KıbrısManşet

Kıbrıslı gençlerden Brüksel’de çağrı: Kıbrıs sorununa ilişkin yeni politikalar üretin




Kıbrıslı iki genç aktivist Özer Şahoğlu ve Melis Güvenir, Kıbrıs sorunuyla ilgili yeni politikaların üretilmesini teşvik etmek adına tüm dünyaya Brüksel‘den çağrıda bulundu, konuyla ilgili yazdıkları mektubu da hem Avrupa Birliği (AB) devletlerine ve AB’den bağımsız bir kurum olan Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu‘na iletti

Kıbrıslı gençlerden Brüksel’de “yeni politikalar üretin” çağrısı

Herhangi bir siyasi yapılanma, ideoloji ve kurumla bağlantılları olmadığını belirten genç aktivistler, sadece Birleşmiş Milletler’i vizyon edindiklerini, ülkenin içinden geçtiği sorunlara kayıtsız kalmak yerine, artan endişelerini uluslararası arenada, Avrupa’nın geri kalanına ve Kıbrıs’a duyurmak ve Kıbrıs sorunuyla ilgili yeni politikaların üretilmesini teşvik etmek için tüm dünyaya Brüksel’den çağrıda bulunmak istediklerini kaydetti.

Gençler açıklamalarında, “Çağrımızda; Kıbrıs sorunu ve Kıbrıs’ta devam eden bölünmüşlüğün neden olduğu insan hakları ihlallerine farkındalık getirebilmek için Birleşmiş Milletler’in Kıbrıs’taki insan hakları ihlallerini raporladığı belgelere dayanarak, bölünmüşlüğün ve statükonun sebep olduğu insan hakları ihlalleri nedeniyle Kıbrıs sorununun barışçıl bir zemine oturtulabilmesi için mektuplar yazdık. Yazdığımız mektupları Avrupa Birliği devletlerine ve AB’den bağımsız bir kurum olan Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu’na ilettik” dedi.

Özer Şahoğlu-Melis Güvenir

Brüksel’de Avrupa Parlamentosu önünde açtıkları pankart ile tüm dünyaya ve kıtanın geri kalanına ‘Kıbrıs’ın çözümü hakettiğini’ duyurduklarını belirten gençler, ilettikleri mektupta da Birleşmiş Milletler’in ‘Kıbrıs’taki devam eden bölünmüşlük ada çapındaki insan hakları ihlallerinin sebebidir’ sözüne referans vererek, raporda yer alan yaşama hakkından serbest dolaşım hakkına kadar her şeyden bahsettiklerini ve kendi gözlemlerine dayanarak bölünmüşlüğün sonucu olarak ortaya çıkan kültürel ve sosyal yaşantıya yönelik endişe verici değişimlere vurgu yaptıklarını kaydetti.

“Çeşitlilik farklılıkların zenginliğidir”

Gençler açıklamalarına şöyle devam etti;

“Ayrıca, her insanın etnik, dini, dil ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin herkesi kapsayan ve bu kapsayıcılığın Kıbrıs sorunuyla ilgili tek çözüm modelini yaratacağına inandığımızı da belirtmek istiyoruz.

Çeşitlilik farklılıkların zenginliğidir. Bu nedenle, bu kurumlarda farklılıklara dayalı ön yargılara karşı halkın önce beraber yüzleşmesini hedefleyen politikalara odaklanmayı ve aynı zamanda bu çözümsüzlüğün sebep olduğu insan hakları ihlallerine karşı BM kararları dahilinde kapsayıcı politikalar üretmeye davet etmeyi amaçlıyoruz”

Şahoğlu ve güvenir’in mektup içeriği ise şu şekilde;

Konu: Kıbrıs’ta İnsan Hakları İhlalleri ve Harekete Çağrı

Sayın bakanlık/devlet görevlisi

Mektubumuzu okumak için ayırdığınız değerli zaman için içtenlikle teşekkür ederiz.

Halen devam etmekte olan Kıbrıs’taki bölünme ve donmuş askeri çatışmanın sonuçlarıyla ilgili endişelerimizi iletmek için size içtenlikle yazıyoruz. Biz, Hollanda’da okumakta olan iki Kıbrıslı aktivist, Özer Şahoglu ve Melis Güvenir, olarak mevcut durumu dile getirmek istiyoruz. Halihazırda Avrupa Parlamentosu önünde 27 Haziran 2023 tarihinde uluslararası topluma çağrı yapmış bulunmaktayız.

Şu anda vatan olarak adlandırdığımız Kıbrıs, uzun yıllardır süregelen çözülememiş siyasi ve toprak anlaşmazlıkların yol açtığı donmuş bir çatışmadan derinden etkilenmektedir. Bu çözülmemiş sorunlara ilişkin endişelerimiz bulunmakta ve birçok insan hakları ihlaliyle sonuçlanan birçok sorun, Türkçe konuşan Kıbrıslılar, Yunanca konuşan Kıbrıslılar, göçmenler, çalışanlar, öğrenciler ve adada yaşayan her birey üzerinde kalıcı bir etkiye sahip olmaktadır.

Biz, Kıbrıs sorunundan kaynaklanan insan hakları ihlallerinden doğrudan etkilenen binlerce Kıbrıslıdan sadece ikisiyiz. İki aktivist olarak, kamuoyunun ve Avrupa Birliği ile Avrupa Konseyi’ni oluşturan üye devletlerin de dahil olduğu karar verici yetkililerin dikkatini çekmeyi amaçlıyoruz. Bu ihlallerin ele alınması ve Kıbrıs sorununa sürdürülebilir, kapsayıcı ve uzlaşmaya dayalı bir çözüm bulunmasına aktif katkıda bulunulmasını talep ediyoruz.

Birleşmiş Milletler’in Kıbrıs’taki insan haklarına ilişkin resmi raporuna dayanarak, ülkemizde devam eden bölünme ve donmuş çatışmanın neden olduğu insan hakları ihlallerine dikkat çekmek istiyoruz. Birleşmiş Milletler insan hakları raporlarında belirtildiği gibi, Kıbrıs genelindeki insan hakları ihlalleri, devam eden bölünme ve donmuş çatışmadan kaynaklanmaktadır. Rapor, Kıbrıs’ta yaşanan insan hakları sorunlarına ilişkin genel bir bakış sunmaktadır, bu da yaşam hakkı ve kayıp kişiler sorunu; ayrımcılık ilkesi; serbest dolaşım ve sığınma hakkı; mülkiyet hakları; din veya inanç özgürlüğü ve kültürel haklar; düşünce ve ifade özgürlüğü; eğitim hakkı; ve barış sürecinde cinsiyet perspektifinin benimsenmesinin önemini içermektedir.

Ancak, çatışmanın diğer birçok sonucu da bulunmaktadır. Bu sorunların ezici çoğunluğu, Birleşmiş Milletler’in Kıbrıs hakkındaki insan hakları raporlarında net bir şekilde belirtildiği gibi, bölünme ve devam eden donmuş çatışmayla doğrudan ilişkilidir. Bu sorunlardan bazıları şunlardır:

Serbest dolaşım ve ifade özgürlüğü: Kıbrıs’taki devam eden bölünme, tüm sakinlerin serbest dolaşımını kısıtlamakta ve toplumun tam olarak katılımını engelliyor. Fiziksel engeller ve önyargılar gibi diğer engeller, toplumlar arasındaki iletişimi ve etkileşimi kısıtlıyor, ifade özgürlüğünü, fikir alışverişini, yüzleşmeyi ve canlı, kapsayıcı ve demokratik bir toplumun gelişimini engelliyor.

Kültürel Miras: Çözülememiş Kıbrıs sorunu, adadaki kültürel mirasın korunması için önemli zorluklar yaratmaktadır. Kimlik ve Kıbrıs’ın zengin mirasının ayrılmaz bir parçası olan tarihi siteler ve kültürel anıtlar, bölünme nedeniyle ya erişilemez ya da ihmal edilmiş durumdadır. Kıbrıs’ın kültürel mirasını koruma ve tanıtma önemli bir öneme sahiptir; çünkü sadece çeşitli kültürel mirasının korunması için değil, aynı zamanda kültürler arası anlayışın geliştirilmesi ve sürdürülebilir kültürel turizmin teşvik edilmesi için de önemlidir.

Kültürel koruma: Devam eden çatışma, ortak ve yerel yaşamın sosyal ve kültürel yönlerini zedeleyen ciddi değişikliklere neden olmaktadır. Kıbrıs ağızları ve kültürünün yeniden inşası, yerel kültürü zarar verir ve yüzyıllar boyunca oluşan Kıbrıslı toplumlar arasındaki ortak özellikleri zayıflatır. Bu nedenle, barış sürecini dezavantajlı hale getiriyor.

Yaşam hakkı ve güvenlik: Devam eden bölünme ve donmuş çatışma, yaşam hakkını ve güvenliği zayıflatıyor. Askerileştirilmiş bölgelerin varlığı ve olayların potansiyeli, güvensizlik atmosferi oluşturuyor ve bu askerileştirilmiş bölgelere yakın yaşayan insanların güvenliğini tehlikeye atıyor.

Yerinden edilme ve Mülkiyet Hakları: Bölünme ve donmuş çatışma, zorunlu yerinden edilmeye neden olmuş, birçok insanı kalıcı bir yuvadan yoksun bırakmış ve önemli mülkiyet hakları sorunlarına neden olmuştur. İnsanların orijinal mülklerine dönememeleri ve evlerinin ve eşyalarının kaybı, etkilenen topluluklar için büyük zorluklar yaratmaktadır.

Psikolojik ve Sosyal Sonuçlar: Uzun süren donmuş çatışma, bireyler ve toplumlar üzerinde derin psikolojik ve sosyal travmalara neden olur, uzlaşma ve barış içinde bir arada yaşamayı engelliyor. Çözümün olmaması gerilimleri devam ettirir, ayrılıkları şiddetlendirir ve farklı gruplar arasında belirsizlik ve güvensizlik duygusu yaratır.

İnanç Özgürlüğü: Bölünme, iki toplum arasında gerilim ve güvensizlik ortamı yaratıyor ve bu da sınırlı dinler arası diyalog ve işbirliğine yol açmaktadır. Sürekli bir katılım ve açık tartışma imkanlarının olmaması, farklı dini gruplar arasında karşılıklı saygı ve anlayışın gelişimini engellemektedir. Sonuç olarak, insanlar dini inançlarını gizlemeye veya önemsizleştirmeye zorlanabilir, bu da korku, ihmal veya hatta dini yerlere saldırılarla birlikte bir atmosfer yaratır.

Eğitim hakkı, her iki tarafta da eğitimdeki anlatıların nesnel ve kapsayıcı olmayışından dolayı tartışmalıdır. Kültürel ve sosyal yönlerin büyük ölçüde aynı olduğu halde, her iki tarafta da birçok politik söylem eklenerek ayrımcılık yapılıyor. Bu seçici tarih eğitimi, devam eden statükonun sürdürülmesine ve toplumlar arasındaki düşmanlık ve karşıtlık duygularının pekişmesine neden olmaktadır.

Kıbrıs sorunu, Kıbrıs’ın sıcak yazlarında yangınlar ve diğer çevresel krizlerin önlenmesinde büyük bir engeldir. Sorundan kaynaklanan istikrarlı işbirliğinin eksikliği ve ortaya çıkan komplikasyonlar, bu çevresel krizlerin önlenmesini engeller ve iklim değişikliğini göz önünde bulundurduğumuzda, aslında herkesin yaşam hakkını ve sağlık hakkını, hatta küresel düzeyde ihlal etmektedir.

COVID-19 döneminde, Kıbrıs sorunu, geçmişlerinden bu yana ilk kez geçiş noktalarının kapanmasına neden oldu ve Kıbrıs’ın her iki tarafı arasındaki serbest dolaşımı ciddi şekilde kısıtladı. Bu durum bize devam eden donmuş çatışmaların temelde kırılgan; beklenmedik durumlar ve dış etkenler açısından hassas olduğunu ve potansiyel olarak sona erdirebilecek beklenmedik olaylar veya dış etkilerle kolayca daha da istikrarsızlaşabileceğini göstermektedir. Birbirlerine olan güvensizliklerini kolayca daha da kötüleştirebilir, böylece durumu daha da destabilize edebilir.

Avrupa kuruluşları ve Kıbrıs’taki bireyler ve organizasyonlar tarafından gösterilen yoğun çabaları, destekleri ve iyi niyeti takdir etmenin ve kabul etmenin son derece önemli olduğuna inanıyoruz. Var olan statükonun ve istikrarsız siyasi kültürün ele alınması için çaba gösterenlerin çabalarını görmek ve yeni alternatifler ve perspektifler keşfetmek mevcut siyasi atmosferde gereklidir.

Ancak, mevcut siyasi ortamın, bu kökten siyasi çatışmayı etkili bir şekilde çözmek için yeni alternatifler ve bakış açılarının araştırılmasını gerektirdiğini kabul ediyoruz. Önceki çabalar önemli bir temel atmış olsa da, zorlukların hala devam ettiği ve yenilenmiş bir dikkat gerektirdiği açıktır. Bu nedenle, en geniş kapsam ve etkiyi sağlamak için yenilikçi yaklaşımları benimseyen proaktif bir yaklaşımı savunuyoruz. Kampanyamız, durumun karmaşıklıklarını ele almak için yerel ve uluslararası düzeyde faaliyet gösterecek.

Mevcut çabalara saygı göstermek ve yeni bakış açılarını teşvik ederek, işbirliğini ve açık iletişimi değer veren bir ortamın gelişmesini amaçlıyoruz. Bu yaklaşımın, bugüne kadar ilerlemeyi engelleyen engelleri ve sınırlamaları aşmamızı sağlayacağına inanıyoruz. Kalıcı çözümlere ve anlamlı değişime ulaşmak için yeni yolları keşfetmeye kolektif bir taahhüt ile ancak mümkün olabilir.

Bu arayışta, toplumun tüm kesimlerinden farklı paydaşların dahil edildiği kapsayıcı katılımın önemini vurguluyoruz. Her bireyin aktif katılımı teşvik eden ve her bireyin katkılarını değer veren bir ortamı destekleyerek, karşılaştığımız zorlukları aşmak için gereken kolektif bilgeliği, yaratıcılığı ve deneyimleri kullanabiliriz.

Kıbrıs’ta yaşayan tüm bireylerin, cinsiyet, ırk, din, yaş ve diğer faktörler dahil olmak üzere arka planlarından bağımsız olarak haklarını ve refahlarını savunmayı hedefliyoruz. Kampanyamızın amacı, Kıbrıs’ta karşılaşılan acil sorunlar ve zorluklar hakkında Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği ve diğer vatandaşlarımızı bilinçlendirmektir. Kıbrıs’ta karşılaşılan sorunların ulusal sınırlardan öte etkileri olduğunu kabul etmek, bugünün birbirine bağlı dünyasında son derece önemlidir. Bu sorunların birbirine bağlantısını ve Avrupa ülkeleri geneline olan ilgilerini vurgulayarak, ortak sorumluluk duygusu ve işbirliği çabalarını teşvik etmeyi amaçlıyoruz.

Önceki çabaların tanınması, yeni bakış açılarının desteklenmesi ve Avrupa kuruluşlarının sürekli desteği ile Kıbrıs’taki siyasi kültürü dönüştürme ve uzun süredir devam eden siyasi çatışmayı çözme yolunda birlikte çalışabiliriz. Birlikte, Kıbrıs halkı ve aynı zamanda tüm Avrupa topluluğu için de daha parlak ve kapsayıcı bir geleceğin yolunu açabiliriz.

Avrupa kuruluşlarının gösterdiği çabaları ve desteklerini derinden takdir ediyoruz. Birleşmiş Milletler kriterleriyle uyumlu herhangi bir politikayı desteklediğimizi belirtmek isteriz. Siyasi partiler veya kuruluşlarla herhangi bir bağlantımız olmadığını vurgulamak önemlidir. İki genç aktivist olarak tek hedefimiz, cinsiyet, ırk, din, yaş ve diğer faktörleri içeren Kıbrıs’taki tüm bireylerin haklarını ve refahını savunmaktır.

Endişelerimize ve önerilerimize desteklerinizi nazikçe davet ediyoruz, çünkü desteğiniz bizim için büyük değer taşımaktadır. Onayınız, amacımıza ilerlemeye ve olumlu değişimi kolaylaştırmaya büyük katkı sağlayacaktır.

Paylaşılan bilgiler ışığında, yanlış bilgilere karşı ortaklaşa mücadele etmek için saygılı ve içten çabalarda bulunmanızı istiyoruz. İnsanların doğru ve objektif bilgilerle donatılmalarının, bilinçli kararlar vermelerini sağlayıcı bir şekilde sağlanması son derece önemlidir. Uzlaşmayı teşvik eden ve insan haklarının korunmasını öncelikli kılan politikaları güçlü bir şekilde savunuyoruz.

Ayrıca, uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan hakların korunmasının önemini vurgularız. Bu sözleşmeler, insan haklarının temel direkleri olarak hizmet eder ve tüm bireylerin itibarını, eşitliğini ve özgürlüğünü garanti altına almaktadır. Bu hakları koruyarak ve destekleyerek, her bireyin içsel değerine ve potansiyeline saygı gösteren bir ortam geliştirebiliriz. Yanlış bilgilere karşı mücadele etme, doğru bilgilerin yayılmasını teşvik etme ve insan haklarını koruma konusundaki taahhüdünüz son derece önemlidir. Birlikte, herkesin yararına olan daha bilinçli, kapsayıcı ve haklara dayalı bir toplum yaratabiliriz.

Kıbrıs’ta birbirinden ayrı iki farklı tarafta yaşayan vatandaşlarının bölünmüş bir şekilde bir yaşam sürmesi AB tarafından paylaşılan değerler olan çok kültürlülük, insan hakları ve barışa prensiplerine ters düşer. Kıbrıs sorununu çözmek için Avrupa’da on yıllar önce birçok ilerici politika ve düzenlemeler yapılmış olsa da, bugünün gereksinimlerini karşılayan daha verimli politikaların geliştirilmesinin bugünün şartlarının bir gereğidir.

Sizlerden cevap almayı umuyoruz.

Saygılarımızla.

Özer Şahoğlu, Melis Güvenir









Başa dön tuşu