi bunun son şansımız olduğuna ikna etmeye çalışıyorlar. Durumu iyileştirmek için hiçbir alanımız olmadığı için, işgalci gücün yeni taleplerini kabul etmek gibi zorlayıcı bir ikilemle karşı karşıya bırakıyorlar. Esasen ulusal intihar etmenin yollarını öneriyorlar” dedi.
“Bu tatsız ve trajik bir durumdur ve bizi uyandırmalı ve Kıbrıs’ta Helenizmin geleceğini güvence altına alma mücadelesinde bizi güçlendirmelidir”
Ulusal yansımaya duyulan ihtiyacın acil olduğunu ve Türkiye’nin genişletici planlarını durduramayacak daha fazla taviz için yer olmadığını söyledi, “Daha fazla taviz vermek için en ufak bir bahanemiz yok” dedi.
“Uzun tarihimizde çok daha kötü şeyler yaşadık ve bunlara katlandık. Tanrı’nın yardımıyla bu Golgota’ya da katlanacağız, çarmıha gerilmenin ardından Diriliş’in geleceğini bilerek”
Başpiskopos, Kıbrıs’ın, halkı için tüm Avrupalıların haklarını güvence altına alma görevine sahip olduğunu ve Yunanistan ile Kıbrıs’ın adayı kurtarmak için koordineli çabalar göstermesi gerektiğini söyledi.
Herkese mutlu Paskalyalar diledi ve özellikle de kuşatılmışlardan, mültecilerden ve hastalardan bahsetti.
“Bugünün büyük mesajı, üzüntülerin ve acıların geçici olduğu, kötülüğün gücünün ve muhalif güçlerin geçici olduğudur”