InstagramKıbrısManşetSiyaset

Özkızan: Sosyal demokrat geleneği yok oluyor

Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan, dünyada da Kıbrıs‘ın kuzeyinde de soldaki cesaret eksikliğinden doğan boşlukla, aşırı sağın cesaret kazandığını, söylemlerini her geçen gün daha da radikalleştirdiklerini ifade etti

Özkızan: Soldaki cesaret eksikliği ciddi bir sağ dalga yarattı

Emeğin Gündemi programına katılan Özkızan, son 30 yıl içerisinde solda cesaret eksikliğinin geliştiğini, Sovyetlerin yıkılmasıyla solun gücünü ve cesaretini kaybettiğini söyledi.

Özkızan, Yunanistan, İspanya, Almanya’da hükümete gelmiş sol partilerin ve Kıbrıs’ın kuzeyinde CTP’nin en temel sosyal demokrat, emek yanlısı siyasetleri dillendirmekten çekindiklerini gördüklerini, sermayeyi kızdırmayalım düşüncesinde olduklarını söyledi.

Dünyada da Kıbrıs’ın kuzeyinde de soldaki cesaret eksikliğinden doğan boşlukla, aşırı sağın cesaret kazandığını, söylemlerini her geçen gün daha da radikalleştirdiklerini ifade etti.

“Muhalefet etmek siyasal bir kültür ve yapısal bir konudur”

Muhalefet anlayışının bir kişiye veya bir partiye indirgenemeyeceğini vurgulayan Özkızan, muhalefet etmenin siyasal bir kültür, yapısal bir konu olduğunu, kişileri değiştirmekle anlayışın değişemeyeceğini düşündüklerini belirtti.

Özkızan, ülkemizde liyakat, temiz toplum, partizanlık, kayırmacılık, torpil olmasın muhalefet yaklaşımının olduğunu, başarısızlığın sebebinin de bunların gerçekleşmemesine bağlandığını ifade etti.

“Sorunlar liyakat eksikliğinden değil sorunların çözülmesini istememekten kaynaklanıyor”

Özkızan, ülkemizde işlerin yapılamaması veya yürütülememesinin sebebinin liyakat eksikliğinden çok,
sorunların gerçekte çözülmesini istemediklerinden kaynaklandığını söyledi.

Özkızan bu konuyla ilgili verdiği örnekle, 90’ların sonu 2000’lerin başına kadar Çalışma Bakanlığı’nda takibi yapılabilmesi için çok ciddi bir şekilde işyeri kayıtlarının tutulmakta olduğunu, ancak şu anda bilgi teknolojilerinin gelişmiş olmasına rağmen bu takibin yapılmadığını söyledi.

Bu konuya bir işi biri yaptı da beceremedi şeklinde bakmamamız gerektiğini vurgulayan Özkızan, bir işin yapılmamasından çıkarı olanların bu konuda baskın olduğunu anlattı.

“Sosyal demokrat geleneği yok oluyor”

Ülkemizde on sene öncesine kadar sosyal demokrat muhalefet geleneğinin olduğunu anımsatan Özkızan, artık bu geleneğin olmadığını ifade etti.

Sosyal demokrat siyaseti yapan partilerin Kıbrıs sorunu, Türkiye ile ilişkiler ve kimlik siyasetini merkeze alan bir siyasete kaydığını anlattı.

Bağımsızlık Yolu’nun devrimci sosyalist bir parti olduğunu vurgulayan Özkızan, sosyal demokratların merkez siyasetler ile devrimci siyasetler arasında bir köprü görevi yapan değer olduğunu düşündüğünü belirtti.

“Siyasi partiler içerisinde tek sesliliğin olmaması çürümüşlüktür”

Devrimci muhalefeti diğerlerinden ayırt eden şeyin bir program olduğunu vurgulayan Özkızan, programın harekete bir kimlik vereceğini, kişisel çıkar, korku ve isteklerin o program içerisinde eriyeceğini, böylelikle örgüt içinde tek sesliliğin ortaya çıkmasını sağlayacağını söyledi.

“Siyasi partiler içerisinde tek sesliliğin olmaması çürümüşlüktür” diyen Özkızan, tek seslilik olduğunda herkesin kafasına göre iş yapamayacağını, partiyi çıkarına göre kullanamayacağını, programın da tutkal işlevi göreceğini ifade etti.

“Devrimci siyaset mücadele üzerine kuruludur”

Devrimci muhalif bir partinin mücadele etmek üzerine konumlandığını ifade eden Özkızan, devrimciler siyaset yapmaz mücadele eder dedi.

Siyaset yapmak ancak o mücadelelin bir parçası olabilir şeklinde konuşan Özkızan, “Devrimci kendini sadece meclise değil, sokağa ve hayatın her alanına konumlandırmıştır” dedi.

“Sokak muhalefetinin görevi, halk arasında bilinç, farkındalık ve mücadele alanı yaratmaktır”

Sokak muhalefetinin sadece eylem ve miting yapmak olarak algılandığını da söyleyen Özkızan, sokak muhalefetinin halk arasında bilinç, farkındalık ve mücadele alanı yaratmak olduğunu dile getirdi.

Meselelere sınıfsal, emekçinin çıkarlarından bakmanın önemine vurgu yapan Özkızan, devrimci siyasetin, herkesi kucaklamadığını, emekçi sınıfa dayandığını, farklı kimlikleri sınıf mücadelesi içerisinde erittiğini ve devrimci siyasetin sağ siyasete karşı ancak böyle bir mücadeleyle başarı yakalayabileceğini belirtti.











Başa dön tuşu