Bağımsızlık Yolu Lefkoşa Bölge Sorumlusu Cansu N. Nazlı, kamuoyunun oluşturacağı baskı olmadan hiçbir şeyin değiştirlemeyeceğine dikkat çekerek, kadın ve emek mücadelesinin ortak yürütülmesi gerektiğini vurguladı
Nazlı: Kadının ve emeğin birlikte özgürleşmesi için mücadele verilmeli
Mayıs TV’de Meltem Sakin’in sunduğu Mayıs Manşet programına katılarak gündemi değerlendiren Nazlı, Türkiye‘den atama Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal’ın infial yaratan açıklamaları hakkında konuştu.
Ünsal’ın kadınlara karşı kullandığı aşağılayıcı dili “kesinlikle kabul edilemez” olarak ifade eden Nazlı, “Özellikle AKP’nin iktidarda olduğu günden beri ülkemize çeşitli dozajlarda Sünni İslamlaştırma politikaları dayatılmaya çalışılıyor” şeklinde konuştu.
Nazlı, “Ekonomik olarak Türkiye’ye bağımlı hale getirildiğimiz için siyasi ve sosyal dayatmaların ekonomik protokoller vasıtasıyla AKP döneminde daha da artmış durumda olduğunu” ifade etti.
“Ahmet Ünsal’ın kamuoyunun önünde bu tarz açıklama yapma cesaretini işbirlikçi hükümetlerin tavrı da destekliyor” diyen Nazlı, bilinçli olarak devlet politikası haline getirmeyi amaçladıklarını söyledi. “Amaçlarında başarılı olmamaları için toplumun her kesiminden ses çıkmalı, mücadele örgütlenmeli” diyen Nazlı, bu tehlikeyi ciddiye almamız gerektiğini belirtti.
“Türkiye’de de gördüğümüz gibi muhafazakarlaşmanın ve dinsel gericiliğin ilk hedefinde kadınlar, LGBTQ+ bireyler, yoksul insanlar ve çocuklar var” diyen Nazlı, “Gericilikle mücadeleyi sadece laiklik çerçevesinde değil, yoksullukla mücadeleyi de ekleyerek yapmalıyız” dedi. Kadının ve emeğin birlikte özgürleşmesi için bu mücadelenin verilmesi gerektiğini savundu.
“Din ile ilgili meseleler, devletin bütçe ayırıp personel istihdam edeceği bir alan olmaktan çıkarılmalı”
“Anayasa’da da yazdığı gibi devletin herhangi bir dine yakın olmaması, tüm dinlere eşit mesafede olması gerekiyor” diyen Nazlı, devletin hiçbir dini kuruma bütçe ayırmaması ve hiçbir din insanını kamu görevlisi olarak istihdam etmemesi gerektiğini anlattı.
Nazlı, “Bu sadece Din İşleri Başkanlığı için geçerli değil, benzeri Evkaf İdaresi ve camiler için de geçerlidir. Din ile ilgili meselelerin devletin bütçe ayırıp personel istihdam edeceği bir alan olmaktan çıkarılması gerekiyor” dedi.
Uzun yıllardır sosyal hizmetlerin bütçe ve personel sıkıntısı yaşadığını hatırlatan Nazlı, bu alanları geliştirmek yerine, gerici kurumlar din işleri başkanlığına ve evkaf idaresine yüksek bütçelerin aktarılmakta olduğunu söyledi.
“Hükümet edenlerin bir açıklama yapmadığı ya da müdahale etmediği söyleniyor” diyen Nazlı, bu durumda olmamızın sebebinin zaten onlar olduğunu, bunun bir toplum mühendisliği olduğunu belirtti.
“Türkiye’den ülkemize dayatılan gerici politikaların şu an uygulayışı olan hükümet edenlerin geri adım atmasını bekleyemeyiz” diyen Nazlı, “Kamuoyunun oluşturacağı baskı olmadan hiçbir şeyi değiştiremeyiz” ifadelerini kullandı.
Söz, yetki, karar hakkının halka ait olması için bir iktidar mücadelesi verilmesi gerektiğini vurgulayan Nazlı, ekonomik, sosyal ve siyasal olarak halkın iradesini yansıtacak bir yönetimin olabilmesi için her alanda örgütlü mücadele verilmesi gerektiğini aktardı.
“Rahvancıoğlu’nun Türkiye’ye giriş yasağının kaldırılması ile ilgili dava dosyalanacak”
Türkiye’ye alınmayan birçok Kıbrıslı Türk gibi Bağımsızlık Yolu Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu’nun da Türkiye’ye giriş yasağı olduğunu söyleyen Nazlı, Türkiye’deki avukatların da yönlendirmesiyle karara itiraz edildiğini, ancak kabul edilmediğinden bir mahkeme sürecinin başlatılacağını anlattı.
Nazlı, mahkeme sürecinde konuya dair bir izahat yapacaklarını düşündüğünü ve süreci de kamuoyuyla paylaşacaklarını dile getirdi. Bu meselenin sadece Rahvancıoğlu özelinde olmadığını, Kıbrıslı Türk muhaliflere yapılan bir muamele olduğunu ifade eden Nazlı, yasal yollarla mücadele edeceklerini belirtti.
Bağımsızlık Yolu Basın Bürosu