KıbrısManşet

Tatar’ın seçilmesi Kıbrıs Türk toplumunun Erdoğan tarafından kontrol edilmesi konusunda yeni dönemi başlattı






Kıbrıs’ın güneyinde örgütlü iki toplumlu Sol Kanat grubu, kuzeydeki yerel seçimleri değerlendirerek direnişin devam ettiğini ifade etti

Tatar’ın seçilmesi Kıbrıs Türk toplumunu Erdoğan’ın Türkiye’si tarafından kontrol edilmesi konusunda yeni bir dönemi başlattı

Yazılı açıklamada, Kıbrıs sorununda Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk solunun görevinin, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin mücadele sürecinde iki toplumu kazanacak ortak bir politika çizme çabasında ve birlik içinde kararlı adımlar atmak olduğu belirtildi.

Açıklama şöyle:

“Ersin Tatar’ın iki yıl önce seçilmesi, Kıbrıs Türk toplumunun Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’si tarafından kontrol edilmesi konusunda yeni bir dönemi başlattı. Bu, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın seçim öncesi arsız müdahalesiyle gerçekleştirdiği ve Türkiye’nin kuzeydeki siyasi ve sosyal hayatın her alanına dayatma yapma yönündeki başıbozuk bir girişimle sürdürdüğü başarıydı.

25 Aralık belediye seçimleri, iradesini ve bağımsız varlığını ortadan kaldırma yönündeki Türkiye’nin bu çabasına, Kıbrıs Türk toplumunun verdiği yanıttır.

Solun yedi belediyede, özellikle Lefkoşa, Mağusa ve Girne’nin önemli belediyelerinde elde ettiği başarı, Kıbrıs Türk toplumunun, Erdoğan’ın kendisini İslamlaştırma ve asimile etme girişimine karşı direnişinin, Kıbrıs sorunundaki çıkmazın devam etmesi ve Kıbrıs Rum toplumundaki siyasi gelişmelerle ilgili olumsuz perspektifler nedeniyle zayıflamış ve kaybolmuş görünen bir dinamiği muhafaza ettiğini göstermektedir.

Seçim sonuçları, Kıbrıs Rum siyaset sahnesi için de bir umut ışığıdır. Kıbrıs sorununun çözüm mücadelesinde Kıbrıslı Türklerin en istikrarlı ve en önemli potansiyel müttefikler olduğunu kanıtlıyorlar.

Kıbrıslı Türklerin, Türkiye’nin ve Erdoğan’ın iradesiz organları olmadığını, Erdoğan’ın dayatma girişimleri karşısında bağımsız varlıklarını korumak için kendi irade ve kararlılıklarına sahip olduklarını kanıtlıyorlar.

Bu kararlılık aynı zamanda Kıbrıslı Rumlara yönelik, Kıbrıslı Türklerle karşı karşıya kaldıkları baskı politikalarına karşı mücadelede özgüvenlerini pekiştirecek aktif ve özlü iş birliği için bir çağrıdır.

“CTP, Kıbrıs Türk toplumunun ana sol kutbu olabilir ancak…”

Buna paralel olarak, Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin, Karpaz ve Gönyeli Belediyelerini kaybetmesi, Solun ortak bir program ve mücadelede birleşme ihtiyacının, günümüz sorunları ve sağın tutarsız siyasetiyle başa çıkmak için hala bir gereklilik olduğunu göstermektedir.

Ancak CTP’nin Lefkoşa Belediyesi’ni kazanamaması da birlik ihtiyacını ifade etmekte ve CTP’nin, Kıbrıs Türk toplumunun ana sol kutbu olabileceğini ancak aynı zamanda diğer partileri, eğilimleri ve solun akımlarını, görmezden gelemeyeceğini ve değiştiremeyeceğini göstermektedir.

Özellikle Kıbrıs sorununda, Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk Solunun görevi, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin mücadele sürecinde, iki toplumu kazanacak ortak bir politika çizme çabasında birlik içinde kararlı adımlar atmaktır”









Başa dön tuşu