KıbrısManşet

Özer: Çocuğun adını koyalım o zaman: HİLE




Merkezi İhale Komisyonu (MİK) eski Başkanlarından ve Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (Kıb-tek) eski Asbaşkanlarından Asım Özer, Kamu İhale Yasası‘nda yapılmak istenen değişikliğin ne olduğunu tane tane anlattı ve bu değişikliğin tamamen bir “hile” olduğunu söyledi

Özer: İhale Yasası’na ‘Hileli’ işler işte böyle eklenir

Sosyal medya hesabından “İhale Yasası’na ‘Hileli’ işler işte böyle eklenir” başlıklı bir açıklama yapan Özer, ödenmeyen seyrüseferi, vergi ya da sosyal sigorta primleri için çıkarılan aflara işaret ederek, bu durumda ödeyenlerin “keriz” durumuna düşüp düşmediğini sordu.

Özer, “Yetmedi mi? Denetim kontrol eksikliğimiz içerisinde inşaatlar için vize işlemi aniden iptal edilmeye çalışılıyor ve imar için bir değişiklik hedefleniyor ve bunlar biraz bekledikten sonra anında geri çekiliyor. Yetmedi mi? Dün yayınlanan Kamu İhale Yasası (Değişiklik) Tasarısı ile doğrudan alımlara yönelik iki değişiklik hedefleniyor. Hükümet, öyle uygun görmüş” dedi.

Özer yasada yapılmak istenen değişiklikleri tek tek anlattı

Özer şöyle devam etti;

“Değerli dostum Yusuf Avcıoğlu (Kıb-tek eski Asbaşkanlarından-HP MYO Üyesi) Erhan Arıklı’nın geçenlerde yaptığı ‘AKSA ile anlaşırsak İhale Yasası’nda değişiklik yapacağız’ açıklamasını hemen referans yaparak hükümetin AKSA ile ortak olup olmadığını sorguladı.

Açıkçası her zaman yaptığı gibi değişikliğin kimin için yapıldığını açıkladı.

Yasada doğrudan alımlar için öngörülen değişiklikler;

“Çocuğun adını koyalım o zaman: HİLE”

Değişiklik 1:

Şu anda mal ve hizmet alımı ile yapım işlerinde her kamu kurumu yaklaşık 250 bin TL’ye kadar doğrudan alım yapabiliyor. Bu uygulamaya hiçbir değişiklik yapılmamıştır.

Sadece bir paragraf ekleyerek, ‘Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile kendi özel yasası olan kurumların (örneğin Kıb-tek) alımlarında limitin yaklaşık 400 bin TL’ye çıkarılması’ hedefleniyor.

Burada ufak bir parantez açalım; şu anda tüm okullarda sağlamlaştırma, ek bina yapma ihtiyacı yok mudur?

Sağlık sektöründe örneğin ilaçlar ve tıbbi malzemeler çok aşırı bir şekilde zamlanmıyor mu?

En ön planda olan eğitim ve sağlık gündeme getirilmeden neden elektrik için doğrudan alım yetkisi artırılıyor?

Çocuğun adını koyalım o zaman; bu limitin artırılmasının altında yatan sebep parasal miktarı artırarak daha fazla ‘hile‘ yapmaktır, rekabeti kökten reddetmektir.

“Hile yapmayı resmileştirmekten başka bir şey değil”

Değişiklik 2:

Yasada 2016 yılından beridir uygulanabilecek ek sözleşme yetkisi vardır. Bu doğrudan alım başlığı altında düzenlenmiştir.

Maddenin uygulamasına yönelik bir örnek vermek gerekirse; eğer bir şirket ile yapılmış bir sözleşme varsa (Örneğin; AKSA ile Kıb-tek arasında elektrik satın alma sözleşmesi), mevcut sözleşmeye dayalı olarak mal, ekipman, teknoloji veya hizmetleri geliştirmek için, yine aynı şirketten olmak koşuluyla, doğrudan alım yöntemi ile üç yılı geçmeyecek şekilde ek bir sözleşme yapabilirsiniz.

Bu mevcut bent, değişiklik sonrası aynen geçerliliğini korumaktadır. Burada yapılan ek bir ilave ile su ve elektrik temini ile ilgili büyük miktarda bir yatırım için toplam süresi 20 yılı aşmamak koşuluyla sözleşme yapılabilmesi hedeflenmiştir.

Maalesef bu değişiklik; hile yapmayı resmileştirmekten başka bir şey değildir. Kıyafet ihtiyacınızı terzide tam kendinize göre diktirmeden hiç farklı değildir.

Çünkü mevcut düzenleme, sadece elinizdeki sözleşmeye günün koşullarına uyarlanacak 3 yılı aşmamak koşuluyla ek sözleşme yapma yetkisi vermektedir.

Değişiklik ise ortada olmayan yepyeni bir sözleşmeyi 20 yıla kadar ve büyük miktarda olma koşuluyla, ihalesiz bağlama yetkisi sağlayabilecektir.

Değişiklik yani ekleme; yasanın ‘kel alaka’ olan bir kısmına eklenmiştir. Yeni sözleşme tamamen yeni bir durumdur ve ana konusu ek sözleşme olan maddeye ‘ancak’ ifadesi ile başlayan bir cümle ile işlemi kılıfına uyduramazsınız.

“ihalesiz alım yapma yöntemine dönüşebilecek bir uygulama”

Bu maddeyi yazanlar bile büyük miktar ile ne kast etiklerinin hesabını veremezler. Büyük miktarlı bir yatırımda neden rekabet sağlanmamıştır bunu hiç anlatamazlar.

Böyle bir sözleşme yapmanın hesabı verilemeyeceğine göre bunun ihale yasasına eklenmesi çok yanlıştır. Ucube bir durumdur. İfadenin sadece büyük yatırım olarak bahsedildiği bir durumda, bir denetçi hiçbir sözleşmenin esasında küçük olduğundan yasalara aykırı olduğunu saptayamayacaktır.

Büyük miktarlı yatırım için doğrudan alım maddesi altında işlem yapılmasının hedeflenmesi elden teklif alarak işlemi gerçekleştirmek demektir. Yani Kamu İhale Yasası’nın temel ilkelerine uymak istemeyenler için maalesef ihalesiz alım yapma yöntemine dönüşebilecek bir uygulamadır. Nokta.

Kim elektrik kurumunun idaresinden sorumluysa, istediği yatırımı dilediği şirket ile neticelendirebilecek berbat bir değişiklik öngörülmektedir. İhale Yasasına ‘şirkete özel’ işlem gerçekleştirebilecek bir ekleme yapılmasını öngörülmektedir ve asla yapılmamalıdır.

Kaldı ki; bu hükümet ortağı üç partinin de seçim manifestosunda İhale Yasası’nın içeriğinde bulunan ‘doğrudan alımlar’ın genişletileceğine yönelik hiçbir ifade yoktu.

“Bu bir hiledir”

Hükümet programında var mıydı? Hayır, o da yoktu. Yani, bu çok büyük bir rezalettir. Ülkemizdeki yolsuzluk uygulamalarına parmak ısırtacak yeni bir süreç bu şekilde devreye sokulacaktır. Bu asla kabul edilemez bir durumdur.

-Bu değişiklik hile içermektedir.
-Bu yasal değişiklik kesinlikle yapılamaz.
-İhalesiz işlemle menfaat sağlayacağız demektedir.
-Beytambal kalsın!!
-Bir HİLE’DİR!
-HÜLLEDİR!
-Pes doğrusu!









Başa dön tuşu