Bağımsızlık Yolu Mali Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, Lefkoşa Türk Belediyesi‘nin (LTB) faturalarının çok yüksek olduğunu söyleyerek, belediyenin giderlerini karşılamak için belli gelirlere ihtiyacı olsa da bunun faturasını emekçi halka yansıtmanın yanlış olduğunu belirtti
Rahvancıoğlu: Yapısal sorunlara yapısal çözümler üretmek gerek
Kanal T’de yayınlanan “Kaptanın Günlüğü” programına katılan Rahvancıoğlu, yaşanan sorunları tek tek gördüklerini dile getiren, yapısal sorunlara yapısal çözümler üretmek gerektiğini, sorunları çözmenin yolunun nedenlerini tespit ederek o nedenleri ortadan kaldıracak kurumsal, yapısal adımlar atmaktan geçtiğini ifade etti.
Rahvancıoğlu, gelen giden hükümetlere rağmen kadına yönelik şiddetin arttığını, yoksullaşmanın giderek derinleştiğini, iş kazalarının çoğaldığını ve çocuk haklarının her geçen gün biraz daha fazla ihlal edildiği bir süreç yaşandığını belirterek, “Bu gidişat yönetenler değişmesine rağmen devam ediyorsa yöneten kişilerle ilgili bir sorunla karşı karşıyayız” dedi.
“Belediye, halkı karşısına almak yerine yanına alıp mücadele etmeli”
Ravancıoğlu, Lefkoşa Türk Belediyesinin faturalarının çok yüksek olduğu ve emekçi insanlar açısından ödenemez duruma geldiğine dair bir süredir yorumlar aldıklarını belirterek, belediyenin giderlerini karşılamak için belli gelirlere ihtiyacı olsa da bunun faturasını emekçi halka yansıtmanın yanlış olduğunu, halkın bunu ödeyecek gücü olmadığını ve belediyenin bu kapandan çıkmasının yolunun halkla birlikte mücadele etmesi olduğunu vurguladı.
Neoliberal politikaların kamusal kurumları iki anlamda kapana aldığına değinen Rahvancıoğlu, hem bütçeden aldığı payı azaltıldığından hem de üretimden kopararak gelir kaynaklarını ortadan kaldırdığından bahsetti.
Belediyenin böyle bir kapanın içerisinden ancak bütçeden aldığı payı arttırma mücadelesiyle ve üretime geri dönerek çıkabileceğini ifade eden Rahvancıoğlu, Harmancı’nın bütçeden aldığı payı arttırmakla ilgili çeşitli önerileri olsa da sadece söylemde kaldığını ekledi.
Bağımsızlık Yolu olarak yayınladıkları bildiride Harmancı’nın bütçeyle ilgili sözlerinden olumlu bulduklarını altını çizdiklerini, kendi fikirlerini eklediklerini ve üretimle ilgili önerilerini ortaya koyduklarına değinen Rahvancıoğlu, ‘Ben çıkmazdayım o yüzden faturaları halka kesiyorum’ yaklaşımının asla kabul edilebilir olmadığını söyledi.
“Ücretsiz sağlık hizmeti, kamu eliyle ilaç dağıtımının suç olmayacağı toplumsal istihdam algısını savunuyoruz”
‘İlaç skandalını’ üç ayak üstüne kurulu olduğunu belirten Rahvancıoğlu, bunları ücretsiz sağlık hakkının ortadan kaldırılması, ilaca erişimin kamu eliyle yapılmaması ve denetimin dinamitlenmesi olarak değerlendirdi.
Kamusal ücretsiz ve kaliteli devlet eliyle verilmesi gereken sağlık hizmeti özelleştiriliyor olmasa bu sorunun bir ayağının ortadan kalkacağına dikkat çeken Rahvancıoğlu, her tarafın eczane dolduğu ve kamunun da ilaç tedarik işinden çekildiği bir ortamda olayın ikinci bacağının oluştuğunu söyledi.
Üçüncü bacak olan denetime değinen Rahvancıoğlu Sosyal Sigortalarda yazılan reçeteleri denetlemek için yeterli personelin olmadığını söyledi. Rahvancıoğlu ‘Şahısların iyi veya kötü niyetine bırakılmayacak, yapısal sorunların yapısal olarak çözüldüğü, ücretsiz sağlık hizmeti, kamu eliyle ilaç dağıtımı ve kamuya personel almanın, sigortaya eczacı istihdam etmenin suç olmayacağı bir toplumsal istihdam algısını savunuyoruz’ dedi.
Rahvancıoğlu, sağcısında da solcusunda da kapkaççı, ‘bugün meselemi kısa yolda çözeyim yarınınkini sonra düşünürüm’ mantığı olduğunu altını çizerek meselelere yapısal bakmak yerine bugün bu meseleden ne gibi bir fayda sağlarım diye bakılıyor, bu şekilde hiçbir sorun çözülemez ifadelerini kullandı.