Deneyimli sendikacı, Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) eski Genel Sekreteri Şener Elcil, Sendikal Platform ve Bu Memleket Bizim Platformu bileşenlerini, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası’nın (El-sen) eylemelrine destek vermeye çağırdı
Elcil: Gerçek temelinde hareket edilmediği müddetçe yapılan tüm eylemler başarısız olacak
Özgür Web TV’de yayınlanan Özgür Yorum programında Pınar Barut’un sorularını yanıtlayan Elcil,
Kamu İhale Yasası’nda AKSA özelinde yapılmak istenen değişikliğe karşı El-sen’in verdiği mücadeleye işaret ederek, bunun yeni bir mücadele olmadığını belirtti.
Elcil, “Bu bir var oluş mücadelesidir. Geçmişte Rum şovenizmine karşı veriliyordu, 1974 yılından sonra da Türkiye’nin etkisiyle adanın kuzeyinde oluşturulan rejime karşı veriliyor. Bunun karşısında bu gerçek temelinde hareket edilmediği müddetçe yapılan tüm eylemler başarısız olacak” dedi.
“AKP’nin kaymak tabakası olan bir zengin elit grup oluşturuldu”
Kuzeyde ouşturulan rejimin toplumu kontrol altında tuttuğunu, Türkiye’de AKP’nin gelişiyle beraber yeni liberal politikaların uygulamasına gidildiğini, tüm toplumsal varlıkların elden çıkarılarak yabancılara peşkeş çekildiğini ve AKP’nin kaymak tabakası olan bir zengin elit grubun oluşturulduğunu hatırlattı.
“Bu yapı buraya da sirayet etti” diyen Elcil, Kıbrıs’ın kuzeyinde de her mahalleye bir cami dikme, okullara önem vermeme, Kur’an kursları açma ve tarikatları hakim duruma getirme olarak bu çalışmalara devam edildiğini kaydetti.
” ‘Size su veriyoruz’ sözleri, ‘sizi biz kurtardık’ mantığının devamıdır”
Kıbrıslıtürk emekçilerin elde ettiği gelirin ve toplumsal varlıkların bu kaymak tabakanın nemalandığı bir yer haline getirildiğini söyleyen Elcil, elektrik konusunun da aynı politikanın bir ürünü olduğunu savundu.
Elcil, “Türkiye’den elektrik ve su gelebilir elbette ama bu karşılıklı mutakabiliyet çerçevesinde olacak anlaşmalarla düzenlenir. Bir tarafın baskın olduğu yapıyla yapılması doğru değil. Türkiye’den gelen suyun bedava olarak verilmiyor. Bu su yakında 20 liraları bulacak. ‘Size su veriyoruz’ sözleri, ‘sizi biz kurtardık’ mantığının devamıdır” dedi.
“Türkiye kıbrısa kablo döşemez, bunu bilelim yani”
Elektrikte büyük bir rant olduğunu ve bu rantın tüm sahibinin AKSA olunmasının hedeflendiğini söyleyen Elcil, kabloyla elektrik gelecek söyleminin de doğruyu yansıtmadığını, Türkiye’nin Avrupa’yla enterkonnekte olduğunu ve buradan yılda 7 milyar dolar kâr ettiğini belirtti.
Elcil, “Türkiye kıbrısa kablo döşemez, bunu bilelim yani. Çünkü Avrupa’nın bağlı olduğu bu sistemden adanın kuzeyi için izin alınması mümkün değildir. Bu birliğe Yunanistan da üyedir, hem o hem de Avrupa ülkeleri buna karşı çıkıyor” ifadelerini kullandı.
“El-sen yalnız bırakıldı”
El-sen’in, Kamu İhale (Değişiklik) Yasa Tasarısı’na karşı verdiği mücadelede yalnız bırakıldığını, sendika ve örgütler arasında ciddi bir dağınıklık olduğunu vurgulayan Elcil, sendikaların bir araya gelerek hayatı kilitlemesi gerektiğini kaydetti.
Elcil, “Sendikal Platform ve Bu Memleket Bizim Platformu, anladığım kadarıyla uzun süredir toplanamıyor. Bu örgütlerin bileşenlerinin de elektrik konusuyla ilgili söyleyeceği ve yapacağı çok şey var. El-sen neredeyse yalnız kaldı. Bir iki sendikanın küçük eylemler koyması bir anlam ifade etmez” dedi.
“Meclis’teki muhalefet günübirlik konuşmalar yapıyorlar, bununla bir yere varılamaz”
Elcil şöyle devam etti;
“Bu yasa teslimiyettir. Önümüzdeki günlerde faturalar ne kadar yükselecek, birlikte göreceğiz. Ayrıca siyasal bir beklentisi vardır bu yasanın, bu da ‘Taksim’dir.
Türkiye Kıbrıs’ta çözüm falan istemiyor, bu işten çok memnunlar, bunun devamını istiyorlar. Sendikaların bu gerçekle hareket etmesi lazım.
Meclis’teki muhalefete bakıyorum; onlarda günübirlik ve kürsüye dönük konuşmalar yapıyorlar, bununla bir yere varılamaz.
Ortak söylem ve eylem gerekiyor. Sendikaların tek tek açıklama ve bildiri yayınlaması gerekiyor.
“Bu işin başını çekenlerin belki de kasetleri vardır”
Beni üzen şu; öğretmenlerin soprunları sadece öğretmen sendikalarını, belediyelerin sorunları sadece belediyelerde örgütlü sendikaların sorunları değildir.
Bu orunlar bir bütündür ve toplumsal bir dayatmadır, siyasi boyutu vardır. Kıbrıs Türk toplumunun hortumlanması ve soyulması demektir.
Buradan çağrı yapmak istiyorum;
Sendikaların bunları oturup konuşması ve değerlendirmesi, siyasi partilerle ortak hareket etmesi ve toplumsal bir muhalefet oluşturulması lazım.
Bu işin başını çekenlerin belki de kasetleri vardır. Aynen Türkiye’de Deniz Baykal ve diğerlerine yaptıkları gibi.
Bu dayatmaların uluslararası alana, yazılı ve sözlü olarak duyurulması gerekiyor.
Gerek Avrupa Birliği (AB) gerek Birleşmiş Milletler (BM) hatta gerekirse diğer garantör ülkeler; İngiltere ve Yunanistan‘a Türkiye’nin adayın kuzeyinde bir tahakküm kurmaya çalıştığı duyurulması gerekiyor. Bunun için ciddi bir lobicilik faaliyeti yapılmalıdır”