KıbrısManşet

“ALO 183 odasını boşaltın, odacımı yerleştireceğim”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı‘na bağlı Sosyal Hizmetler Dairesi altında hizmet veren, “ALO 183 Acil Sosyal Hizmet İhbar Hattı” hizmetinin verildiği Bakanlık’taki odanın, Bakanlık Müdürü Meray Dürüst tarafından kendi odacısına verilmek üzere boşaltılması talimatı verdiği ortaya çıktı

“Odayı boşaltın, odacım yerleşecek”

Çocuk ihmali ve istismarının önlenmesi ve kadına yönelik her türlü şiddetin bildirilmesi için Sosyal Hizmetler Dairesi altında 8 Mart 2013 tarihinden bu yana 7/24 mefhumuna göre hizmet veren ALO 183 hattının çağrılarının cevaplandığı Bakanık’taki odayla ilgili tartışmalar yaşanıyor.

Büyük mahremiyet gerektiren ihbar görüşmelerinin, yine mahremiyet altında yapılması gereken bir diğer sosyal hizmet olan “tecavüz mağdurlarıyla” görüşme yapılan odada yapılmasının önerildiği belirtilirken, büyük imkansızlıklar içinde sadece kendisine ait kurulu bir müstakil odası olan ALO 183 hattı görevlilerinin de buna itiraz ettiği biliniyor.

Nazlı: Bakanlık Müdürü Dairede, ALO 183 Nerede?

Konuyla ilgili sosyal medya hesabından “Bakanlık Müdürü Dairede, ALO 183 Nerede?” başlığıyla bir açıklama yapan Bağımsızlık Yolu Lefkoşa Bölge Sorumlusu Avukat/Aktivist Cansu N. Nazlı, bunca yıldır her 25 Kasım’da, 8 Mart’ta ve buldukları her fırsatta ALO 183’e alt yapı kazandırılması ve vardiyalı sisteme geçilmesi için talepte bulunduklarını hatırlattı.
Nazlı, “Bir sosyal hizmet çalışanı kız kardeşimizin gönüllü olarak 7/24 baktığı bu ihbar hattı, başta şiddete uğrayan kadınlar olmak üzere çocuk, yaşlı, engelli istismarı ve ihmali ile ilgili de sosyal destek veren tek hat. Böylesi önemli bir hattın etkili ve verimli çalışabilmesi için daha fazla personelin vardiyalı bir sistemle hizmet vermesi gerektiğini savunurken bugün bu hattın kurulu olduğu odanın dahi dağıtıldığını, imkansızlıklar içinde hizmet verilmeye çalışılan yapının bile bozulduğunu öğrenmiş bulunmaktayız” dedi.

“ALO 183 hattının kurulu olduğu yerde yeller esiyor”

Kendisinin işiyle ilgili bir vesileyle gittiği Sosyal Hizmetler Dairesi’nde ALO 183 hattının kurulu olduğu yerde yeller estiğini gördüğünü söyleyen Nazlı, üç aydır Müdürsüz çalışan daireye taşınan Bakanlık Müdürü’nün 183 hattının hizmet verdiği odayı dağıtıp odacısını yerleştirme telaşındaolduğunu belirtti.
Nazlı, “Böylesi önemli bir hattın daha fazla kurumsallaştırılması gerekirken, imkansızlıklar içinde sosyal hizmet verilmeye çalışılmasına bile mani olan yöneticilerin saçmasapan uygulamaları kabul edilemezdir. Sosyal Hizmet çalışanlarının fedakarlığının urubunu dahi taşımayan yöneticilerin yokluğu varlığından daha yeğdir! Sosyal hizmetlere daha fazla bütçe ve personel sağlanmadığı, ALO 183’e alt yapı kazandırılıp vardiyalı sisteme geçilmediği müddet, ister müdür olun ister bakan o koltuklarlarda hiçbirinize rahat vermeyeceğiz. Hat daha büyük imkansızlıklara rağmen şimdilik çalışıyor” dedi.

Yılmaz: Bakan LTB Kadın Sığınma Evi’ni konuya müdahil etme ihtiyacı hissetmiş

Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Şiddete Karşı Yan Yana Projesinin Koordinatörlüğünü de yapan LTB Sosyal İşler Koordinatörü Dr. Ömür Yılmaz da sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, depremden dolayı binlerce insanın can derdinde, ev derdinde ve aş derdinde olduğu bu dönemde bu açıklamayı yapmak zorunda kaldığım için utandığını ancak “yüce devletin” ve onu yöneten siyasilerin belli ki bu duygudan yoksun oldukları için mecbur yaptığını kaydetti.

Yılmaz, “21 Şubat günü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın Meclis’te yaptığı konuşma dikkatime getirildi, bugün sabah da nihayet dinleme fırsatı buldum. Bakan bu devletin Sosyal Hizmetler yetki ve sorumluluklarının TC Aile Bakanlığı’na devredilmesini, insan hakları ve hak-temelli sosyal hizmetler açısından kabul edilmesi mümkün olmayan argümanlarla açıklamaya çalışırken, bir yandan da anlaşılmaz bir şekilde LTB Kadın Sığınma Evi’ni konuya müdahil etme ihtiyacı hissetmiş” dedi.

“Bu görüşmelerin tümünde ben de vardım”

Yılmaz şöyle devam etti;

“Bakan şöyle diyor; ‘Belediyeyle yaptığımız görüşmeler sonucunda LTB Kadın Sığınma Evi’nin Sosyal Hizmetler Dairesi tarafından bir şekilde belediyenin elinden alınıp veya ortak hizmetle Sosyal Hizmetler Dairesi tarafından yönetilmesi vardır gündemimizde. Belediyenin herhangi bir yasal yükümlülüğü olmadığı için yine bizimle çalışır ve belediye adına orayı yürütmek oldukça zor. Belediye bizimle işbirliği yapmak ister, biz de buna sıcak bakıyoruz’

Bakanın konuyla ilintili belediyeyle yaptığı tüm görüşmeler 2018’den beri her yıl yenilenen Aile İçi Şiddetle Mücadele Koordinasyon Protokolü kapsamında yapıldı ve bu görüşmelerin tümünde ben de vardım.

“Önce beni ve kendisini bu alanda geliştiren insanları ezip geçmeniz gerekir”

1. LTB Kadın Sığınma Evi’ni ‘belediyenin elinden almak’ veya başka türlü bir yöntemle ‘SHD tarafından yönetilmesi’ için ilk önce beni ve Sığınma Evi’nin kuruluşundan bugüne kadar 7/24 365 gün yıllardır özveriyle çalışan, kendisini bu alanda geliştiren koca yürekli insanları ezip geçmeniz gerekir. LTB’deki siyasi irade değişmediği, başına siz gelmediğiniz sürece böyle birşey zaten söz konusu bile değildir.

2. Evet, Sosyal Hizmetler Dairesi ile LTB Kadın Sığınma Evi arasında bir işbirliği ve ‘ortak hizmet’ (?) mecburen vardır. Keşke Sosyal Hizmet yetkileri (Ör: çocuk koruma, sosyal yardım) belediyelere devredilse (dünyanın birçok yerinde olduğu gibi) de biz bu işleri daha kavgasız şamatasız, daha az bürokrasiyle ve hak temelli sosyal hizmet anlayışıyla belediye olarak yürütebilseydik. Ancak yasal mevzuat bu işbirliğini gerektiriyor.

“Bakan, SHD Sığınma Evi’ne destek oluyor gibi ifade etmiş”

3. Bakan, bu işbirliğini ‘belediye adına orayı yürütmek oldukça zor’ diyerek sanki SHD, Sığınma Evi’ne destek oluyor gibi ifade etmiş. Yok, o iş öyle değil. Şiddetten kurtulmaya çalışan direnişçilere, açlıkla mücadele etmeye çalışan evsizlere, canını kurtarmaya çalışan insan ticareti mağdurlarına sunabileceği hiçbir çözüm olmadığı için Sosyal Hizmetler, LTB Kadın Sığınma Evi’nden yardım istiyor ve alıyor.

4. Yapılan görüşmelerde işbirliğinin geliştirilmesi şu şekilde gündeme geldi: LTB Kadın Sığınma Evi ve TOCED (olan 2 — İKİ –personeliyle) yakın çalışmak zorundadır görev ve sorumlulukları gereği. Devletin yer sıkıntısı varsa buyursun arkadaşlar bizimle LTB Kadın Sığınma Evi’nde veya LTB Dayanışma Merkezi’nde çalışsınlar, biz de TOCED’in güçlenmesine ve yasadaki görevlerini yerine getirmesine destek olalım. Devletin verdiği yetkilere sahip bir Sosyal Hizmet Uzmanı’nın da LTB Kadın Sığınma Evi’nde görevlendirilmesi söz konusu olabilir (daha hızlı ve doğru hizmet için), oturup tartışalım… Ve o görüşmeler bu noktada sona erdi.

“Yıllardır her gelene gidene anlatıyoruz”

5. LTB Kadın Sığınma Evi’nin ülkedeki aile içi şiddet direnişçilerinin geçici güvenli barınması için yeterli kapasitede olduğunu; devletin yapması gerekenin direnişçilerin sığınma evinden çıkıp yeni bir hayata başlayabilmeleri için gerekli olan diğer hizmetleri sunmak ve evsizlik vakalarına çözüm üretmek olduğunu yıllardır gelip giden her Bakana olduğu gibi bu bakana da defalarca anlattık.

6. TOCED!!! Birgün İstanbul Sözleşmesi’ni reddedenleri değil, hazırlayanları ve uygulayanları rehber/otorite kabul ederseniz nihayet anlayacaksınız ki: aile içi şiddetle mücadele, önleme-koruma-kovuşturma-koordinasyonu kapsayan bütünlükçü bir devlet politikası gerektirir. Bunun da nasıl bir yapıyla, hangi şartlarda, hangi ilkelerle yapılması gerektiği TOCED Yasası’nda detaylı bir şekilde belirlenmiştir. TOCED teşkilatlanmasının tamamlanması ve tüm hizmetleriyle görev yapması gerektiğini yine yıllardır her gelene gidene anlatıyoruz.

“Ne Kadın Sığınma Evi’ni ne de TOCED’i size yedirmeyiz”

Mevcut Bakan belli ki konuyu hiç anlayamamış. Bu birkaç gündür büyük bir üzüntüyle öğreniyoruz ki Sosyal Hizmetler Binası’nın TOCED’e ayrılan 4. katı da (dışardan tabelayı görebilirsiniz) TOCED’in elinden alınıyor.

Yani bırakın güçlendirmeyi, TOCED’İn altı daha da boşaltılıyor. ALO 183’ün teknik altyapısının da kurulu olduğu oda Bakanlık Müdürü’nün odacısına verilmiş, Bakanlık Müdürü de sıfırdan yeniden döşenmiş odasından hem Sosyal Hizmetler Dairesi’nin hem TOCED’in ita amirliğini yapacak.

TOCED görevlisi arkadaşlar gerek telefoniyen gerekse yüz yüze direnişçilerle özel görüşme yapmaları gerektiğinde dairede boş oda, tuvalet filan bulmaya çalışacaklar heralde.

Ne deyim… Ne Kadın Sığınma Evi’ni ne de TOCED’i size yedirmeyiz, boş yere atıp tutmayın, bu konuları da siyasete/yalakalığa malzeme yapabileceğinizi zannetmeyin”

Pınar Barut











Başa dön tuşu