Bağımsızlık Yolu Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu, ssgari ücretin belirlenmesinin Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun keyfine kalmasının başlı başına bir garabet olduğunu belirterek, Bağımsızlık Yolu olarak asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesini savunduklarını yineledi
Rahvancıoğlu: Bunu tersine çevirmek istiyorsak, emekçilerin örgütlenmesi gerek
Kuzey Kıbrıs TV’de Her Açıdan programına katılarak Melis Günel’in sorularını yanıtlayan Rahvancıoğlu, programın başında genel bir ekonomi değerlendirmesi yaparak, “Toplum sınıflardan oluşan bir yapıdır, bir ekonomik kriz yaşıyoruz ama burada kimin için ekonomik kriz sorusu çok önemlidir” dedi.
“Emekçi için evet, ancak ultra zenginler için hayır, onlar bu süreçte kar sağlamaya devam ediyorlar” diyen Rahvancıoğlu, sermaye odakları ve işbirlikçileri bizleri yönetmeye devam ettiği sürece bu durumun değişmeyeceğini, bunu tersine çevirmek istiyorsak, emekçilerin örgütlenmesi gerektiğini anlattı.
“Asgari ücretin belirlenmesi Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun keyfine kalması başlı başına bir garabet”
Rahvancıoğlu,” Asgari ücretin artması gerekir ancak bu kesin çözüm değildir, asgari ücretin artma tartışması ve biçiminin kendisi de miadını doldurmuştur” dedi.
Asgari ücretin belirlenmesinin Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun keyfine kalmasının başlı başına bir garabet olduğunu belirten diyen Rahvancıoğlu, Bağımsızlık Yolu olarak asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesini savunduklarını yineledi.
“Gıda, ulaşım, eğitim, sağlık ve barınmayı ucuzlatarak çözüm üretilebilir”
Asgari ücretin artmasının kalıcı bir çözüm olmadığını kaydeden Rahvancıoğlu, çözümün giderin azaltılması üzerine kurulması gerektiğini, gıda, ulaşım, eğitim, sağlık ve barınmayı ucuzlatarak çözüm üretilebileceğini, bunun mümkün olduğunu, halkın bu giderleri azaltıldığında veya sıfırlandırıldığında, gerçek bir sosyal devlet olarak enflasyonist olmayan yöntemlerle halka en az asgari ücreti arttırmak kadar gelir yaratmış olunacağını anlattı.
Rahvancıoğlu, “Devlet eğitime ayırdığı bütçenin çok büyük bir kısmını özel okullara teşvik, muafiyet ve hibe olarak veriyor. Kamusal eğitimi güçlendirmek için hiçbir düzenleme yapılmıyor. Bağımsızlık Yolu olarak velilere bir çağrı yaptık, bir toplantı gerçekleştirdik, veli haklarını savunmak ve kamusal eğitim talebini yükseltmek adına örgütlenmeye gidilmesi gerektiğine dair düşüncemiz var. Bu çerçevede mücadelemiz devam edecek” dedi.
Öğretmen sendikalarından okullarda alınan ücretlerle ilgili bir açıklama gelmediğinin de vurgusunu yapan Rahvancıoğlu, “Eğer veliler örgütlenip de haklarını savunmazlarsa en solcu geçinen öğretmen sendikası bile bu konuyla ilgili konuşmayacak” ifadelerini kullandı.
“Tüm bu sorunlara kamusal, kamucu bir çözüm üretmeliyiz, kaynak da Servet Vergisi”
“Eğitim gibi sağlık için de aynısını söylemek mümkün, özel hastanelere hasta sevki başlığı altında kamusal sağlık bütçesinden ödeme yapılıyor, sevklere ödenen paralarla devlet hastanesine defa defa cihaz alınabilirdi” diyen Rahvancıoğlu, bu örneklerin toplu taşıma, barınma, akaryakıt ve elektrik başlıkları altında da çoğaltılabileceğini kaydetti.
Rahvancıoğlu, “Tüm bu sorunlara kamusal, kamucu bir çözüm üretmeliyiz, kaynak da Servet Vergisini öneriyoruz. Yıllarca teşvikler, hibeler, muafiyetlerle büyütülmüş bir ultra zenginler sınıfı söz konusu, bu sınıfın yatırıma dönmeyen servetlerinden bir kereye mahsus vergi alınmasından bahsediyoruz” dedi.
Rahvancıoğlu, “Alınacak bu vergiyle, eğitim, sağlık, ulaşım ve barınma gibi halkın temel ihtiyaçları ile ilgili alanlara kamu eliyle yatırım yapılmasından bahsediyoruz. Kamu, özel firma gibi kar odaklı çalışırsa bu yine faydamıza olmaz, bu sermaye mantığıdır. Kamu, bizlerin vergi vererek yarattığı, bizlerin faydasına olan kolektif bir değerdir” dedi.
