InstagramKıbrısManşetSiyaset

Gözay: Kıbrıs’ın kuzeyinde yürütülen bu tartışma; çocuk hakları ya da özgürlükle ilgili değil






Sol Gençlik, 16 yaşından küçük çocukların başörtüsü takarak okula gitmesini, ‘din ve vicdan özgürlüğü’ olarak yansıtan, bilimsellikten uzak ardı arkası kesilmeyen söylemlere ilişkin açıklamalarda bulundu

Gözay: Kıbrıs’ın kuzeyinde yürütülen bu tartışma; çocuk hakları ya da özgürlükle ilgili değil

Sol Gençlik adına açıklama yapan Lema Gözay, henüz gelişimsel olarak kendi kararlarını özgürce veremeyecek bir yaştaki bireyler olduğuna işaret ederek, “Bu topraklarda çocukların inancı değil, onlara neyin dayatılacağı, nasıl koşullandırılacağı belirlenmektedir. Bu, pedagojik değil, politik bir tercihtir. Ve çok açıktır ki, özellikle Kıbrıs’ın kuzeyinde yürütülen bu tartışma; çocuk hakları ya da özgürlükle ilgili değil, Türkiye’nin Kıbrıs’ın kuzeyi üzerindeki siyasal İslamcı tahakkümünü derinleştirme çabasının bir parçasıdır” ifadelerini kullandı.

Açıklamanın tamamı şu şekilde:

“Çocuk, adı üstünde ÇOCUK!”

“Çocuk, adı üstünde ÇOCUK! Henüz gelişimsel olarak kendi kararlarını özgürce veremeyecek bir yaştaki bireylerden “dini ya da vicdani özgürlük” bahsedenler, aslında çocukların değil, kendi ideolojik çıkarlarının peşindedir. Bu topraklarda çocukların inancı değil, onlara neyin dayatılacağı, nasıl koşullandırılacağı belirlenmektedir.

Bu, pedagojik değil, politik bir tercihtir. Ve çok açıktır ki, özellikle Kıbrıs’ın kuzeyinde yürütülen bu tartışma; çocuk hakları ya da özgürlükle ilgili değil, Türkiye’nin Kıbrıs’ın kuzeyi üzerindeki siyasal İslamcı tahakkümünü derinleştirme çabasının bir parçasıdır.

Zorunlu din eğitimi, cami inşaatlarıyla dolu eğitim politikaları ve dini cemaatlerle yapılan protokoller, Türkiye’den ithal edilen bu gerici düzenin çocuklar üzerinden kökleştirilme aracına dönüşmüştür. Bu, sadece pedagojik değil; kültürel, toplumsal ve siyasi bir sömürüdür. Anti-demokratik ve anti-laik bir işgaldir.

“Bu, toplumu bilinçli şekilde kutuplaştırarak, ekonomik krizin ve siyasi iradesizliğin üzerini örtme çabasıdır”

Üstelik bu söylemlerin, seçim arifesinde ve halkın yoksullukla kuşatıldığı bir dönemde sistemli biçimde gündeme getirilmesi, toplum mühendisliğinin bir başka yüzüdür. Bu, toplumu bilinçli şekilde kutuplaştırarak, ekonomik krizin ve siyasi iradesizliğin üzerini örtme çabasıdır.

Çocuklara özgürlük değil, itaat dayatan bu anlayışa karşı çıkmak, sadece çocukları değil, tüm toplumu korumaktır. Çocuklar sizin ideolojik savaşınızın piyonu değildir. Onları sömürmenize izin vermeyeceğiz”













Başa dön tuşu