
Medya Etik Kurulu, devlet kurumu ‘Türk Ajansı Kıbrıs‘ın (TAK), 20 Nisan 2025 tarihinde tercüme yoluyla haberleştirdiği Başpiskopos’un Paskalya mesajının yanlış bir şekilde çevrildiğini tespit ettiklerini ve haber ajansının yanlış tercüme edilmesine rağmen haber üzerinde düzeltme yapmamasını manipülasyon ve nefret söylemlerini besleyen önemli bir etik sorun oluşturduğunu belirtti
Medya Etik Kurulu: Türk Ajansı Kıbrıs’ı, söz konusu haberle ilgili kendi düzeltmesini yayımlamaya çağırıyoruz
Medya Etik kurulu, yaptığı yazılı açıklamada halkın vergileriyle faaliyetlerine devam eden “devlet haber ajansı” Türk Ajansı Kıbrıs’ın (TAK) 20 Nisan 2025 tarihinde haberleştirdiği Başpiskoposun’un Paskalya mesajı mesajının doğru bir tercüme ile yayınlanmadığını tespit ettiğini açıkladı.
Kurul, TAK’ın medya yayın organlarının yaygın olarak kullandığı bu haber üzerinde herhangi bir düzeltme yapmamasına dikkat çekerek haberin yanlış tercüme ile servis edilmesinin manipülasyon ve nefret söylemlerini besleyen önemli bir etik sorun meydana getirdiğini belirtti.
TAK’ı söz konusu haberin doğru bir tercüme ile yeniden yayınlaması için çağrı yapılan açıklamanın tam metni ise şöyle:
“Medya Etik Kurulu, yaptığı rutin medya taramalarında, Türk Ajansı Kıbrıs’ın 20 Nisan 2025 tarihinde Kıbrıs’ta Yunanca yayın yapan medya organlarından tercüme yoluyla haberleştirdiği Başpiskopos’un Paskalya mesajının doğru bir çeviriyle yayınlanmadığını tespit etmiş; genel medyada yaygın olarak kullanılan bu ajans haberiyle ilgili bir düzeltme yapılmamasını ise, manipülasyon ve nefret söylemlerini besleyen önemli bir etik sorun olarak değerlendirmiştir.
Dünyada çatışma ya da sorun yaşanan bölgelerde farklı diller arasında yapılan tercümelerde etik hassasiyetler gözetilmediğinde, gerek terminoloji sorunu gerekse dil yapısı nedeniyle anlamın bağlamından koptuğu ve daha iyi bir habercilik için bu alanlarda çaba harcandığı bir gerçektir.
Özellikle çatışma ortamlarında çeviri üzerinden haber yapılırken, medya mensuplarının dikkat etmesi gereken birçok etik ve dilsel unsur bulunmaktadır.
Hem doğru bilgi aktarımı hem de nefret söyleminin yayılmasını engellemek adına, kaynağın güvenilirliği titizlikle sorgulanmalı; farklı kaynakların konuyu nasıl yansıttığına bakılmalı; mecaz ve deyimlerin doğrudan çevrilmemesi; tarafsız bir dil kullanımına özen gösterilmesi; terminoloji farklılıklarının göz ardı edilmemesi ya da başkalaştırılmaması; kaynağın tırnak içinde kullandığı ifadeye şeffaflıkla ve gerekirse dipnotla doğrudan yer verilmesi; ve nefret söylemlerinin çoğaltılmaması etik habercilik açısından önemlidir.
Söz konusu haberin orijinal metninde yer alan “işgalci” ifadesinin yerine ikame edilmeye çalışılan genel anlamın, bağlam kayması yaratarak hem nefret söylemlerini ve manipülasyonu beslediği hem de yanlış anlamların oluşmasına neden olduğu anlaşılmaktadır.
Bu gibi durumlarda, orijinal kaynağa referans verilmesi; farklı kaynakların da dikkate alınarak, orijinal ifadenin tırnak içinde kullanılması çok daha güvenilir bir sonuç yaratacaktır. Ayrıca benzer durumlarda, ajansın haberle ilgili bir düzeltme yayımlaması, yanlış ifadelerin çoğaltılmasının da önüne geçecektir.
Buradan hareketle, Medya Etik Kurulu olarak, kamusal yayıncılık alanında önemli bir misyon üstlenen Türk Ajansı Kıbrıs’ı, söz konusu haberle ilgili kendi düzeltmesini yayımlamaya çağırıyoruz”