En az paranın icadı kadar kadim olan bu sorunun yanıtı, kişiden kişiye değişecektir muhakkak. Ortaya çıkan son bulgular ise para ile mutluluğun sanılandan daha sıkı bir ilişkisi olduğunu gösteriyor…
Araştırma: Hane halkının, geliriyle mutluluk arasında önemli bir ilişki var
BBC Türkçe‘den Özge Özdemir‘in derlediği habere göre;
Türkiye’de bu sorunun yanıtını arayan araştırmacılardan biri Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nden Doç. Dr. Zeynep Burcu Uğur.
Uğur, TÜİK’in yaşam memnuniyeti araştırmasının 2003 ve 2017 yılları arasındaki verilerini kullanılarak yaptığı çalışmada, hane halkının geliriyle mutluluk arasında önemli bir ilişki olduğunu gördü.
Yüzde 56 mutlu
Buna göre Türkiye’de yüksek gelir grubunun yüzde 56’sı kendisini mutlu olarak tanımlıyor. Bu oran orta gelir grubunda yüzde 51 iken düşük gelir grubunda ise yüzde 49.
Kendisini mutsuz olarak tanımlayanlar ise yüzde 12 ile düşük gelir grubunda daha fazla. Orta gelir grubundakilerin ise yüzde 7’si kendisini mutsuz olarak tanımlıyor, yüksek gelir grubunda ise bu oran sadece yüzde 4.
Araştırma sonuçlarını BBC Türkçe’ye yorumlayan Zeynep Burcu Uğur, “Yoksul olmak mutluluk açısından olumlu değil, çünkü yoksul bir insan sürekli yaşamını nasıl idame ettireceğini düşünüyor. Peki çok zengin olmak çözüm mü? O da değil” diyor.
Her gelir seviyesinde mutluluk para ile artıyor
Paranın mutluluğa katkı sağladığını gösteren akademik çalışmalar son dönemde artmış durumda.
Bu alanda en çok ses getiren araştırmalardan biri, Pennsylvania Üniversitesi’nde çalışan Dr. Matthew Killingsworth’ün 2021’de yayımladığı makale oldu.
Yedi yıl boyunca asgari ücretten yıllık 500 bin dolara kadar maaş alan yüz binlerce kişinin mutluluk seviyelerini inceleyen Killingsworth, kazanılan paranın artması durumunda mutluluğun da arttığını buldu.
Killingsworth, daha önceki araştırmaların aksine, yüksek gelir seviyesine mensup insanların da parası arttığında mutluluğunun arttığını buldu. Aynı zamanda gelir seviyesi daha düşük olan kişiler, yüksek gelir seviyesindekilere göre paralarının artmasından ötürü daha mutlu oluyor.
Killingsworth’e göre hangi gelir seviyesinde olursa olsun parayı önemsemediğini söyleyen insanların mutluluk seviyesi gerçekten de paraya bağlı olarak değişmiyor.
Killingsworth, en mutsuz olan kişilerin ise kişisel başarısını parayla ilişkilendirenler olduğunu vurguluyor.
O yüzden mutluluğunuz için anahtar mesele, paranızın olmasını isteseniz bile aslında bunu çok da umursamamanız.
Bütün bu araştırmalar sonunda Killingsworth mutluluk ile para arasındaki ilişkiyi şöyle açıklıyor: Para gerçekten de mutluluğu satın alabiliyor, ancak gerçek mutluluğun sırrı para değil.
Para ile stres azalıyor
Harvard Business School’dan araştırmacı Jon Jachimowicz ise para ve mutluluk arasındaki ilişkiye farklı bir açıdan bakılması gerektiğini düşünen isimlerden.
Para denildiği zaman genelde lüks geziler, pahalı akşam yemekleri ya da sağladığı diğer zenginlikler geliyor akla…
Ancak Harvard Business School’un organizasyonel davranış araştırmaları biriminden Doçent Jachimowicz’e göre paranın sağladığı en büyük konfor, günlük hayatın streslerinden insanı uzak tutabilmesi.
Bu yağmurlu bir havada taksiye binebilme lüksü gibi daha küçük bir rahatlık da, beklenmedik bir hastalığın masraflarıyla daha kolay mücadele edilebilmesi de olabilir.
Jachimowicz’in farklı üniversitelerden bilim insanlarıyla yaptığı ve bu yıl yayımlanan araştırma, paranın stresi azalttığını, daha çok paranın karşılaşılan olumsuz durumlarla daha kolay başa çıkma yetisi verdiğini ve gelir seviyesi yüksek insanların hayattan daha çok keyif aldığını ortaya koydu.
“Zengin insanların sorunları yok değil, ancak paralarının olması bu sorunları daha kolay çözümlemelerini sağlıyor” diyen Jachimowicz, kurumların ve devletin yoksul insanların da bu kolaylığa erişmesi için adım atması gerektiğini savunuyor.
Türkiye’de başka insanların ne düşündüğü önemseniyor
Zeynep Burcu Uğur’un Türkiye’ye ilgili yaptığı araştırmaya geri dönersek…
Bu araştırmada ortaya çıkan bir diğer ilginç sonuç da şu: Katılımcıların yüzde 50’si, diğer insanların maddi durumlarıyla ilgili ne düşündüğünü önemsiyor.
Bu yüzden de zengin bir şehirde yaşayıp gelir seviyeniz düşükse bu mutsuzluğunuzun katlanmasına yol açıyor.
Ancak başka insanlardan daha zengin olduğunuzu düşünüyorsanız bu mutluluğunuzun artmasını sağlıyor.
Paraya dair beklentiniz mutluluğunuzu etkiliyor
Araştırmanın kapsamında yer alan son yıl 2017. Ancak 2017’den beri Türkiye’de yaşanan iki kur krizinin de etkisiyle enflasyon daha çok arttı, geçim sıkıntısı şiddetini artırdı.
Bu da Türkiye’de genel olarak mutsuzluğun ve umutsuzluğun yaygınlaşmasına neden oldu. Uğur, her ne kadar son beş yılın verilerini ele almasa da yaptığı araştırmanın Türkiye’nin bugününe de ışık tutabileceğini düşünüyor.
Çünkü araştırma sonuçlarına göre önümüzdeki dönemde gelirinizin azalacağını düşünmek bile daha mutsuz olmanıza yol açıyor.
Aynı şekilde gelirinizde bir artışın olacağı beklentisi içindeyseniz mutluluğunuz artıyor.
Eşitsizliğin olduğu ülkelerde para daha önemli
Uğur, eşitsizliğin fazla olduğu ülkelerde paranın daha ön planda olduğunu vurguluyor:
“Yaşadığınız toplumdan görece daha fakirseniz gelirinizden o kadar fayda alamıyorsunuz.”
Bu sebeple eşitsizliğin olduğu ve orta gelir grubunun daraldığı toplumlarda varlıklı insanlar da “Varlığımı nasıl koruyacağım?” endişesine gark olduğu için hayattan çok fazla keyif alamıyor.
Uğur, son olarak paranın nihai hedef olarak seçilmemesi gerektiğini, böyle bir durumda paraya ulaşıldığı takdirde mutsuzluğun gelebileceğinin altını çiziyor:
“Para gereksiz demiyoruz, gerekli; ancak ona atfedildiği kadar da değerli bir şey değil. Çok büyük oranda insanların bakış açısı mutluluklarını etkiliyor. Hayata daha olumlu bakan insanlar daha mutlu, gelir seviyesi düşük olsa dahi…”
Ancak Uğur, burada karamsarlık ve gerçekçilik arasında önemli bir fark olduğunun altını çiziyor.
Uğur’a göre karamsar insanların ekonomik şartlar düzelse bile hayata olumsuz yaklaşması öngörülebilir; gerçekçi bir insanın ise yaşadığı ülkenin ekonomik durumunun farkında olduğu için mutsuz olmasına hak verilebilir.