KıbrısSürmanşet

Ersoy: Bireysel zenginlik değil, toplumsal faydayı savunuyoruz






Bağımsızlık Yolu Milletvekili adayı Umut Ersoy, sermayenin ucuz iş gücü ihtiyacı sonucuyla çalışma izinleriyle adaya gelişlerin de olduğunu vurgulayarak, kâr yapma refleksiyle kontrolsüz nüfus akışına sebebiyet verdiklerini anlattı

Ersoy: Rejim patronların egemenliği üzerine kurulu

Ali Baturay’ın sunduğu “Markaj” programına katılarak açıklamalarda bulunan Ersoy,  Bağımsızlık Yolu’nun 2014 yılında kurulup, 2018 yılında partileştiğini, hiçbir sermaye patronundan yardım almadığını, üyelerinin aidatlarıyla ayakta duran bir emekçi partisi olduğunu söyledi.

Bağımsızlık Yolu’nun üyelerinin kolektif emeğiyle var olduğunu vurgulayan Ersoy, yüksek bütçelerinin olmadığını belirtti. Bağımsızlık Yolu için mücadelenin uzun soluklu olduğunu söyleyen Ersoy, meselenin sadece mecliste olmak olmadığını, Bağımsızlık Yolu’nun mecliste olmadan da belirli şeylerin başarılabileceğini gösterdiğini aktardı.

Asgari ücretin en düşük kamu maaşına endekslenmesi ile ilgili 2018 yılında bir yasa hazırladıklarını hatırlatan Ersoy, dönemin hükümetine yasayı sunduklarını, kabul edilmediğini, ancak o günden beri bu söylemi her yerde savunmaya devam ettiklerini, 2022 seçimlerinde ise bazı partilerin bu taleplerini seçim vaadi olarak kullandıklarını ifade etti.

Bazı sendikaların da Bağımsızlık Yolu’nun bu talebini hükümete sunduğunu vurgulayan Ersoy, etki yaratmak için meclise girmeye gerek olmadığını yineledi.

“Özel sektörde sendikalaşmayı savunuyoruz”

Rejim, patronların egemenliği üzerine kurulu diyen Ersoy, emek üzerinden siyasete müdahale etmelerinin sebebinin bu olduğunu söyledi.

Sermaye patronlarının çalıştıracak işçi bulamayınca çocuk işçiyi savunacak kadar ileriye gittiğini anımsatan Ersoy, sosyal sigortaların ceza kesmediği için patronların da rahat olduğunu vurguladı.

Programda bir başka örnekle açıklama yapan Ersoy, hamile olan kadınların hamilelik sebebiyle işten durulamayacağı yasada mevcuttur ancak Sosyal Sigortalar Dairesi’nin patronun beyanını emir olarak kabul ettiğini ve bu koşullarda işten çıkarımlara sessiz kaldığını söyledi. Amerika kapitalizmin merkezi olmasına rağmen özel sektörde sendikalaşmanın yüzde 7-8 arasında olduğunu, Kıbrıs’ın kuzeyinde ise yüzde 0.5-1 arasında olduğunu söyledi.

Bu yüzden özel sektörde sendikalaşmayı savunduklarını vurgulayan Ersoy, siyaseten bu konuşmayı yapmaya gerek kalmayacak, işçiler kendi sorunlarını çözebilecek dedi.

Sendikanın olduğu yerde kaçak işçi de çalıştıramazsınız, kayıt dışı ekonominin de önüne geçersiniz diyen Ersoy, sermayenin tam da bu yüzden bunu kabul etmediğini, gelmiş geçmiş tüm hükümetlerin de sermayenin destekçisi olarak çalıştığını ifade etti.

“Kimlikle girişler durdurulmalı, muhacerette ciddi kontroller yapılmalı”

Nüfus sorunu ile ilgili de açıklamalarda bulunan Ersoy, kimlikle girişlerin derhal durdurulması ve muhacerette ciddi kontroller yapılması gerektiğinin altını çizdi.

Ersoy, üniversitelerin de kontrolsüz nüfus artışına sebebiyet verdiğini belirterek, kontrolsüz nüfus akışında büyük rol oynadıklarını belirtti. Sermayenin ucuz iş gücü ihtiyacı sonucuyla çalışma izinleriyle adaya gelişlerin de olduğunu vurgulayan Ersoy, kâr yapma refleksiyle kontrolsüz nüfus akışına sebebiyet verdiklerini anlattı.

“Mevcut düzende iktidar sermaye ve Türkiye egemenleridir”

Mevcut düzende rejim partilerinin iktidar olmadıklarını, iktidarın sermaye ve Türkiye egemenlerinin olduğunu dile getiren Ersoy, barınmada inşaat sermayesi, eğitimde özel okul patronları, sağlıkta özel hastane patronları, enerjide AKSA, toplu taşımada akaryakıt ithalatçılarının söz sahibi olduğunu belirtti.

Ersoy, emekçilerin çıkarları söz konusu olduğunda tüm sermaye gruplarının çıkarının ortaklaştığını vurguladı. Ersoy, sermaye ile uzlaşacağımız tek bir nokta yoktur, çıkarlarımız sermaye ile çelişmektedir, biz sermayenin karşısına çıkmak üzere siyasete giriyoruz dedi.

Sermayenin ülkeye katkısının ne olduğunu sorgulayan Ersoy, muazzam miktarlarda servet biriktirdiklerini, bütün kuralların onların istedikleri gibi şekillendiğini ancak ülkeye kendileri dışında bir katkılarının olmadığını anlattı. Dövizin yükselmesiyle akaryakıta hemen zam geldiğini söyleyen Ersoy, asgari ücrete zam yapılacak mı sorusunu sordu.

“Stabil bir para birimine geçmeden önce bilimsel bir çalışma yapılması gerekir”

Stabil para birimine geçişin konuşulduğunu hatırlatan Ersoy, öncesinde bilimsel bir çalışmanın ortaya konulması gerektiğini söyledi. Ersoy, Euro veya stabil para birimine endeksli bir muhasebeye geçmek maaşları veya ücretleri çok fazla değiştirmeyeceğini kaydetti. Asgari ücreti en düşük kamu maaşına eşitleyemeyen iktidarlar, özel sektördeki maaşları Euro’ya nasıl endeksleyecek esas merak ettiğinin bu olduğunu ifade etti.

“Bireysel zenginlik değil, toplumsal faydayı savunuyoruz”

Esas sıkıntımız kamucu politikaların eksikliğidir diyen Ersoy, Bağımsızlık Yolu’nun eğitimde, sağlıkta, ulaşımda, enerjide ve üretimde kooperatifçilik üzerinden kamuculuğu savunduğunu anlattı.

Ersoy, bireysel zenginlik üzerine değil toplumsal fayda üzerine odaklanılması gerektiğini vurguladı. Ersoy, ultrazenginlerden alınacak servet vergisiyle elde edilecek kaynağın, kamuya aktarılarak emekçinin giderlerinin aşağıya çekilmesini hedeflediklerini açıkladı.









Başa dön tuşu