GenelKıbrısManşet

Gökçebel: Dayatma paketlerin bir yenisinin daha halka rağmen uygulaması için düğmeye basıldı




Kıbrıs Türk Orta eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Genel Sekreteri Tahir Gökçebel, çocukların dayanıksız binalara, çadırlara mahkûm edildiği bir ortamda gösteriş için yapılan külliye inşaatının olağanüstü hızla ve halka rağmen bitirilmekte olduğunu hatırlatarak, TL döviz karşısında erirken Osmanlı’daki Lale Devri şatafatından da ödün verilmediğini vurguladı

Gökçebel: Okulların, hastanelerin depreme dayanıklı hale getirilmesi için yine halkın cebine el atıldı

Sendika adına yazılı açıklama yapan Gökçebel, talimatla kurdurulan UBP-DP-YDP hükümetinin halkına saldırmaya devam ettiğini, atılan her adımın, çıkarılan her yasanın, uygulanan her politikanın; halk ve kamu yararı gözetilmeden, talimat alınan çevreleri, büyük yabancı ve yerli şirketlerin çıkarlarını korumak amacı taşıdığını kaydetti.

Gökçebel, “Ülkedeki kaynaklar tek tek peşkeş çekilirken, kayıt dışılık artmakta, şirketlerin vergi borcu silinmekte, israf sınırsız devam etmektedir. Okulların, hastanelerin depreme dayanıklı hale getirilmesi için yine tüm halkın cebine el atılmıştır” dedi.

“Çocuklar çadırlara mahkum edilirken, Osmanlı’daki Lale Devri şatafatından da ödün verilmedi”

Bir türlü tamiratı başlamayan okullarda çocukların dayanıksız binalara, çadırlara mahkûm edildiği bir ortamda gösteriş için yapılan külliye inşaatının olağanüstü hızla ve halka rağmen bitirilmekte olduğunu hatırlatan Gökçebel, TL döviz karşısında erirken, Osmanlı’daki Lale Devri şatafatından da ödün verilmediğine dikkat çekti.

Gökçebel, “Alım gücü yok edilen ve çaresizce çırpınan halka, yasal kazanılmış haklarına, yaşam biçimine, nüfus yapısına dayatma paketlerle atanmışlar tarafından ihaneti andıran saldırılar kesintisiz devam ettirilmektedir. Halkın omuzlarına büyük bir yük, içinden çıkılmaz bir çaresizlik yüklenmiştir” ifadelerini kullandı.

“Dayatma paketlerin bir yenisi daha halka rağmen uygulamaya sokulmak için düğmeye basıldı”

Gökçebel şöyle devam etti;

“Yıllardır uygulanan, ekonomik olmaktan çok siyasi amaçlar taşıyan dayatma paketlerin bir yenisi halka rağmen uygulamaya sokulmak için düğmeye basılmıştır.

Eriyen TL ye önlem almayan, ülkenin kaynaklarının yağmalanmasına katkı koyan anlayış hiç bir yasa, kural tanımadan parmak çokluğuna güvenerek ülkeyi yaşanmaz hale getirmiştir.

Kamusal hizmetleri aksatan; yol, okul, hastane yapamayan ilaç, okul bütçesi sağlayamayan bu atama hükümet kamu görevlerini nitelikli, ulaşılır hale getirme gailesi taşımaktan uzak bu görevi yerine getiren çalışanlara, sendikalara saldırmaktan dahi geri durmamaktadır.

Sadece çalışanların özverisi ile sürdürülen ve bir miktar, ulaşılan kamu hizmetlerini tamamen ortadan kaldırılmak için sinsice planlar uygulamaya sokulmuştur.

“Kıbrıs Türk toplumu hiç bu kadar toplumsal var oluş kaygısına itilmedi”

Ticarileşen ve özel şirketlere devredilmeye başlayan bu hizmetleri tamamen peşkeş çekmek için yoğun çaba harcanmaktadır.

Sorunlar karşısında yalnız bırakılan, tükenmişliğe itilen özel ve kamu çalışanları görmezlikten gelinmekte, açlığa mahkûm bırakılmaktadır. Okullar, hastaneler ve bu verilen hizmetten yararlanan halk fakirleşmesine rağmen bu hizmetleri tamamen ödeyerek almak zorunda bırakılmaktadır.

Diktatörlüklerde olduğu gibi sadece çalışanların, halkın yasal kazanılmış halkları hedef yapılmıştır. Kıbrıs Türk toplumu hiç bu kadar toplumsal var oluş kaygısına itilmemiş, hiç bu kadar kendi ülkesine yabancı hale getirilmemişti.

“Dayatana da iş birlikçiye de birlikte dur deme zamanı gelmiştir”

Bütün sendikalarımıza, sivil toplum örgütlerine, muhalefet partilerine, gelecek kaygısı yaşayan halkımıza çağrımızdır;

UBP-DP-YDP Hükümeti Kıbrıs Türk toplumunun varlığına saldıran bir maşa durumuna gelmiştir. Hep birlikte mücadeleyi yükseltmeli asla boyun eğmeyeceğimizi meydanlarda haykırmalıyız.

Sömürge döneminde dahi bu toplum bu kadar çaresiz olmamıştır. Dayatana da işbirlikçiye de birlikte dur deme zamanı gelmiştir”









Başa dön tuşu