Bağımsızlık Yolu Lefkoşa Bölge Sorumlusu Avukat Cansu N. Nazlı, Alihan Pehlivan adlı gazetecinin, ülke ekonomisinde çarkların nasıl döneceğini “kadın bedeni” üzerinden örneklemeye çalıştığı skandal ifadeleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu
Nazlı: Pezevenklik yani para karşılığı cinsel ilişkide bulunmaya aracılık etmek Ceza Yasası’na göre suçtur
Sosyal medya hesabından “Malum konuyla ilgili birkaç hatırlatma” başlığıyla açıklama yapan Nazlı, madde madde anlattığı hatırlatmalarında şunları kaydetti;
1- Kapitalistlerin gözünde emekçilerin emeği de bedeni de, üzerinde patronların tasarruf edebileceği şeyler olarak görünür.
Bu “ekonomide verilen örnek” şayet doğru ise kapitalizmin ne kadar gayri insani ve emekçi düşmanı ekonomik bir model olduğunu teyit edici niteliktedir.
Bu yüzden ataerkil kapitalizme karşı mücadele etmemiz tüm emekçilerin insanca bir hayat yaşaması için kaçınılmazdır.
2- Bu örneği kalkıp kktc’de verecekseniz fuhuş yaptırılan kadınlara değil, pezevenklere 100 dolar verildiğini ve pezevenkliğin yani para karşılığı cinsel ilişkide bulunmaya aracılık etmenin Ceza Yasası’na göre suç olduğunu bilmeniz gerekir.
3- Daha da önemlisi bu ülkede gece kulüplerinde çalıştırılan kadınların diğer iş yerlerinde çalışan insanlardan farklı olarak çalışmalarına karşılık ücret almadığını, çalışmaları için getirilirken borçlandırıldığının bilinmesi gerekir. Bu da, bu alanda insan ticareti olduğuna dair önemli unsurlardan biridir.
Buna kilit altında yaşama ve çalışma, kadınların pasaportlarına polis tarafından el konulması gibi unsurlar eklenince bu ülkede seks işçiliği değil; seks köleliği olduğu anlamına gelir. Bu yüzden gece kulüpleri kapatılmalıdır ve yine bu yüzden Pehlivan’ın açıklaması nereden baksanız mide bulandırıcı ve kabul edilemezdir.
4- Son söz, kınama ve görevden alma çağrılarındaki “maaş çekme” ifadesine. İlgili kişinin kayıtlı göründüğü halde çalışmadığı saikiyle “kamudan maaş çektiği” ifadesi çeşitli mecralarda zikredildi.
Patronlar, patron örgütleri, sendikalar ve kamu emekçileri ile halkın arasını açmaya çalışan hükümetler, bürokratlar, kamu emekçisini her grev dönemi yerden yere vuran köşe yazarları yahut kktc’yi tanımadığı için devlete emeğini satarak geçinen kamu emekçilerini devleti meşrulaştırmakla suçlayan siyasetler “kamudan maaş çekme” ifadesini kullanır.
Bu bilinçli olarak tercih edilen ve kamu emekçilerinin emeğini satarak kazanmayı hak ettikleri ücreti sanki bir imtiyaz gibi gösteren bir ifadedir. Maaş miktarı ne olursa olsun, çalışmadığı takdirde yaşamını idame ettiremeyecek olan kişiler emekçidir.
Maaş çekme ifadesi kamu emekçilerinin emeğini görünmez kılan emek düşmanı bir ifadedir. Gerçekte çalışmadığı halde maaş alan bir kişiden bahsediliyorsa bu hükümet edenler, müdürler, amirler idari görevini yerine getirmediği içindir.
Bu yüzden maaş çekme ifadesini kendilerine karşı kullanılan bir söylem olduğundan emek örgütleri kanımca kullanmamalı, kullanacaksa da üzerinde 2 kere düşünmelidir.
Çalışmadığı halde çalışıyor gibi maaş alan kişiler için göreve çağrılması gereken, bu kimseler aleyhine yasaların kendilerini yetkilendirdiği disiplin mekanizmasını çalıştırmayıp bu çarpıklığa göz yuman idarecilerdir.