DünyaInstagramManşetSağlıkYaşam

İngiltere, kömürü aşamalı olarak devreden çıkaran ilk ülke oldu






İngiltere’nin kömürle çalışan son elektrik santrali; Sanayi Devrimi’ni başlatan ülkede 142 yıllık kömürle elektrik üretimine son vererek Pazartesi gece yarısı itibarıyla kapandı, İngiltere, G7 ekonomileri arasında kömürü aşamalı olarak devreden çıkaran ilk ülke oldu

O’Grady: Duygusal bir gün, kömür enerjisi olmadan bir gelecek hayal edemezdik

İngiltere’deki Ratcliffe-on-Soar istasyonu, 50 yılı aşkın bir süredir kömürü enerjiye dönüştürdükten sonra gece yarısı son vardiyasını tamamladı. İngiliz hükümeti, elektrik santralinin kapanmasını 2030 yılına kadar tüm ülkenin enerjisini yenilenebilir kaynaklardan üretme hedefinin önemli bir kilometre taşı olarak nitelendirdi.

Santral müdürü Peter O’Grady, bunun “duygusal bir gün” olduğunu söyledi, “Kariyerime 36 yıl önce başladığımda, hiçbirimiz yaşam süremiz içinde kömür enerjisi olmadan bir gelecek hayal edemezdik” dedi.

170 çalışan iki yıllık bir devre dışı bırakma sürecinde görevine devam edecek

Santralin kapanmasıyla İngiltere, G7 ekonomileri arasında kömürü aşamalı olarak devreden çıkaran ilk ülke oldu, ancak İsveç ve Belçika gibi bazı Avrupa ülkeleri daha önce bu aşamaya ulaşmıştı.

Sahibi Uniper, kalan 170 çalışanın çoğunun, iki yıllık bir devre dışı bırakma sürecinde görevine devam edeceğini söyledi.

Shanks: Bir devrin sonu, kömür işçileri haklı olarak gurur duyabilir

Enerji Bakanı Michael Shanks, santralin kapanışının “bir devrin sonunu işaret ettiğini” belirtti ve “Kömür işçileri, ülkemizi 140 yıldan uzun bir süre boyunca enerjiyle besleme konusundaki çalışmalarından haklı olarak gurur duyabilir. Bir ülke olarak nesillere bir minnet borcumuz var,” dedi. “Kömür çağı sona eriyor olabilir, ancak ülkemiz için yeni ve iyi enerji işlerinin çağı yeni başlıyor” diye ekledi.

Dünyanın ilk kömürle çalışan elektrik santrali, Thomas Edison’un Edison Electric Light Station’ı, 1882’de Londra’da açılmıştı. 1967’de açılan Ratcliffe-on-Soar, sekiz beton soğutma kulesi ve 199 metre (650 fit) yüksekliğindeki bacasıyla, her yıl M1 otoyolundan veya trenle geçen milyonlarca kişi tarafından görülen bir simge yapı oldu.

1990’da kömür, İngiltere’nin elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 80’ini sağlıyordu. 2012’de bu oran yüzde 39’a, 2023’te ise yüzde 1’e düştü. Ulusal Şebeke (National Grid) verilerine göre, şu anda Britanya’nın elektriğinin yarısından fazlası rüzgar ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklardan, geri kalanı ise doğal gaz ve nükleer enerjiden geliyor.

Vyas: On yıl önce kömür, bu ülkenin elektriğinin başlıca kaynağıydı

Ticaret birliği Energy U.K.’in başkan yardımcısı Dhara Vyas, “On yıl önce kömür, bu ülkenin elektriğinin başlıca kaynağıydı ve elektriğimizin üçte birini üretiyordu” dedi, “Dolayısıyla, sadece on yıl sonra kömürün yerini temiz ve düşük karbon kaynaklarının almasıyla bu noktaya ulaşmak inanılmaz bir başarı. Enerji geçişinde daha iddialı hedeflere doğru ilerlerken, o dönemde bu hızda bir değişimin mümkün olduğunu çok az kişinin düşündüğünü hatırlamakta fayda var” ifadelerine yer verdi.

Kömür, ülkeyi enerjiyle beslerken toplumsal kargaşayı da körüklemişti. 1984’te, Başbakan Margaret Thatcher‘ın Muhafazakâr hükümetinin 20’den fazla kömür madenini kapatma planlarına karşı on binlerce madenci greve gitti. Grev bir yıl sürdü ve polisle grevciler arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Madencilerin nihai yenilgisi, ülkedeki sendikaların gücünü kırdı, madencilik endüstrisinin ve ona bağlı toplulukların sona yaklaşmasına hız kazandırdı.

Rickhuss: Mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz

Kömür hâlâ tartışmalı bir konu olmaya devam ediyor. Kuzeybatı İngiltere’de 30 yıl sonra açılması planlanan ilk yeni kömür madenine yönelik planlar, yerel halkı böldü. Bazıları iyi maaşlı işlerin vaat edilmesini memnuniyetle karşılarken, diğerleri kirlilik ve karbon emisyonlarına karşı çıkıyor. 13 Eylül’de Yüksek Mahkeme, 2022’de önceki Muhafazakâr hükümet tarafından verilen madenin planlama iznini iptal etti.

İngiltere’nin karbon yakan sanayi mirasının bir başka bölümü, Pazartesi günü, dünyanın en büyük çelik fabrikalarından biri olan Galler’in Port Talbot kentindeki son yüksek fırının kapanmasıyla sona erdi. Hindistan’a ait Tata Steel tarafından işletilen fabrikanın kapanmasıyla birlikte yaklaşık 2 bin işin kaybedileceği belirtildi.

Tata, kömür türevi kokla çalışan yüksek fırını, daha az karbon yayacak ve daha az işçi gerektirecek temiz bir elektrikli fırınla değiştirmeyi planlıyor.

1960’ların zirvesinde, Port Talbot çelik fabrikasında 18 binden fazla insan çalışıyordu, ancak Çin ve diğer ülkelerden gelen daha ucuz teklifler üretimi sekteye uğrattı.

Toplum sendikası genel sekreteri Roy Rickhuss, fabrikanın kapanmasının “bir devrin sonunu işaret ettiğini, ancak Port Talbot için son olmadığını” söyledi, “Çelik endüstrimiz ve Güney Galler’deki topluluklarımız için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.









Başa dön tuşu