Çalışma eski Bakanı ve Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) eski Milletvekili Zeki Çeler, 25 Haziran Milletvekilliği Ara Seçimleri‘nden çıkacak hiçbir sonucun topluma bir kazanç olarak yazılmayacağını, Ulusal Birlik Partisi‘nin (UBP) bir vekil daha çıkarması durumunda ise hükümetin ikili koalisyona dönme ihtimalinden dolayı Yeniden Doğuş Partisi’nin (YDP) ve Erhan Arıklı’nın koalisyon dışı kalabileceğini, tek kazancın da bu olabileceğini savundu
Çeler: İster istemez her zaman aklımda ve yaşantımda birinci sırada siyaset vardır
Özgür Web TV‘de yayınlanan Özgür Yorum programında Pınar Barut‘un sorularını yanıtlayan Çeler, Girne Belediye Başkanlığı’na aday olduğu 25 Aralık 2022 Yerel Seçimleri’nden sonraki süreçle ilgili konuştu, siyasetten uzak durmanın mümkün olmadığını, kendisinin zaten Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi okuduğunu hatırlattı.
“İster istemez her zaman aklımda ve yaşantımda birinci sırada siyaset vardır” diyen Çeler, bazen de ara vermek, dışarıdan incelemek veya belli bir konjonktürü beklemek gerektiğini söyledi.
Çeler, “Bu uzak kaldığım süre boyunca, gerek yerel yönetimler gerek merkezi siyasetin yanı sıra toplumun da ne gördüğünü, ne beklediğini, oy potansiyelini veya oy verme yönteminin ne olduğunu da biraz daha öğrenme şansı yakaladım” dedi.
“Tatar, 1 Mayıs’ı tatil yaparak ülke ekonomisini batırıyorum diye bana bas bas bağırmıştı”
İnsanların kendisine farklı bir partiden aday olsaydı farklı bir pozisyonda olabileceğini, muhtemelen yükselmiş olabileceğini söylediklerini anlatan Çeler, insanların büyük, kökleşmiş ve tabanı geniş partilerin içinde aday olunduğunda, her zaman bir yerlere gelmenin garanti olduğunu düşündüklerini belirtti.
Çeler, “İnsanların düşündüğü gibi ben UBP ya da CTP’de olmuş olsaydım örneğin; 1 Mayıs’ı tatil edebilir miydim? O dönem muhalefet milletvekili olan Ersin Tatar, 1 Mayıs’ı tatil yaparak ülke ekonomisini batırıyorum diye bana bas bas bağırmıştı. İnsanlarımız siyasileri kişi olarak seviyor ama kendi kökten gelen veya ailevi alışkanlıklarından gelen siyasi partilerinden de kopamıyor. Belediye seçimlerinde de aynısını yaşadık. İnsanlar birinin bir mevkiden gitmesini istiyorsa bunu başarabilecek olan, en güçlü olduğunu düşündüğü karşıt adaya yönelerek bir nevi ‘oyumu yakmayayım’ düşüncesiyle hareket ediyor” dedi.
Çeler seçmenin, “Siyaseten sandıkta beni en iyi kim temsil edecek, bana en iyi kim hizmet edecek, hükümet edenlere kim iyi muhalefet edecek veya hükümete girdiğinde en iyi icraatı kim yapacak ve önümüzdeki 3-5 yılı düzgün bir şekilde yaşamamızı sağlayacak” diye düşünmediğini belirterek, “Çoğu seçmen, var olanın gitmesi için ona en yakın güçlü kimse ona oy veriyor ve aslında bir risk alıyor” dedi.
Çeler’in sadece 15 ay süren Bakanlık dönemi neden unutulmadı?
Dörtlü hükümet döneminde 15 ay Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yapan Çeler’in, bu kısa döneminin hala neden konuşulduğu konusunda ise Çeler şunları söyledi;
“Halkla yaptığım sohbetlerde de bana dile getirilen unutulmayan yönlerim ‘1 Mayıs’ı tatil yapmış olmam, bunun arkasında durmam, denetimlere birebir katılmış olmam, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki adımlarım, yatırımlarla ilgili yaptıklarım, sosyal hizmetlerle, insan haklarıyla ilgili nasıl çalışmış olmamdır”
“TDP yasalara uyan, yasaları cesurca ve ayrım yapmadan uygulayan bir parti oldu”
İcraat yapabilme makamında bulunduğun zaman kişinin siyasi düşüncesi, ilkeleri, Anayasa ve yasalara olan bağlılığı çok önemlidir. TDP hep KKTC’yi istemeyen, Meclis’i neden istediği belli olmayan gibi düşünülür ancak TDP yasalara uyan, yasaları cesurca ve ayrım yapmadan uygulayan bir parti oldu.
Çalışanlarının yatırımlarını yapmayan, maaşlarını ödemeyenler Meclis’te caka satarken; bütün ülkenin çalışanların maaşlarını alması için mücadele eden, yatırımlarını takip eden, Sigorta Yasası’nı Meclis’ten geçiren, denetimlere birebir katılan ve denetimler esnasında şiddete bile maruz kalan bizler Meclis dışında kaldık”
“Ben babamı bile Bakanlık kapısından yollattım”
Zeki Çeler Bakan olarak çalıştığı dönemde kimseyi kayırmadığını da şu sözlerle anlattı;
“Bakan olduktan sonra babam yeğenimi de alıp Bakanlığa geldi; yeğenimi işe almam için. Ben babamı bile Bakanlık kapısından yollattım. Yeğenim hala benimle konuşmuyor”
“İtiraz edilmeseydi Reynar’ın adaylığı devam edecekti; demek ki YSK hata yapmış olacaktı”
TDP’yle ilgili olumsuz fikirlere sahip olan insanların, esasında TDP’li bir Bakanı çok sevip benimsediğini çünkü icraatı göstermenin önemli olduğunu kaydeden Çeler, Kıdemli eski Yargıç Tacan Reynar‘ın milletvekili adaylığının Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından düşürülmesiyle ilgili de değerlendirmelerde bulundu.
Çeler, “Bu konuda yargının kararına herhangi bir eleştiride bulunmam doğru olmaz. TDP de her zaman yargı bağımsızlığından yana tavır almıştır. Bence seçim yasasıyla ilgili bir farklılığa gidilmesi ya da düzenlemenin adil bir şekle dönüşmesi lazım. YSK’nın, aday başvurularını alırken muhaceret giriş çıkışını da istemesi gerekir. Kaldı ki, Reynar’ın adaylığına (Bağımsız aday Meriç Erülkü tarafından) itiraz edilmeseydi, adaylık devam edecekti; demek ki YSK hata yaptı. Budur işte çelişkili olan. Burada bir düzenlemenin yapılması, yedek adaylıkların söz konusu olması gerekir ki, herkes demokratik haklarını kullanabilsin” dedi.
“Üçlü koalisyon ikili koalisyona dönüşebilir”
25 Haziran Milletvekilliği Ara Seçimleri’nde hangi partinin ya da bağımsız adayın kazanması durumunda ne gibi sonuçlar olabileceğiyle ilgili de konuşan Çeler, UBP’nin bir vekil daha kazanması durumunda üçlü koalisyonun ikili koalisyona dönüşebileceğinden bahsetti.
Bunun toplum nezdinde de değerlendirilen bir ihtimal olduğunu söyleyen Çeler, “Diğer adayların kazanmasındansa mevcut parti adaylarından birinin kazanması ayrıca ekonomik açıdan da iyidir çünkü ödenecek ücret her ay vekile ödendiği oranda vekilin bağlı bulunduğu partiye de ödenir. Büyük partilerin bu kadar güçlü olmalarının bir nedeni de budur” dedi.
“Tek kazanç UBP’li vekilin kazanması durumunda Arıklı’nın gitmesi olabilir”
18 vekili olan ana muhalefet CTP’nin bir vekil daha kazanması durumunda bir şey değişmeyeceğini savunan Çeler, bu seçimin toplum açısından hali hazırda bir kazanç olmadığını da söyledi.
Çeler, “Tek kazanç UBP’li vekilin kazanması durumunda Arıklı’nın gitmesi olabilir. Bunu elbette şahsen UBP’nin kazanmasını istediğim için söylemiyorum. Sokakta da bu doğrultuda şeyler konuşuluyor. Arıklı CTP’ye mi çalışıyor gibi bir algı da var” dedi.
“Muhalefet sırası geldiğinde toplumu sokağa dökebilmektir”
Çeler sözlerini şöyle tamamladı;
“Muhalefet etmek yalnızca Meclis kürsüsünde tartışmak değil; sırası geldiğinde toplumu sokağa dökebilmektir. TDP 3 vekille yeri geldiğinde toplumu sokapa dökebilmiş bir partidir. Muhalefet ederken başarı elde edebilmiş bir partidir.
Muhalefet etmek sadece Meclis kürsüsünde kavga etmek değil; sonuna kadar başlattığınız konunun arkasında durup başarılı veya başarısız sonuç elde edene kadar mücadele etmektir.
“CTP’nin iyi muhalefet edebildiğini düşünmüyorum”
CTP’nin iyi muhalefet edebildiğini düşünmüyorum. Daha farklı yöntemlerle kendinizi doğru anlatmanız gerekir.
Bu ülkede adil bir yaşam sürebilmek için insanların beklentileri var.
Herkes sandığa gitsin, sakın gitmemezlik yapmayın. Seçim senin iradendir. İradeni yansıtman gerekir. Tepki vermek istersen de TDP adayı var, eğer bir mesaj vermek istiyorsan mührünü TDP’ye vur, insanlar TDP’nin bu Meclis’te olması gerekliliğini görsün.
“Karma oyu kaldırmak iki partili sisteme geçmektir”
Karma oy sistemini kaldırmak işin gerçeğinde iki partili sisteme geçmektir. CTP solun lideri ve tek sol kalmak ister; UBP de sağın lideri ve tek sağ kalmak ister. İki partili sistem her zaman bir sorun olacak demektir, iki parti, iki kutup. Ancak iş kendi partilerini korumaya geldiğinde UBP’li CTP’lisi hepsi bir olur.
Kimse ben gelince şunu yapacağım bunu yapacağım demesin, partisi ne karar verirse ona tamam diyecekler. Olan, seçim için harcanacak 30 milyon TL’ye olacak”