Bağımsızlık Yolu, Anonim Gençlik ve Baraka Kültür Merkezi, ABD Temsilciliği önünde “Filistin Halkı ile Dayanışma Eylemi” düzenledi
Ersoy: Bu savaşın arkasında yatan sebep emperyalizm ve Siyonizm
Bağımsızlık Yolu, Anonim Gençlik ve Baraka Kültür Merkezi adına konuşan Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Umut Ersoy, Gazze’ye bombalar atılarak hastanelerin bombalanmasını, çocukların öldürülmesini protesto etmek için toplandıklarını açıkladı.
Bu savaşın arkasında yatan sebebin emperyalizm ve Siyonizm olduğunu bildiklerini söyleyen Ersoy, bizlere bu savaşı sanki bir din savaşı, Müslümanlarla Yahudilerin savaşı, bir medeniyet savaşı gibi göstermeye çalışıldığını fakat bu savaşın bir halkın var olma mücadelesi ile bir devletin bir halk üzerindeki soykırım girişimi olduğunun altını çizdi.
“Sorunun esas kaynağı Siyonist İsrail Devletinin saldırganlığı”
Bütün batı medeniyetleri ve adı demokrasiyle, medeniyetle anılan ülkeler bu soykırım girişiminin arkasında olduğuna dikkat çeken Ersoy, Filistinli halkın sesinin kısılması yoluyla masum insanların dökülen kanını meşrulaştırmaya çalıştıklarını söyledi.
Sorunun esas kaynağının Siyonist İsrail Devletinin saldırganlığı olduğunu bildiklerini belirten Ersoy, yaşananları bütün güçlü devletlerin desteğini alarak yaptığını çok iyi bildiklerini söyledi.
“Burada kaybeden 75 yıldır işgal altında olan Filistin halkıdır”
Bunu sadece medeniyetler savaşı gibi çerçevelenmeye çalışılsa da, aslında Ortadoğu’daki stratejik çıkarların, bir doğal gaz meselesinin ve bölgesel savaşların çıkarları olduğunu, burada kaybedenin ise 75 yıldır işgal altında, var olma mücadelesi veren, katledilen, zulmedilen, hor görülen, aşağılanan Filistin halkının olduğunu vurguladı.
İlk günden beri Filistin halkının yanlarında olduklarını vurguladıklarını belirten Ersoy, esas sorunun Siyonist
İsrail Devleti olduğunu ve arkasına emperyalizmi de alarak bölgede kan döktüğünü bir kez daha vurgulamak
için bu eylemi gerçekleştirdiklerini söyledi.
Ersoy, bu girişimlerin durdurulmasını istiyorsak, somut bir barış çağrısıyla değil doğrudan İsrail Devletine ve emperyalizme dur denilmesi gerektiğinin altının bir kez daha çizmek için Amerikan Temsilciliği önünde olduklarını açıkladı.
Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Umut Eroy’un konuşmasının ardından, örgütler adına basın açıklamasını Anonim Gençlik’ten Ahmet Sucubaşı okudu.
Basın açıklamasının tamamı şöyle:
“Yaşanmakta olan Filistin halkına Siyonist İsrail Devleti yönetimine yönelen bir soykırım girişimidir”
Açıklamanın tamamı şu şekilde;
“Filistin’in yanındayız. İsrail, 2 milyonun üzerinde Filistinliyi yıllardır Gazze’ye hapsetmiş durumda. Gazze’de yaşayan Filistinliler bir haftadır İsrail’in ayrımcılık gözetmeden yürüttüğü saldırılar altında binlerce Filistinli bu saldırıda hayatlar kaybedilmiştir. 17 Ekim Salı akşamı, İsrail bu saldırılara bir yenisini eklemiş ve bu sefer bir hastaneyi bombalamıştı. Doktor, sağlık emekçisi, hasta, yaşlı, kadın, çocuk, sağlıklı sığınmış kişilerden oluşan 500’ün üzerinde insan bu acımasız siyonist saldırıda hayatlar kaybedildi.
Kıbrıslıtürk devrimciler olarak, yaşanmakta olan etnik veya dini bir çatışma, medeniyetler savaşı gibi saklanıp vehametini saklamaya çalışmayı almayı reddediyoruz. Yaşanmakta olan Filistin halkına Siyonist İsrail Devleti yönetimine yönelen bir soykırım girişimidir. Milyonlarca insanın hem de gidebilecekleri güvenli hiçbir yer yokken evlerini boşaltmalarını, hastanelerini boşaltmasını beklemek, soykırım olarak tanımlanabilecek sivillerin üzerine, mevcut yağdırılan bombaların insanlığa karşı işlenebilecek en büyük suç, yani bir soykırım girişimi. Bu soykırım girişimi sırasında AB ülkelerinde ve ABD’nin takıldığı tavırlar değişiyordu.
“Eşitler arası bir çatışma durumunda asla söz edilemez”
Filistin direnişinin İsrail işgaline yönelik operasyonları sırasında radikal İslamcıların sivil İsraililere yönelik kabul edilemez evleri dünya genelinde oluşan vicdani şiddet soykırım bölgesini sıkılmak için kullanılıyor. Hastane saldırısının ardından ABD Başkanı Joe Biden’ın soykırımcı Nathaniel’in giderek destek göstermesi bunun net bir göstergesidir. Avrupa devletleri ve ABD, bugün net bir şekilde soykırımcı Siyonist mülkiyetin dizilmiş okunması.
Emperyalist ülkelerin medyası ve ana akım haber kaynakları da aynı şekilde davranıyor. Yalan haberleri, gerçekleri saptıran manipülasyonlar ve İsrail’in savaş suçlarını gizleyip meşrulaştıran içeriklerle tüm gücüyle İsrail’e destek vermektedir. Türkiye’deki Tayyip Erdoğan yönetimi başta olmak üzere, emperyalistlerden çıkarı olan yerli ve yabancı kişiler ve odaklar ise sözde barışseverlik maskesi altında yaşanmakta olan, eşitler arası bir çatışmaya indirgeyen, iki tarafta da kınamalar hareketli itiraz çağrılarıyla yetinen, barışmak isteyen suya savuna dokunmayan bir tutum takılıyorlar.
“Erdoğan rejimi, siyonist rejim giderek artan, mazlum bir halkın soykırımına uğramasına seyirci kalıyor”
İsrail, gelişmiş silah gücü, düzenli ordu veya kurumsal bir yapıya sahip olmayan direniş birimlerine tutunmuş bir halk tasarımıdır. Yani eşitler arası bir çatışma durumunda asla söz edilemez. Yaşanmakta olan emperyalizmin onayladığı alan soykırımcı, Siyonist bir devletin Filistin üzerinde tüm gücüyle çullanmasıdır. Erdoğan rejimi Siyonist rejim giderek artan ticari ve siyasi ilişkiler uğruna mazlum bir halkın soykırımına uğramasına seyirci kalıyor. Yaşanılanlar bir ülke çatışması veya etnik çatışma olarak ayrı ayrı çalışan kesimler ise ortada sanki halklar arasında bir sorun varmış gibi davranmaktadır.
“Halkların ortak kurtuluşu Filistin’de emperyalist hükmün ve Halkların çıkarları ortaktır”
Gerçekte ise Filistin halkı içerisinde birçok dinden insan olduğu, Yahudi halkı içinde de Filistin davasını haklı bulan, İsrail işgalini reddeden demokratla, ilericiler, sosyalistler vardır. Filistin halkı yıllar boyunca süren Siyonist saldırganlıkla giderek yaşam egemenliğine ve yaşam hakkı olarak sistematik olarak saldırıya uğramaktadır. Bu saldırıların sorumlusu Yahudiler değil, İsrail devletidir.
Sistematik ve soykırım varan İsrail’in yarattığı öfkeyle Filistinlilerin yerel olarak sahip oldukları seküler ve sosyalist önderliklere de zarar vermiş, hal alırken, İsrail’li sosyalistlere ve kendinden farklı düşünen her türlü harekete yönelik hoşgörüsüz bir karakter kazanmıştır. Siyonist rejimin ortadan kaybolduğu hayatlar ve Filistinlilerin radikal İslamcı devletinin etkinliğinden kurtulacağı seküler bir Filistin’e kavuşması hem Filistinlilerin hem de Yahudilerin kurtuluşu olacaktır. Anak ümmet ya da bize anlatılanların aksine halkların çıkarları ortaktır. Halkların ortak kurtuluşu Filistin’de emperyalist haükümün ve Halkların çıkarları ortaktır.
Halkların ortak kurtuluşu Filistin’de emperyalist takvimin ve siyonist işgalin sona ermesinden geçmektedir. Bugün AB ve ABD yönetimleri İsrail’in yanında yer alırken halkları ise sokaklarda Filistin halkıyla dayanışma gösteriyor. Kendi devletlerinin İsrail’e verdikleri mücadeleye karşı mücadele ediyorlar. İsrail’deki ilerleyiciler ve sosyalistler de sorun kaynağının siyonist rejimi açıkça ifade edilmektedir. Filistinliler ile Dünya halklarının bu dayanışması demokrasi, barış ve insanca bir yaşam için dünya çapında tek umuttur, dostumuzdur. Kıbrıslı Türk devrimciler olarak biz de Dünya halklarının Filistin halkı ile büyüyen dayanışmasına dayanışma hareketine omuz verdik. ABD emperyalizmi yıllardır adamızı batmayan bir uçak gemisi olarak gördü, İngiliz Dışişleri Bakanlığı ile Orta Doğu halkları üzerinde bir silah olarak ortaya çıktı. Şimdi de Türkiye ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki işbirlikçileri aktarımı ile adamızı Siyonist İsrail’in bir müttefiki geliştirme çabasındadır. Kıbrıs halkları buna izin vermeyecektir. ABD emperyalizminin oyuncağı olmayı reddediyoruz. İsrail siyonizminin müttefiki olmayı reddediyoruz. Filistin’in yanındayız ve buradan sesimizi direnen Filistin sesine katıyoruz.
Nehirden denize özgür Filistin. Kahrolsun Siyonizm, yaşasın halkların kardeşliği.