Kıbrıs Türk Esnaf Zanaatkarlar Odası (KTEZO) elektrik zammının ekonomik yıkım ve eşitsizlik yarattığını belirterek, bunun bedelinin çok ağır şekilde ödetileceğini kaydetti
KTEZO: Çökerttiğiniz kurumların zararlarını halka fatura etmenin bedeli çok ağır ödenecek
Açıklamada; ortaya çıkanın sadece gelir eşitsizliği olmadığını belirtilerek, “Yoksulsanız ilaca, tahlile, hastaneye ulaşamıyor, randevu alamıyor, hastalığınızın son noktasında sedyeyle taşınmak zorunda kalıyorsunuz. Yoksulsanız kaldığınız evin kira sorunundan dolayı ha şimdi evden atılacak ha yarın kaygısı içinde ömrünüzü tüketiyorsunuz” denildi.
Bu durum karşısında herkesin sorumluluk alması gerektiği vurgulanan açıklamada, “Krizin tüm olumsuzluklarını, krize yol açan tüm ekonomik ve sosyal çarpıklıkları, çökerttiğiniz kurumların zararlarını halka fatura etmenin bedeli mutlaka ödenecek. Çok ağır ödenecek” denildi.
“28 ayda tarihimizin en büyük eşitsizliklerini de yaşıyoruz”
Açıklamada şunlar kaydedildi;
“Buyurun cenaze törenine
Dünden itibaren gelmeye başlayan elektrik faturaları sadece dar gelirli hane halkını bitirmiyor. Küçüklü, büyüklü hizmet ve üretim yapan işletmelerin yüzde 80’i için de cenaze töreni anlamına geliyor.
Bir defa değil binlerce defa söyledik. Eylemlerle, flamalarla, ateşlerle kendimizi ifade ettik.
Şehir şehir, kavşak kavşak ‘bu böyle gitmez’ dedik. Ancak belli ki sözle meram anlatma dönemi gerçekten geride kaldı, birileri anlamamakta ısrar ediyor.
Zam, pahalılık ve vergi uygulamalarından dolayı tarihimizin en büyük yıkımını yaşamakla kalmıyoruz. Aynı zamanda son 28 ayda tarihimizin en büyük eşitsizliklerini de yaşıyoruz. Hem de her anlamda, her türlüsünü.
Sadece gelir eşitsizliği, ücret eşitsizliği değil burada anlattıklarımız.
“Et almak, süt almak çoktan unutuldu”
Yoksulsanız ilaca, tahlile, hastaneye ulaşamıyor, randevu alamıyor, hastalığınızın son noktasında sedyeyle taşınmak zorunda kalıyorsunuz.
Yoksulsanız kaldığınız evin kira sorunundan dolayı ha şimdi evden atılacak ha yarın kaygısı içinde ömrünüzü tüketiyorsunuz.
Et almak, süt almak çoktan unutuldu. Karın doyurmak, doyum hissini yaşamak mucize oldu. Ekmek almak için hesap yapıyor insanımız.
Eğitim hakkı derseniz her gün biraz daha ateşten gömlek oldu. Çocuğunuz varsa, sosyal yaşamdan, marketten vazgeçmeniz halinde bile nasıl okutabilirsiniz?
“Bu ülkede yaşayıp da farkında olmayan birileri olabilir mi?”
Elektriğe ödenen paraları, işe gidip gelmenin harcamalarını bir yoksulun aldığı maaştan, asgari ücretliden, sigorta emeklisinden veya kamuya yeni başlayan bir emekçiden düştüğünüz zaman; geriye ne kaldığını birileri bize söylesin!
Toplumun en azından yarısının yaşadığı bu durumu, bu ülkede yaşayıp da farkında olmayan birileri olabilir mi? Sorun da zaten burada başlıyor.
Bilmemek olanaksız.
Ancak bildiğimiz, farkında olduğumuz halde ya bu duruma göz yummak ya da bu eşitsizliklere yol vermektir, şu ana kadar yapılanlar!
“Bedeli mutlaka ödenecek! Çok ağır ödenecek”
Bu trajik durum karşısında herkesin sorumluluk alması gerektiğinin davetini bir kez daha yapmak istiyoruz…
Belki de daha kötüsü; üreticinin, emekçinin, ustanın, kalfanın, esnafın, zanaatkârın yarattığı artı değerine el koyarak oluşturulan bütçeden sadece birilerinin pay almasıdır en büyük sorun, hem de hovardaca alması!
Elektrikte zam, ekmekte zam birazda öyle olmuyor mu?
En hafif değimiyle nankörlüktür bu!
Krizin tüm olumsuzluklarını, krize yol açan tüm ekonomik ve sosyal çarpıklıkları, çökerttiğiniz kurumların zararlarını halka fatura etmenin bedeli mutlaka ödenecek! Çok ağır ödenecek!
Vicdan sızlıyordu, şimdi kanıyor.