Sol Hareket Genel Sekreteri ve Bağımsız Milletvekili adayı Abdullah Korkmazhan, öğrenci ve ailelerin sermayedarların insafına bırakıldığını söyleyerek, saray rejiminin eğitimdeki dayatmalarını ortadan kaldırmak için kamusal eğitimin önünün açılması gerektiğini kaydetti
Korkmazhan: Nitelikli, parasız kamusal eğitim çocuklara ve gençlere sunulması gereken bir haktır
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Korkmazhan, nitelikli, parasız kamusal eğitimin çocuklara ve gençlere sunulması gereken bir hak olduğunu vurgulayarak, Eğitim Bakanlığı ve yetkililerin bulundukları konum gereği eğitimde gerekli planlama ve yatırımları yaparak, çağın ihtiyaçlarına uygun eğitim ortamlarını yaratmakla yükümlü olduklarını hatırlattı.
Korkmazhan, “Ancak kamu refahı hedefiyle değil kişisel ve partisel menfaatleri doğrultusunda hareket eden ‘atanmış’ siyasiler, öğrencilerin eğitim hakkını gasp etmektedirler. Özel okul ücretlerinin artması birçok aileye maddi sıkıntı yaratmıştır” dedi.
“Öğrenciler ve aileleri sermayedarların insafına bırakılmamalı”
Korkmazhan şöyle devam etti;
“Ancak elzem olan özel okulların daha ulaşılabilir olması değil öğrencilere okul öncesinden başlanarak nitelikli kamusal ve parasız eğitimin sağlanmasıdır.
Elzem olan özel okullara olan ihtiyacı ortadan kaldırmaktır.
Atanmışların kamusal eğitimin iyileştirilmesi için bilinçli bir şekilde adım atmamaları her alanda olduğu gibi eğitimde de sermayedarların kârlarını arttırmakta, tıpkı sağlık gibi bir hak olan eğitim hakkına da ulaşmak giderek zorlaşmaktadır.
Öğrenciler ve aileleri sermayedarların insafına bırakılmamalıdır.
“Saray rejiminin eğitimdeki dayatmalarını ortadan kaldırmak için…”
Yasada yer alan 15 yaşına kadar zorunlu eğitim maddesi ve eğitimde fırsat eşitliği ilkesi yalnızca yazılı olarak yasada durmakta ve ne 15 yaşından küçük öğrencilere nitelikli kamusal eğitim sağlama ne de eğitimde fırsatların ve bu fırsatlara erişmede adil şartların olduğu bir ortam sunmamaktadır.
Okul öncesinden başlanarak kamusal eğitimin nitelikli bir şekilde sağlanmaması, özellikle çalışma hayatında olan kadınların yükünü de arttırmakta, çalışma hayatından uzaklaşmak durumunda kalmaktalar ve bu nedenle toplumsal cinsiyet eşitsizliği de büyümektedir.
Kıbrıslıtürklerin kültür ve eğitim ihtiyaçlarına uygun eğitim ortamını sağlamak, öğrenci ve aileleri sermayedarların insafından kurtarmak ve saray rejiminin eğitimdeki dayatmalarını ortadan kaldırmak için kaynak yaratarak bağımsız, bilimsel, özgün, parasız nitelikli kamusal eğitimin önü açılmalıdır”