InstagramKıbrısKöşe YazarlarımızManşet

Yaşasın mücadele! Yasaşın bağımsız Kıbrıs Türk Mahkemeleri!






Kıbrıs Türk toplumunun ve Kıbrıs Türk basınındaki bağımsız gazetecilerin her yerden baskı yediği, müdahalelerle karşılaştığı, korkutulup sindirilmeye çalışıldığı bir dönemde, bir nefes gibi geldi dünkü Mahkeme kararı.

Aynı zamanda bize bir kez daha Mahkemelerimizin bağımsızlığını koruyabilmesi, cesaretle korkmadan adil kararlar verebilmesi için desteklenmesi gerektiğini de apaçık gösterdi.

Bir şeyi daha gösterdi dünkü karar;
Mücadele hala kazanılabilir!

***

Özgür Gazete-Ersin Tatar davası yaklaşık 3 yılır devam ediyordu. Yaptığımız “İşte Müdahalenin Fotoğrafları” haberiyle ipliği pazara çıkanları saran korku ve panik, bize karşı yapılan hakaret ve hedef göstermelerde kendini gösteriyor, dönemin Başbakan’ı şimdinin de atama Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, oturduğu koltuktan gazetemize ve emekçilerine iftiralar atıyordu.

Ajandık biz ona göre, dış mihraktık, ülkesine ihanet eden, dış istihbarat örgütleriyle iş birliği yapanlardık.

Elbette dışarıdan birileyle iş birliği yaparak kendi halkına adeta ihanet etmeyi biz değil, en iyi o bilecekti.

Ve herkesin diğerini “kendi gibi bildiği” gerçeğinden hareketle de bizi böyle suçlayacak, hakaret edecek, iftira atacak ve hedef göstererek fanatiklerinin önüne atacaktı.

Belki bir 22 Ocak Afrika olayları daha yaşansın istiyordu.
Kim bilir…

***

Ama öyle olmadı.

Evet, tehdit edildik.
Evet, gazetemize gidemediğimiz günler oldu.
Evet, korktuk tabi ki, güvenliğimizden endişe ettik.

Ama onunla aramızdaki fark şuydu; biz sırtımızı sadece kendimize dayamıştık ve tüm bu hislere rağmen vazgeçmeyecektik.

***

Öyle de yaptık.

Tatar’ın zehirli hedef gösteren diline karşı, gazetecilerin güvenliği, ifade ve basın özgürlüğü için hukuk mücadelesi başlattık.

Bu dava ne benim ne de Özgür Gazete’nin davasıydı.
Amacımız da yüklü bir tazminat kazanmak falan olmadı hiç.

Tek bir hedefimiz vardı; siyasiler, beğenmedikleri her haber ve gazeteci için oturdukları konforlu koltuklardan basın emekçilerini hedef gösteremesin.

Hatta öyle bir karar çıksın ki; Tatar nezdinde tüm siyasiler bundan ders alsın, kendilerine çeki düzen versin.

***

3 yıla yakın sürdü bu yargılama süreci, Tatar Mahkeme’ye hiç gelmedi, onu avukatı temsil etti.

Savunmalarında da tek bir tanık bulup getiremediler.

Yargı sürecine dair neler yaşandığını başka bir yazıda ayrıntılarıyla anlatacağım çünkü dün okunan karar bile tam 1 saat 10 dakika sürdü.

Yargıç bu davaya o kadar özenli yaklaşmış ve adaleti sağlamak için o kadar titiz çalışmıştı ki, beklentilerimizin de çok çok üzerindeydi.

Mahkeme özetle; savunmanın neredeyse tüm argümanlarını reddetti.

O yazının bir hedef gösterme olduğunu, gazetecilerin hayatlarını ve mesleki kariyerlerini riske atabileceğini açıkca vurguladı kararında.

Ve Tatar bağımsız Mahkemelerimizde hem de Cumhurbaşkanlığı makamındayken bir gazeteye, bir gazeteciye karşı mahkum edildi!

Tabi ki davamızın avukatı Mine Atlı‘nın takdir edilesi performansı ve inancı, bu kararın çıkmasında çok büyük bir etkendi.

***

Çok gururluyuz.

Sebebi ise bir davayı kazanmaktan çok öte.

Topluma ve Kıbrıs Türk basınındaki özgür ve bağımsız gazeteci dostlarımıza büyük bir emsal karar çıkartabildiğimiz için, artık siyasiler o kadar da rahat olamayacağı için, gazetecilerin hayatının ve güvenliğinin de en az siyasiler kadar değerli olduğunu kanıtlayabildiğimiz için…

Bu arada evet; Mahkeme çıkışı da söylediğim gibi aldığımız tazminatı hayvan barınaklarına bağışlayacağız.

Belki de bizim sayemizde Tatar’ın bu topluma bir iyilik yapmasına vesile olacağız.

Yaşasın adalet!
Yasaşın bağımsız Kıbrıs Türk Mahkemeleri!









Başa dön tuşu