KıbrısKöşe YazarlarımızManşet

Acının pornografisi…






Çocukların fotoğraflarını binlerce kez paylaştıysanız,

Mutlu aile tablosu diyerek, eski fotoğraflarla binlerce like, yorum ve paylaşım aldıysanız,

Duygusal şarkılar eşliğinde etkileşim kasmak için acıyı iyice sömüren videolar yayınladıysanız,

Cenazeleri canlı verip, acılı insanların burnunun içlerine kamera soktuysanız,

En ufak ayrıntısına kadar her detayı verip, acıyı kutsallaştırıp, ölüme güzelleme yaptıysanız,

“Şehit” ifadelerine destek çıkarak sorumluların üstünü bir de siz örttüyseniz,

“İlk haberi ben vereceğim” hırsıyla, üstelik gazeteci bile değilken yalan yanlış bilgilerle insanlık suçu işlediyseniz,

Ölenlere “yaşıyor”, yaşayana “öldü” diyerek ekran ve enkaz başında bekleyen insanların yüreklerini ağızlarına getirip hayasızca davrandıysanız,

Manşetlerinize; giden canlar için “ceset” yazacak kadar insanlığını kaybetmiş sözde bir haber dili kullandıysanız,

Ve profil fotolarınız ve logolarınız birer birer eski renklerine dönmüşse bugünlerde,

Şimdi artık kenara çekilin.

***

Kıbrıs basınının büyük bölümü ve kendine gazete diyen saçma sapan içerikli sosyal medya sayfaları rezil bir sınav verdi depremle ilgili.

Doğru, teyitli ve resmi bilgiyi vererek, durumu aktararak, kamuoyunu bilgilendiren, sorgulayan ve topluma sorumluluğunun ne olduğunun bilincinde yayın yapan 3-5 gazete ve medya organı dışında tam bir haber ve acı pornografisi yaşandı buralarda…

Bölgeye muhabir gönderenler bile bunu bir “prestij” meselesi olarak yaptı.

“Neden buradan canlı yayın yapmıyorsun?” diye sorulan muhabirler verdi bu cevabı…
Kendilerine “bağımsız” diyen yayın organları, “Devletin eksikliğini veremeyiz” dedi bölgeye kadar gidebilmişken.

Utanç verici…

Sanki acıdan zevk alır gibi,
Sanki başkasının derdinden anlaşılamaz bir haz duyar gibi…

Bittiyse şimdi tüm şovlarınız,
Bırakın herkes acısını yaşasın, biz de sorumluların yakasına yapışan haber ve araştırmalarımızı yapalım…









Başa dön tuşu