Bağımsızlık Yolu Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu Türkiye‘de, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu‘na verilen hapislik ve siyaset yasağı cezalarının Türkiye’deki özgürlükler açısından endişe vereici olduğunu söyleyerek, benzer bir sürecin “yargı reformu” adı altında ülkemizde de yapılmak istendiği tehlikesini hatırlattı
Ravancıoğlu: “Yargı reformu” kisvesi altında benzer bir durumun ülkemizde de hayata geçme tehlikesi var
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Rahvancıoğlu, İmamoğlu’na hapis cezası verilmesine ilişkin kararın, Türkiye’de fikir, düşünce ve ifade özgürlüğünün düşürüldüğü vahim durum konusunda endişe verici bir gelişme olduğunu belirterek, ne yazık ki “yargı reformu” kisvesi altında benzer bir durumun Kıbrıs’ın kuzeyinde de hayata geçme tehlikesinin uzunca bir süredir gündemde olduğunu hatırlattı.
Rahvancıoğlu, “Böylesi bir girişim karşısında dişimizle, tırnağımızla direnmek zorunda olduğumuz ise gün gibi açık. Ekonomide iflas etmiş, siyasi ömrü bitmiş, cenazesi kaldırılamadığı için çürümekte olan bir rejim söz konusu. Bu rejimi, zamanında ‘Kıbrıs sorununu çözecek’ beklentisiyle destekleyenler; şimdi bize demokrasi, hukuk, insan hakları dersi veriyorlar. Kendileri prens olacak diye kurbağa öpmeye alışık olsa da; bugün siyasi ve hukuki iradesi tehdit edilen Kıbrıslı Türk halkına ve baskı altında inim inim inlese de direniş bayrağını yere düşürmeyen Türkiye halklarına özür borçludurlar” dedi.
“Bu zulmü yıkacağınız, bu zulmü yıkacağımız günler yakındır”
Rahvancıoğlu şöyle devam etti;
“Tarih bize öğretmiş olmalıdır ki; Kıbrıs sorununun ‘hatırı için’ vazgeçilen, ertelenen, ötelenen her değer, günün sonunda bizi çözümden de uzaklaştırmaktadır.
Onlarca yıldır devam eden baskı ve zulme rağmen hala onuru ile direnen, dimdik duran Türkiye soluna, sosyalistlerine, Türkiye’nin laik, ilerici, aydınlanma değerlerinden yana kitlelerine selam olsun. Bu zulmü yıkacağınız, bu zulmü yıkacağımız günler yakındır.
İnancımız da, azmimiz de, direncimiz de, mücadelemiz de ortaktır. Zalimler gidecek, geride halk kalacak”
Neler olmuştu?
İmamoğlu’nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkan ve üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davada karar akşam saatlerinde verilmiş ve İmamoğlu 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmış ve siyaset yasağı getirilmişti.
Karar, TCK Madde 53’e dayandırıldı. Madde 53, belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma anlamına geliyor. Eğer karar temyizde kesinleşirse İmamoğlu, belediye başkanlığından alınacak. Kararın istinaf yolu ise açık.
Dava neden ve nasıl açıldı?
İmamoğlu, 30 Ekim 2019’da Fransa’nın Strasbourg kentinde düzenlenen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde bir konuşma yaptı.
İBB Başkanı konuşmasında “seçim döneminde kamu kaynaklarının iktidar lehine sınırsız şekilde kullanıldığını, kampanya süresince toplumu bölen ve kutuplaştıran bir dil kullanıldığını, Cumhurbaşkanı ve kabine üyelerinin seçim yasaklarını dikkate almayan eylem ve uygulamalarda bulunduklarını” söylemişti.
İmamoğlu, “iktidarın İstanbul’da seçimi, YSK kararı ile iptal ettirerek kazanmak istediğini” savundu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise 4 Kasım 2019’da İmamoğlu’nu kastederek “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek. Bu iş bu kadar bedava değil” dedi.
İmamoğlu aynı gün İstanbul’da gazetecilere yaptığı açıklama sırasında Soylu’nun bu sözlerinin hatırlatılması üzerine, “31 Mart’ta seçimi iptal edenler, ve dünyada, Avrupa’da onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan biten şeylere baktığımızda, tam da 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce oraya bir odaklansın” ifadelerini kullandı.
Bu açıklamayla ilgili olarak, YSK’nın yazılı suç duyurusunda bulunması ardından İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı.
Savcılığın hazırladığı iddianame, 28 Mayıs 2021’de Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesin tarafından kabul edildi ve İmamoğlu için hapis cezası ve siyasi yasak talep edilen dava süreci başladı.
